Milli Eðitim Bakaný Nabi Avcý’nýn yeni bir üniversite giriþ sistemi üzerine çalýþýldýðýný söylemesiyle medyada birçok haber yer aldý. Almaya da devam ediyor. Aslýnda Avcý’nýn bu konudaki açýklamalarý yeni deðil, daha önce de benzer açýklamalar yapmýþtý. Bununla birlikte, Avcý, bu konudaki hazýrlýklarýn henüz bitmediðini de ýsrarla vurguluyor. Ancak ilginçtir birçok gazete ve TV “Türkiye için ABD modeli geliyor” baþlýðý altýnda, konu ile ilgili çalýþmalar adeta bitmiþ gibi haberler yapýyor. Hele bazýlarýnýn hayal gücü o kadar güçlü ki, ne YÖK ve ÖSYM ne de MEB’in gündeminde bile olmayan bazý modeller açýklýyor!
Sorumlu yayýncýlýk
Milyonlarca aile ve öðrenciyi ilgilendiren bu tür konularda daha sorumlu ve titiz bir yayýncýlýk gerekli diye düþünüyorum. Sýrf daha çok okuyucu çeksin diye “iþte yeni sistem” þeklinde bazý ayrýntýlarý uydurmak, gazetecilik meslek etiðiyle baðdaþmaz.
Dahasý, haberlerde ABD modeli adý altýnda birçok yalan yanlýþ bilgi veriliyor. Bunlarý tek tek düzeltmeye ne benim ne de kimsenin gücü yetebilir. Ancak ABD’deki mevcut sistemi, verilere dayalý olarak kýsaca aktarmanýn kamuoyunun doðru bilgilenmesi açýsýndan gerekli olduðunu düþünüyorum. Ayrýca, ilgili kurumlarýn basýn müþavirliklerinin de asýlsýz haberleri yalanlamalarýnýn faydalý olacaðý kanaatindeyim.
ABD modeli
ABD, bildiðimiz anlamda bir üniter devletten ziyade bir federasyon yani devletler topluluðu. Dolayýsýyla her eyaletin kendi meclisi ve yasalarý var. Doðal olarak her eyalette de farklý eðitim sistemleri söz konusu. Dahasý, üniversitelerin yönetim, finansman ve akademik yapýsý; diðer birçok ülkeden ve Türkiye’den farklýlýk gösteriyor. Örneðin, birçok ülkede üniversite giriþte bir kota (kontenjan) ya da merkezi yerleþtirme uygulanýrken, ABD’de uygulanmýyor.
Amerikan üniversiteleri, kendi öðrencilerini kendileri seçiyorlar. Neredeyse bütün üniversiteler, sadece tek bir test puaný sonucuna göre öðrenci seçmeye karþýlar. Öðrencileri bütünsel bir yaklaþýmla deðerlendirmekten yanalar. Bu çerçevede üniversitelerin öðrenci seçerken en çok önem verdikleri ölçüt, adayýn lise baþarýsýdýr. Adaylarýn özellikle üniversiteye yönelik akademik derslerdeki notlarý son derece kritik. Ayrýca, ABD üniversitelerinin en çok önem verdikleri husus, adaylarýn merkezi olarak yapýlan test ve sýnavlardaki puanlarý.
Kültürel ve sportif faaliyetler
Bugünlerde Türkiye’de en çok konuþulan hususlardan biri, ABD’de üniversite giriþte öðrencinin müfredat dýþý faaliyetlerinin (kültürel, sportif, liderlik vb.) üniversiteye giriþte ne derece etkili olduðu.
ABD üniversitelerinin bir kýsmý adaylarýn müfredat dýþý faaliyetleri ile kompozisyonlarý, referans mektuplarý ve niyet mektuplarý gibi ölçütleri de deðerlendiriyorlar. Ancak sanýldýðýnýn aksine, bunlarýn etkisi birçok üniversitede ya hiç yok ya da çok az!
Yani zaman zaman duyduðumuz üzere, ABD’de üniversitelere kabulde müfredat dýþý faaliyetlerin çok etkili olduðu þeklindeki yargý, gerçeði yansýtmýyor. Örneðin, ABD üniversitelerinin rehberlik ve üniversiteye öðrenci kabul konularýnda çalýþan çatý kuruluþu NACAC tarafýndan konuyla ilgili yapýlan bir çalýþmada, üniversitelerin öðrenci kabul ofislerinde çalýþan uzmanlarýn sadece %5’inin müfredat dýþý etkinliklere önem atfettikleri görülmüþtür. Oysa bu oran, öðrencinin lisede aldýðý akademik derslerdeki baþarýsý için %84’lere varýyor.
Özetle, ABD’de üniversitelerin öðrenci kabulünde en etkili iki husus, adaylarýn akademik derslerdeki okul notlarý ile merkezi/standart sýnavlardaki baþarýsýdýr. Yani, ABD’de bile üniversitelerin çok büyük bir bölümü adaylarý deðerlendirirken kültürel ve sportif faaliyetleri önemsemezler. Böyle bir þeyin Türkiye’de uygulanýp uygulanamayacaðý ise apayrý bir tartýþma konusudur.