Üsküp… Köprü, Kubbe ve Heykel

Çoðunu gezip görmüþtüm Balkan þehirlerinin, Üsküp hariç. Merak etmiyor deðildim, ama bir türlü denk düþürememiþtim. Avrupa Birliði’nin Üsküp’te düzenlediði “Açýk Parlamento-Parlamento Faaliyetlerinde Þeffaflýk” baþlýklý toplantý beni alýp götürdü bu güzel Osmanlý beldesine.

Balkanlarda hangi þehre gitsem derin bir hüzün kaplar içimi. Rumeli’nin kaybýnýn yol açtýðý felaketler gibisi yoktur bizim tarihimizde. Üstelik bu kaybýn sonuçlarý sadece o dönemle sýnýrlý da deðildir. Sonraki oluþumlarýn hepsini etkileyen bir acý olaydýr bu. Rumeli tarihini bilmeyenlerin günümüz siyasetini kavramasý imkânsýzdýr.

Yahya Kemal’in ‘Açýk Deniz’ þiiri, “Balkan þehirlerinde geçerken çocukluðum;/ Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduðum” diye baþlar. Üsküp’e dair ilk iþaretler, duygu yüklü bu þiirde vardýr: “Aldým Rakofça kýrlarýnýn hür havâsýný,/ Duydum, akýncý cedlerimin ihtirâsýný.” Rakofça, Üsküp yakýnlarýndaki bir köyün ve çiftliklerinin adýdýr.

Söz Yahya Kemal’den açýlmýþken Rumeli’ye gidiþin baþlangýcýný da O’nun ‘Mâverâ’da Söyleniþ’ baþlýklý þiirinden okuyalým: “Geldikti bir zaman Sarý Saltýk’la Asya’dan,/ Bir bir Diyâr-ý Rûm’a daðýldýk Sakarya’dan.”

Üsküp’teki toplantý bir öðleden sonra baþladý, ertesi gün öðle saatlerinde bitti. Gezmek için vakti ayarlamak zor olmadý. Bizi havaalanýnda karþýlayan Makedonya Türk Demokratik Partisi Genel Baþkaný Kenan Hasipi ve Makedonya Hükümetinde Devlet Bakaný olarak görev yapan Hadi Nezir zaten ipuçlarýný vermiþlerdi. Onlarla alanda baþlayan sohbet bize yetmedi. Daha sonra her ikisiyle de bir araya gelerek uzun konuþma fýrsatýmýz oldu. Kenan Bey Makedonya - AB Karma Parlamento Komisyonunun da Baþkaný. Hem KPK ile hem de Makedonya AB Ýþleri Komisyonu Baþkaný Hayrullah Misini ve Komisyon üyeleriyle bir araya geldik. Ayrýca Devlet Bakaný Hadi Nezir Beyi Bakanlýk makamýnda ziyaret ettik. Makedonya nüfusu içinde %4’e yakýn bir aðýrlýðý olan Türkler iyi organize olmuþ gözüküyorlar. Farklý oluþumlarýn Türklerin birlik ve beraberliðine zarar verdiðine iliþkin bir kaygýyý da iletme ihtiyacý duydu dostlarýmýz. Bakan Bey, “Balkanlar önemli, atalarýmýz önce Rumeli’yi sonra Ýstanbul’u aldý” diyerek hassasiyetini koydu ortaya. “Biz buradaki Türk toplumu olarak demokrasiyi sokakta aramadýk, kimsenin burnunu kanatmadýk” dedi.  21 Aralýk Eðitim Günü, Türklerin milli bayramý olarak kutlanýyormuþ Makedonya’da. 21 Aralýk 1945’te baþlayan Türkçe eðitime atfen seçilmiþ.  O gün resmi tatilmiþ Türkler için. Son zamanlarda açýlan ve tamamýyla Türkçe eðitim yapýlan 67 sýnýf varmýþ.

Hadi Nezir Beyin danýþmaný Furkan Çako bize rehberlik etti. Önce devasa Büyük Ýskender heykelinin bulunduðu meydaný gördük. Eski Üsküp’ün dýþýndaki her yer bir heykel mahþerine dönmüþ.

15’inci yüzyýlda Sultan Murat’ýn inþa ettirdiði Taþ Köprü’nün hikâyesi derin. Vardar Nehri üzerindeki bu tarihi köprünün temelleri Eski Roma’ya dayanýyor gibi bir iddia varsa da bu daha çok bir tarih yaratma kaygýsýndan ileri geliyor gibi. Her gittiðim yer için seçtiðim sembolik magneti Üsküp için Taþ Köprü olarak belirledim. “Eski Pazar iyi korunmuþ” diye düþünürken rehberimiz “bir zamanlar bütün çarþýnýn üstü kapalýymýþ” dedi. Yangýn ve kýsa iþgallerdeki tahripler sebebiyle bugün bu güzelim Osmanlý çarþýsýnýn üstü açýk. Pek çok cami var ve bir kýsmýnýn kubbeleri tahrip olmuþ. Yine de Üsküp’ün bu tarihi bölümünde hanlar ve hamamlar, bugün baþka amaçlar için kullanýlýyor olsa da, bütün canlýlýðýyla duruyor. Ýnsan Necip Fazýl’ýn Sakarya þiirindeki “çil çil kubbeler” imajýný hatýrlamadan edemiyor. Üsküp’e bir daha gitmek için çok haklý bir sebebim var. 1492 tarihli Defterdar Mustafa Paþa Camiinde namaz kýlmak nasip oldu fakat hemen yakýnýndaki Kurþunlu Haný ancak kapý aralýðýndan görebildim.

Bugün ve her gün Makedonya’nýn gündemi, ismi etrafýnda Yunanistan’la yaþadýklarý tartýþma. AB üyeliðinin önündeki engel olarak bu gösteriliyor. Yunanlýlar ‘Makedonya Cumhuriyeti’ adýna itiraz ediyorlar ve sahipleniyorlar. Türkiye’nin Makedonya’yý bu isimle tanýmýþ olmasýnýn ne kadar önemli olduðunu anlatmaya gerek yok. Bunun da etkisi var mý, bilmiyorum, ama Türklerin her gün artan yatýrýmlarý bu soruya evet dememizi gerektiriyor.

Ben Balkanlarý gezmeden önce hep þu þarkýyý söylerdim. Rüzgâr söylüyor þimdi o yerlerde bizim eski þarkýmýzý./ Vazgeç, söyleme artýk, hatýrlatma mâzîdeki aþkýmýzý”. Gezdikçe bu fikrim deðiþiyor. Artýk oralarda bizim þarkýmýzý söyleyen bizden birileri var…

Bu yazýyý, Yahya Kemal’in “Üsküp ki Yýldýrým Beyazýd Han diyârýdýr,/ Evlâd-ý fâtihâna onun yadigârýdýr” diye baþlayan ‘Kaybolan Þehir’ adlý þiiriyle bitirmek isterdim. Buna yerim müsait deðil. Yine de son beytini yazmadan edemiyorum: “Çok sürse ayrýlýk, aradan geçse çok sene,/ Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.”