Ýzmir siyasetinde Mardinlilerin aðýrlýðýný bilen biriyim ben. Aram iyidir onlarla. Tevfik Ensari, Rasim Kahraman gibi dostlarým var aralarýnda.
Kendisini Çarþaflý Edo diye tanýtan Mardinli Edip Mungan’ý iyi tanýr Ýzmirliler. Ziyaretköy Dayanýþma Derneðindeki bir sohbette gülmekten kýrýp geçirmiþti bizi. “Bir erkeði huysuz avrat, bir aileyi hayýrsýz evlat, þoförü aþýrý sürat, esnafý asýk surat yýkar” deyince, “Edo abi, feministler duymasýn” dedim, “onlar kim?” dedi bana.
Urfa’yý daha önce görmüþtüm. Mardin’i ilk kez görecektim. Urfa’dan sabah erken otobüsle çýktýk yola. TBMM ile AB’nin ortaklaþa yürüttüðü Deðiþim ve Diyalog çalýþmasýnýn Kültürler Arasý Diyalog Forumu için Mardin’i seçerken, çok kültürlü yapýsýný pek çok yerden duyduðum bu kentin, Avrupalý misafirlerimiz için de ilginç olacaðýný umuyordum.
Umduðumdan fazlasýný buldum. Çok güzel bir yol ve uçsuz bucaksýz bir arazi. Sulu tarýmýn bölgeye nasýl bir zenginlik kattýðýný dinledim yol boyunca. Sulama kanallarý bir nehir cesametinde. Ýkinci ürün olarak ekilen mýsýr bir tablonun yeþil zemini gibi duruyor adeta tarlalarda. Þimdi bu bölgenin büyük potansiyelini deðerlendirmek için gerekli tek þart, huzur. Aslýnda buralara kadar gelmiþken Ceylanpýnar’ý da görmek vardý ama ne yaparsýnýz ki vakit dar. Kýzýltepe’deki devasa alýþ veriþ merkezi Ýzmir’dekileri aratmaz. Galiba Mardin’e yakýn olmasýnýn da etkisi var.
Kýzýltepe’den Mardin’e giriþteki ihtiþam gerçekten çarpýcý. Hem kale çarpýcý geldi bana, hem taþ yapýlarýn ortaya koyduðu heybet. Ovayý bitirip o kývrýmlý yolu týrmanýrken bizim Ýzmir’in Varyantý geldi aklýma.
Mardin milletvekilleri Muammer Türker ve Gönül Bekin Þahkulubey programýn Urfa ayaðýna da katýldýlar. Mardin’deki misafirperverliklerine gýpta ettim. Urfa’dan Mardin’e giderken kendi özel arabalarýný kullanmak yerine bizimle otobüs seyahati yapma nezaketini gösterdiler.
Mardin’de iki toplantý yaptýk. Öðleden önceki oturum “AB ve Türkiye’de Kültürler Arasý Diyalog” baþlýðýyla açýldý ve Yerel Yönetim Politikalarý ele alýndý. Siirt milletvekili Afif Demirkýran’ýn AB’ye bakýþýmýzý özetleyen konuþmasýyla baþlayan oturumda, Gönül Hanýmýn iki vurgusu herkesin dikkatini çekti: “Çeþitlilik içinde birlik” arayanlara Mardin’i önerdi. AB fonlarýndan yararlanan yerler arasýnda ilk sýralarda yer aldýðýný söyledi Mardin’in ve “önyargýlarý yýkmak için Mardin modeli iyi deðerlendirilmeli” dedi. Ýlk oturumun yýldýzlarýndan biri de Danimarka’dan katýlan ‘Eleþtirel Müslümanlar Derneði’ sözcüsü Sherin Khankan idi. Böyle yazdýðýma bakmayýn adýný, sorunca “Þirin” diyor. Arapça konuþuyordu, meðer babasý Suriyeli, annesi Finlandiyalý imiþ. Ayak bileklerine kadar inen zarif elbisesini merak edip ‘nereden alýyorsun bunlarý?’ diye sormuþ bizim Komisyonun atom karýncasý Yasemin Elibol. Küresel kimliklerin Hristiyan ön ekli kimliklere meydan okuduðuna deðinerek Avrupa’daki Müslüman aktivizmini anlatan bir konuþma yaptý Þirin Haným. Tartýþma bölümüne katýlma nezaketi gösteren Mardin milletvekili Abdürrahim Akdað, Mardin’in farklý etnik ve dinsel gruplarýn birlikte yaþadýðý mikro bir AB olduðunu belirtti.
Günün son oturumu Kültürel Çeþitliliðin Benimsenmesi baþlýðýyla Muammer Türker’in yönetiminde yapýldý. Muammer Bey kýsa ve öz bir giriþle “iþte Mardin, iþte kültürel çeþitlilik” vurgusundan sonra sözü Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Serdar Bedii Omay’a býraktý. Sayýn Omay, Yaþayan Diller Enstitüsünün kuruluþunu kültürel çeþitliliðe örnek olarak gösterdi. Urfa’da da Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Halil Ýbrahim Mutlu’nun katkýlarý çok kýymetliydi. Hem Urfa’da hem Mardin’de Doç. Dr. Murat Erdoðan tartýþmalara renk kattý.
Misafirler için tartýþmalar kadar Mardin turu da ilginç oldu. Deyrul Zafaran Manastýrý, Kasýmiye Medresesi, Peygamber efendimizin ayak izinin taþýndýðý Hatuniye Medresesi, Sabancý Kent Müzesi, Sipahiler Çarþýsýndan geçerek ulaþtýðýmýz ve Peygamberimizin mübarek sakalýnýn sürekli sergilendiði Ulu Cami, Mardin’in eþsiz incileri gibi geldi bana. Sabancý Kent Müzesinden yukarý doðru görülen manzara nadide bir tablo gibiydi. Cercis Murat Konaðýndaki Mardin türkü ve yemeklerinden sonra “buralara bir daha gelmek lazým” dedik.