Unutulmuþ bir derginin sayfalarýný çevirirken... Hüseyin Yalçýn ve Fikir Hareketleri Dergisi

Niçin Fikir Hareketleri?

Yalçýn’ýn Fikir Hareketleri tam anlamýyla tek adam gösterisi olarak tanýmlanmalýdýr. Yalçýn’ýn tek baþýna, büyük çaba, emek ve enerji gerektiren bir yayýn organýný niçin yayýnladýðý ve uzun süre yayýnlamakta ýsrar ettiði sorusuna yanýt vermek ilk bakýþta güç görünebilir. Yalçýn, Fikir Hareketleri’nden önce kendi imzasý ile basýn dünyasýnda çalýþabilen bir kiþi deðildi. Öyle sanýyorum ki, Yalçýn, Fikir Hareketleri tipinde bir yayýnýn kendisini yönetimin gözünde yeniden meþrulaþtýracaðýný düþünmüþ olmalýdýr. Belki de Fikir Hareketleri’ni çýkarmadan önce bazý kanallardan, yönetimdeki bazý Ýttihatçý tanýdýklarý kanalý ile yoklama yapmýþ ve olumlu bir yanýt alýnca, bu giriþimini gerçekleþtirmeye karar vermiþtir. Ancak bu konuda kesin bir þey söylemek þimdilik mümkün görünmüyor.

Kadro dergisi cesaretlendirdi

Tam bu sýrada Kadro ve Kooperatif gibi hayli iddialý siyasî dergilerin yayýn hayatýna devam edebiliyor olmalarý da, belki Yalçýn’ý cesaretlendirmiþ olabilir. Fikir Hareketleri’nin ilk sayýsýnýn cumhuriyetin onuncu yýldönümüne denk düþüyor olmasý da, sanýrým Yalçýn’ýn bu dergiyi bir yoklama olarak tasarladýðýný gösteriyor. Cumhuriyetin onuncu yýldönümü münasebetiyle 26 Ekim’de kabul edilen genel af ve bunun yarattýðý hava da, siyasî iklimi ve dolayýsýyla da Yalçýn’ý olumlu yönde etkilemiþ olmalýdýr. Yalçýn, herhalde eski bir Ýttihatçý politikacý olarak bunu deðerlendirebilecek tecrübedeydi.

Yalçýn, gerçekten de Fikir Hareketleri sayesinde siyasî alanda meþruluk kazanacaktýr. Hatta Ýnönü’nün Cumhurbaþkaný olmasýndan sonra CHP’den milletvekili de seçilecektir. Gerçi Yalçýn’ýn siyasî sahneye yeniden dönmesi uzun sürmüþtü; derginin yayýnlanmasýndan yaklaþýk beþ buçuk yýl sonra. Ancak Yalçýn, milletvekili seçilmesinden sonra derginin yayýnýna hemen son vermemiþtir. Yaklaþýk iki yýl daha yayýný sürdürecektir. Yalçýn, eðer dergiyi sadece siyasî meþruluk kazanmak için çýkardýysa, 1939 yýlý baþýndan itibaren dergiye artýk ihtiyacý kalmamýþtý. Dolayýsýyla da yayýnýna artýk son verebilirdi. Demek ki, Yalçýn’ýn baþka bir amacý daha vardý.

1930’lu yýllar Türk fikir hayatýnda tek-partili otoriter siyasî rejimlerin ideolojik plânda güç kazandýðý yýllardý. Yalçýn, Fikir Hareketleri’nde güçlenmekte olan faþist ideolojiye karþý siyasî liberalizmin savunmasýný yapýyordu. Zamanýn Türk aydýnlarýna demokratik sistemin ölmediðini ve yaþamaya devam ettiðini kanýtlamaya çalýþýyordu. Fikir Hareketleri, bu dönemde Türk fikir hayatýnda belki de resmî ideolojinin dýþýnda siyasî liberalizmi savunan yegâne yayýn organýydý.

Yalçýn’ýn dergide iþlediði ya da iþlemeye çalýþtýðý asýl tez þuydu: Birinci Dünya Savaþý’ndan sonra ekonomik, sosyal, siyasal ve ideolojik kriz, pek çok ülkede parlamenter demokratik sistemi etkilemiþ, bunun sonucunda da demokratik geleneði olmayan ya da yeterince güçlü olmayan ülkelerde siyasî liberalizm yýkýlmýþtý. Yerlerine ise daha çok kiþisel diktatörlükler, bir ölçüde de askerî diktatörlükler kurulmuþtu. Hatta Ýngiltere, Fransa ve ABD gibi demokratik sistemin iþlerliðe kavuþtuðu ülkelerde bile, liberal sistem ve ideoloji aðýr darbeler almýþtý. Diðer birçok ülkede olduðu gibi, bu ülkelerde dahi, artýk parlamenter demokratik sistemin tarih önünde iflas ettiði öne sürülmekteydi.

