"Batý umurumuzda deðil” diye yazýyor arkadaþýmýz.
Keþke, diyorum içimden.
“Gavur gavurluðunu yapacak” diyor.
“Evet öyledir” diyorum ama, bunu söylemek gerekir mi diye düþünüyorum.
“Batý kamuoyunu doðru bilgilendirelim”, “daha çok lobi çalýþmasý yapalým”, “daha çok para akýtalým” gibi kaygýlarý son derece yersiz ve gereksiz görüyorum.” diyor arkadaþýmýz.
O zaman TBMM Dýþiþleri Komisyonu üyelerinin, ardýndan Adalet ve Dýþiþleri Bakanlarýnýn Amerika’da ne iþi var, diyorum.
“Artýk tüm dünya için Obama’nýn ne dediði deðil; Recep Tayyip Erdoðan’ýn ne dediði önemli” diyor arkadaþýmýz.
Keþke, öyle olsa, diyorum yine.
“New York Times’ýn makalesinin, The Economist’in kapaðýnýn cehenneme kadar yolu var; artýk Yeni Þafak ne diyor, tüm dünya ona baksýn.” diyor arkadaþýmýz.
Keþke, keþke, keþke, diyorum.
Ve;
“Diz çökerlerse ne ala; diz çökmezlerse, kaybeden biz olmayýz, onlar olur. Merak etmeyin, diz çöküyorlar” diyor arkadaþýmýz. (1 aðustos 2016, Yeni Þafak)
???!!!
Arkadaþýmýz bir AK Parti milletvekili. Öteden beri sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn konuþma metinlerini yazan isimlerden: Aydýn Ünal.
Aydýn Ünal kardeþimin yazdýklarýna benzer ifadeler, bizim medyamýzda pek çok sütunda okunabilir. Aydýn Bey’in yazýsý da çok heyecan verici.
Sonuçta yiðitliðimize diyecek yok. Ölümden korkmayýz. Þehadet var. Kefenimizi giyip yola çýkmak iþten bile deðil.
Ama keþke içimizden “Keþke” duygularý geçmese.
Sonuçta Amerika’sýndan Avrupasýna, Batý’ya kýzýyoruz.
Batý’nýn bize, özellikle de “Tayyip Erdoðan liderliðindeki “Biz”e yönelik tavýrlarý dostça deðil, hatta yer yer düþmanca olduðu da gayet açýk. “Erdoðan sevilmiyor Batý’da, çünkü yaltaklanmýyor ve hatalarý yüzümüze söylüyor “ sözü eski ABD Büyükelçisi James Jeffrey’ye ait.
Yönetimlerden öte, kamuoyu oluþturan yapýlarýn etkisiyle kitlelerde de negatif algýlarýn oluþtuðunda kuþku yok.
Gülen hareketinin uluslar arasý aðý, Batý dünyasýndaki potansiyel “Ýslam karþýtlýðý - Erdoðan karþýtlýðý - Türkiye karþýtlýðý” zeminini beslemek üzere seferber olmuþ durumda.
Ve canýmýz yanýyor. 15 Temmuz’da 240 þehit vermiþiz, binlerce yaralý.
PKK yýllardan beri can alýyor.
DAEÞ can alýyor. Gaziantep’te çoðu çocuk 51 caný topraða verdik.
Daha ötede ülke güvenliðimizi tehdit altýnda hissediyoruz.
Suriye, baþýmýza bela oldu. Irak’ta olan bitenden emin deðiliz. Suriye’nin ve Irak’ýn içinden yola çýkýp Türkiye’nin bir bölümünü de içine alan bir “Büyük Kürdistan” çýkarma hesaplarýndan endiþe ediyoruz.
Rusya ile yaþadýðýmýz gerginliði, bazý þeyleri görmezden gelme pahasýna aþma çabasýndayýz.
Batýlý “Baþ müttefikimiz” Amerika ile ciddi gerilim yaþýyoruz.
“Üst akýl” belasý kim, ya da nasýl bir konsorsiyum?
Orada Amerika bir yerlerde duruyor, bunu biliyoruz, bunu parmakla gösteriyoruz, Amerika’nýn da bu iþaretten kendisini hedeflediðini bilmemesi mümkün deðil, ama gene de halen müttefikiz, stratejik ortaðýz, hatta sayýsýz ünlemlerle dostuz!
Ýþte Biden geliyor. Ben “Bu iþ öyle ABD Genelkurmay Baþkaný ile hatta Dýþiþleri Bakaný ile olmaz, Baþkan yardýmcýsý ya da Baþkan’la masaya oturmak ve her þeyi konuþmak lazým” diye yazdým.
“Ya FETÖ ya Türkiye” diye meydanlarda konuþacaðýz “Üst akýl” diye bir þeytaný iþaret edeceðiz, sonra da dostluk?
Ama bunlarý meydanlarda konuþmak da çýkar yol deðil. Masaya oturmak lazým. Normal aklýn yolu bu.
Bu arada söylemek durumundayým, bizim bir “Üst akýl” üretmemiz gerekiyor. Þayet “Üst akýl” büyük operasyonlarýn kotarýldýðý bir odaksa, neden o bizde olmasýn? Ya da daha ötesi bir “Süper akýl”
Biden’ýn önüne de, Putin’in önüne de kendi “Süper Akýl”ýmýzla çýkmamýz lazým.
Türkiye’nin “Oynanan ülke” ve “her gün onlarca canýný teröre kurban veren ülke” görünümü içimizi acýtýyor, bunu söyleyeyim.
Ýç kamuoyu, milletin yüreði gibi sapasaðlam. Yöneten iradenin arkasýnda kaya gibi duruyor. Ama dýþ oyun, bütün “Üst akýl” oyunlarýný bertaraf edecek bir “Süper akýl” hamlesini zaruri kýlýyor.