Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Tüm Yazıları

'USA emperyalizmi seni kendisine asker olarak istiyor!'

Hani, Amerikan bayrağının kırmızı-mavi renklerinden oluşan kocaman fötr şapkalı bir kapitalist patronun, gözünüze batırırcasına size doğru uzattığı parmağı ve altında da, 'I WANT YOU FOR U.S ARMY!' / Seni, Birleşik Devletler Ordusu için istiyorum!' yazısı vardır ya..  

Bugün, USA emperyalizminin Türkiye'ye eski alışkanlıklarının devamı olarak aynı havada emir vermek istediği görülüyor. 

Amerikan askerî ve diplomatik makamları çelişkili beyanlarda bulunuyorlar gibi gözüküyorlar ama, aslında hepsinin mesajları, özellikle de 1945'lerden beri alıştıkları havada.. 

'Bu operasyonlar DEAŞ'a karşı verilen savaşı ikinci plana düşürmemelidir.  

Bu operasyonlar sınırlandırılmalı, çünkü DEAŞ'a karşı müttefiklerimiz olan YPG güçlerinin dikkatini dağıtıyor; Fırat Vadisi'nde DEAŞ'a karşı elde edilen kazanımları istikrarsızlaştırıyor!' 

USA emperyalizminin en etkili borazanı olan New York Times gazetesi de 1 Şubat günlü sayısında, 'Türkiye, PKK ile yeniden Çözüm Süreci müzakerelerine dönmelidir' diye akıl vermeye kalkışıyordu. USA emperyalizmi kendi bayrağı altında savaşan PKK'yı, bu yeni müttefikini elbette korumak isteyecekti.   

USA emperyalizmi kısaca diyor ki, 'NATO demek ben demek.. Seni NATO'ya aldıysam, kendime bir fedaî olarak gördüğüm için.. Ama şimdi kendi başınıza buyruk hareket etmek istiyorsunuz. Bizim menfaat ve planlarımızı gözettiğinizde otomatik olarak kendi menfaatlerinizi de gözetmiş olursunuz..  

Haydi bakayım, seni yeniden Birleşik Devletler'in ordusunun askeri olarak istiyorum..' 

Ama inşaallah, USA emperyalizmi avucunu yalayacak; geçmişin geride kaldığını görecektir. 

 

Bu kişi, hangi milletin vekili ve nasıl?

Meclis'teki partilerde HDP'nin ismi Garo olan bir m.vekili, Paris'e gitmiş..  

Gider ya.. Kime ne? Başkaları da gidiyor.  

Ama, eğer başkaları da bu kişi gibi gidiyorsa, buna bile bile lâdes denilir.   

Çünkü, bu kişi, Fransa'daki ermeni diasporasının güçlü bir kuruluşunun verdiği bir ziyafete katılmış ve o ziyafete gelmesi sağlanan Fransa C. Başkanı Emmanuel Macron'la da görüşmüş.. Bu görüşmede, -medya organlarında yer alan iddialara göre- Macron'a Türkiye'nin Afrin'de sivilleri öldürdüğünü söylemiş.. Kaldı ki, Türkiye'nin silahlı güçleri henüz, sivil halkın yaşadığı bölgelere ulaşmış değil ve PKK elemanlarına efendilerince Afrin çevresindeki dağlarda hazırlanmış olan ve son derece tahkim edildiği görülen savunma hatlarını etkisiz hale getirmekle meşgul.. 

Macron, işbu Garo efendi tarafından kendisine fısıldanan iddialar üzerine, -çok yufka yürekli imişçesine ve de- kendileri Libya, Irak ve Suriye'de son yıllardaki bombardımanlarda, sivil halktan onbinlerce insanın katliâmında, etkili şekilde rol almamış gibi hemen, 'Türkiye'nin teröristlere karşı mücadelesinin Afrin'in işgaline dönüşmesi halinde bunun kendileri için problem oluşturucağını' buyurmuş..  

İlginçtir, sadece Batı dünyası değil, İran ve bazı arap rejimleri de aynı suçlamayı yapıyorlar medyalarında, Türkiye'ye..  

***  

Şimdi de, sivil halkın katliâm olunabileceği ihtimalini diline dolayan Fransa'nın, 100 yıl önce  Osmanlı'nın zayıf bir ânında, Ermeni Mes'elesi'ni tahrik eden devletlerin başında geldiğini hatırlayalım. 

Şimdi, Macron'un açıklamalarına sert karşılıklar veriliyor, tabiatiyle..   

Ama asıl karşılığı görmesi ve Meclis'te hesap vermesi gereken kişi, uluslararası emperyalizmin bir ayağı olan Fransa'da, ülkemizin ve müslüman halkımız aleyhinde bir entrika kotarmakta olan kişidir?  

Sahi, Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerin parlamenteri olarak Türkiye'ye gelip de Türkiye Cumhurbaşkanı'na o ülkeler aleyhinde böyle ispiyonculuklarda bulunan tek bir örnek var mıdır?