Yarýndan sonra referandum var. Dikkatimi temelde þu çekiyor: ‘Evet’ çaðrýsý yapanlar; yeni heyecanlardan, istikrardan, kalkýnmadan, “Büyük Türkiye” özleminden, parlak ufuklardan, kendi deðerlerimiz üzerinde dirilmekten, yükselmekten bahsettiler.
‘Hayýr’ çaðrýsý yapanlar ise korkulara sarýldýlar. “Tek adam düzeni gelir”, “diktatörlüðe gidilir”, “önce federasyon, sonra bölünme olur”, “muhtarlýklarý, lokantalarý kapatacaklar”, “Meclis feshedilecek”… Korkutmalarýn yanýndaki yalanlar ise sayýlmakla bitmez.
‘Evet’i isteyenler umut aþýlarken, “bir ilkbahar sabahý bereketli yaðmurlarla uyanacaðýz” derken, çoðunluðu gençlerden oluþan dinamik bir kitle meydanlarý coþkuyla doldurdu.
‘Hayýr’ isteyenler ise kendi korkularý ile Türkiye’yi de korkutmak istediler. Meydanlara çok az çýktýlar. CHP koskoca Bursa’da bile kapalý salon toplantýsý yaptý. Yüzlerde bir heyecan, gülümseme, neþe, coþku yoktu. Dinleyenlerin yaþ ortalamasý yüksekti.
Ben en baþtan beri tereddütsüz ve yürekten ‘Evet’ diyenlerdenim. Çünkü meselenin özü ile ilgili unutamadýðým gerçekler var.
1. Askeri darbeler döneminin bitmesini istiyorum. 27 Mayýs 1960’ý, 12 Mart 1971’i, 12 Eylül 1980’i, 28 Þubat 1997’i, 27 Nisan 2007’yi ve 15 Temmuz 2016’yý unutmuyorum. Bilhassa 15 Temmuz darbe giriþimini hiç aklýmdan çýkarmýyorum. “TSK’da baþörtüsü serbest býrakýldýðý için birkaç hafta önce bilhassa Ege’deki kýtalarda kýpýrdanma baþladý” haberlerini ciddiye alýyorum. (Nagehan Alçý ve Rasim Ozan Kütahyalý, bu konuda Genelkurmay Askeri Baþsavcýlýðýnýn daveti ile ifade verdiklerini ve soruþturma kapsamýnda Ege Ordu’dan 614 TSK personelinin ifadesinin alýndýðýný yazdýlar.) FETÖ’nün kripto elemanlarýnýn ulusalcýlarý, Kemalistleri kullanýp bir ortak cephe taktiði ile darbe rüyalarý kurduðunu unutmuyorum. Cuntacýlýk zihniyeti, hevesi kesin bitmeli artýk...
2. Milletin seçtiklerini yöneten, tehdit eden, partilerin içini karýþtýran, hükümet yýkýp hükümet kuran vesayetçi yapýnýn kökünden silinmesini istiyorum. Demokrasinin kayýt dýþý odaklarý, vesayet aðalarý artýk söz sahibi olmamalýdýr.
Partisinden istifa etmiþ, arkasýnda üç kiþi bile bulunmayan Yalým Erez’lere hükümet kurma görevi verilmesini, Güneþ Motel pazarlýklarýný, þemsiye partileri kurulmasýný, “baþbakan zor yürüyor, býraksýn yerine þu gelecek” baskýlarýný unutmuyorum. Parlamento ile oynamanýn Ýngiliz anahtarý olan gensoru mekanizmasýnýn kaldýrýlmasý bile tek baþýna ‘Evet’ dememe yetiyor... Vesayetin bu millete yaþattýðý acýlarý unutmuyorum. Vesayet yerine milli irade hâkimiyeti istiyorum.
3. Bu memleketin kalkýnmasýný koalisyonlar engelledi. Tam, “ne güzel AK Parti ile tek parti iktidarýný yakaladýk” derken, 7 Haziran 2015 seçimi sonrasýnda FETÖ, CHP-HDP restorasyon hükümeti bile istedi. Az daha AK Parti-CHP koalisyonu kuruluyordu, unutmadým. Unutmadým çünkü CHP ile hükümet kurdurulsaydý, AK Parti bitirilecek, Cumhurbaþkaný Erdoðan hedefe konulup etkisiz hale getirilecekti. ‘Evet’ ile hükümet krizi, koalisyon çalkantýsý bitiyor. 5 yýllýðýna halkýn sandýkta belirlediði Cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemi ile istikrar saðlanýyor.
4. Yedi düvelin Erdoðan üzerinden Türkiye ile uðraþtýðýný unutmuyorum. 7 Þubat MÝT krizini, Gezi olaylarýný ve kaçak savcý Zekeriya Öz’ün “Gezi’de PKK da olacaktý, hükümet devrilecekti” demesini unutmuyorum. 17/25 Aralýk hayasýz darbesini, MÝT TIR'larý ihanetini, Can Dündar’ýn Almanya için casusluk yapmasýný, FETÖ’cülerin ABD’ye, Avrupa’ya sýðýnmalarýný, Hollanda’nýn atlarýný, itlerini unutmuyorum.
Hiçbirini unutmuyorum, ‘Evet’ diyorum.
NOT: Kýlýçdaroðlu'nun dün Balýkesir'de askeri üsse inmesi ve törenle karþýlanmasý, TSK içindeki kýpýrdanma ile ilgili ise 15 Temmuz'dan ders almayanlara haddini bildirmek gerekir.