Üniversiteler neden karýþtýrýlmak isteniyor?

Yer Hacettepe Üniversitesi. 20-25 kiþilik bir grubun üniversite kantininden alýþveriþ yapan öðrencilerin etrafýný çevirip buradan alýþveriþ yapamazsýnýz uyarýsýndan sonra öðrencilere býçaklarla saldýrmalarýnýn görüntülerini birkaç gün öncesinde gördük. Her ne kadar malum medya organlarý karþýt görüþlü öðrencilerin kavgasý gibi olayý topluma yansýtmaya çalýþsa da ortada terör örgütü sempatizanlarýnýn yapmýþ olduðu bir yaralama hatta cinayet giriþiminin olduðu aþikâr!

Bu ve benzer olaylar sadece tek bir üniversiteye mahsus olmamakla birlikte daha öncesinde PKK terör örgütünün birçok üniversitede yaptýðý eylem ve etkinlikleri dile getirmiþ olsak da geçen zaman diliminde bu durumun deðiþmediði ortada. Ýþin ilginç ve sorgulanmaya muhtaç kýsmý kendi üniversitelerinde terörü destekleyen akademisyenlere sözde ifade özgürlüðü ile sahip çýkan yöneticilerin yaralama olaylarýnda da gerekli iþlemi yapmaktan çekinmesinin sebebinin ne olduðudur?

Birçok sol terör örgütünün sempatizaný olan öðrencilerin kampüslerdeki etkinliklerini rahatça yapabilmeleri sadece üniversite yönetimlerinin sessiz kalmasý ile açýklamak yeterli deðil. Her ne kadar özerk olan bir yapýnýn akademik özgürlük maskesi ile sessiz kaldýðý gerekçesi de iþin esas boyutunu gözler önüne koymuyor.

1980 darbesinden sonra üniversitelerin ülke siyasetinde yönlendirici etkisini bilen odaklarýn bu yýllardan itibaren akademileri hangi odaklara býraktýðýný sorguladýðýmýzda günümüzde yaþanan olaylarý deðerlendirmek zor olmayacaktýr. Ülkemizin þu zor günlerden geçtiði zaman diliminde PKK ve paralel yapýnýn sempatizanlarý ile mücadele etmesinin tesadüf olmadýðý ve bu yapýlarýn oluþturduðu örgütlenmenin akademilerde var olan gücünün hissedildiði artýk açýk olarak görülmektedir.

Bu yapýlarýn üniversitelerde hangi üst düzey bürokratlarýn ve kurumlarýn üyelerinin desteði ile güç bulduklarý da þüphesiz zamanla ortaya çýkacaktýr.

Haziran ayýndan itibaren çoðu üniversitede rektörlük seçimleri olacakken mücadele edilen PKK ve paralel yapýnýn aðýz birliði etmiþçesine bahar aylarýnda yaþanacak karmaþayý dile getirmesinin de bir sebebi var elbet. En büyük beklentileri yaþanacak kaos ortamýnda hükümet üyelerinin ve Cumhurbaþkanýnýn düþmesi iken baþarýsýz olunsa dahi akademilerde yapýlacak olan rektörlük seçimlerinin de göz önünde olmasýný engellemeyi amaçlýyorlar.

Akademilerde kendi yapýlarýnýn hakimiyetinin bozulmasý bundan sonra hiçbir illegal oluþumun ülke siyasetine yönlendirici etki yapamayacaðýný bildiklerinden olsa gerek yaþanacak kaos ortamýnda rektörlük seçimlerinde daha önceden dile getirdiðimiz oyunlarýný uygulamaya koymanýn peþinde koþuyorlar. Akademilerde kendi planlarýna karþý duran yerli ve milli akademisyenlere yapýlan baskýlardan artýk öðrencileri kullanarak iþi tehdit etmeye kadar götürdükleri akademisyenlerden gelen elektronik postalardan anlaþýlýyor.

Açýklama: Giresun Üniversitesi Rektörü Aygün Attar hakkýnda yazdýðým yazýda paralel yapý ile girdiði mücadeleyi dile getirmiþtim. Birçok olumlu mesajýn yanýnda gelen olumsuz mesajlar da yok deðil. Olumsuz mesajlarýn ortak cümleleri ‘Kaç para aldýn? Ne kadar ücret ödendi?’ gýyabýnda! Sadece gülüp geçmek varken tek bir cümle etmeyi de gerekli görüyorum. Eðer ki öyle bir þüpheniz varsa ortada buyurun! Türk mahkemeleri ve güvenlik güçleri her türlü telefon konuþmalarýný, mail, mesaj, hesap ve daha birçok þeyi ortaya çýkarabilecek muktedirdedir. Sizin birinci göreviniz bu iftiranýzýn sizce gerçek olduðunu herkese göstermektir.