Faþizm prestij kazandý

1930’lu yýllar Avrupa’da faþizmin, askerî diktatörlüklerin yaygýnlaþtýðý ve prestij kazandýðý yýllardý. Diðer yandan, Sovyetler Birliði’nde uygulama þansý bulan Marksizm de, Bolþevizm biçiminde bir baþka diktatörlük þeklini doðurmuþtu. Aralarýnda farklýlýklar olmakla birlikte, her iki sistem de temelde diktatörlüktü ve liberal demokratik sistemi reddediyordu. Dolayýsýyla parlamenter demokrasi her iki sistemin de saldýrýsý ve tehdidi altýndaydý. Liberalizm bu tartýþmada bir hayli gerilemiþti ve hatta ayakta kalýp kalamayacaðý sorusu dahi gündeme gelmiþti. Liberalizmi savunanlarýn sayýsý da bir hayli azalmýþtý.

Yalçýn, demokratik sisteme aykýrý bu akýmlarýn Türkiye’yi de etkilemeye baþladýðý görüþündeydi. Gerçi komünizmin etkisi bir hayli sýnýrlýydý ve yayýlma eðilimi de göstermiyordu. Fakat Ýtalyan Faþizminden ve Alman Nasyonal Sosyalizminden etkilenmiþti; hatta kýsmen onlarýn benzeri olan siyasal ve ideolojik görüþler ortaya atmakta olan aydýnlar ve yayýnlar, Yalçýn’a göre, Türkiye için gerçek bir tehdit oluþturuyordu. Bu grup, siyasal çevrelerde de aðýrlýk kazanmaya baþlamýþtý. Yalçýn, her türlü diktatörlüðe karþý siyasî liberalizmin savunmasýný yaparken, Türkiye’de de demokrasiyi savunmaktan geri durmuyordu.

Hüseyin Cahit Yalçýn

tarafýndan 1933-1940 yýllarý arasýnda yayýnlanmýþ olan Fikir Hareketleri dergisi, ne Yalçýn’ýn siyasî yaþamýný, ne basýn tarihimizi, ne de düþünce tarihimizi araþtýranlar için ilginç bulunmamýþ olmalý ki, þimdiye kadar üzerinde hemen hemen hiç durulmamýþ bir koleksiyondur. Oysa Fikir Hareketleri, gerek Yalçýn’ýn uzun süren siyasî yaþamýnda, gerekse tek-parti döneminin tek sesli yayýn yaþamýnda marjinal olarak tanýmlanabilecek bir dergi yayýncýlýðý olarak görülebilir. Yalçýn, dergide esas olarak (belki de okuyucuya yadýrgatýcý gelebilir ama) liberalizmi savunmuþtu.

Yalçýn ve Cumhuriyet

Yalçýn, Malta’dan dönüþünde Ýstanbul’da yeniden gazeteciliðe baþladý. Ankara Hükûmeti’ne muhalefeti ile tanýndý. Takriri Sükûn Kânunu’ndan sonra Yalçýn’ýn Tanin gazetesi de kapatýldý. Cumhuriyetin ilânýna ve Hilâfetin kaldýrýlmasýna karþý tavýr almýþ olan Yalçýn, Ankara Ýstiklâl Mahkemesi’nde yargýlandý ve Çorum’da süresiz sürgün cezasýna çarptýrýldý. Yalçýn henüz Çorum’da iken, bu kez de Ýzmir suikastý davasýyla ilgili görülerek, Ankara Ýstiklâl Mahkemesi’nde yargýlandý ve beraat etti. Yasa deðiþikliði ve biraz da siyasî uzlaþmanýn sonucunda Çorum sürgünlüðü sona erdi ve Yalçýn yeniden Ýstanbul’a dönebildi. Ancak yazý hayatýna devam edebilmesi siyasî bakýmdan artýk mümkün deðildi. Yalçýn bu aþamada basýn hayatýndan tamamen çekilmek zorunda kalacaktýr: Önce romanlar tercüme etti. Gümrük komisyonculuðu yaptý. Geçimini saðlamak için “üniversitede serbest bir demokrasi kürsüsü” istedi. Ancak talebi, dönemin Millî Eðitim Bakaný tarafýndan, “profesörlere verilen maaþa lâyýk olmadýðý” gerekçesiyle reddedildi. Ýdadî mektebi müdürlüðü talebi de yine ayný âkýbete uðradý. Ancak Ýçiþleri Bakaný Þükrü Kaya aracýlýðý ile Yalçýn’ýn durumundan haberdar kýlýnan Baþbakan Ýsmet Paþa, onu Türkiye Sanayi ve Maadin Bankasý yönetim kurulu baþkanlýðýna getirdi.

Meraklýsý için notlar

Daha önce bu dergiye iliþkin hayli kapsamlý bir yazýmý Ýletiþim yayýnlarýndan çýkan Liberalizm (Modern Türkiye’de Siyasî Düþünce)’nin yedinci cildinde sunmuþtum. Nahit Yüksel, bu konuda bir yüksek lisans tezi de yazmýþtý. Yalçýn’ýn gerek edebiyat ve gerekse siyasî anýlarý da uzun yýllar önce yayýnlanmýþtý. Fakat siyasî anýlarý özet halindedir; maalesef hala hepsi yayýnlanmamýþtýr. En son YKY yayýnlarýndan çýkan Yalçýn’ýn Tanýdýklarým kitabýna bir de önsöz yazmýþtým. Yalçýn’ýn gazete ve dergi tefrikasý halinde kalmýþ anýlarýnýn tamamýný basacak bir yayýncýya hala çok ihtiyaç var.