Necip Fazýl Kýsakürek’in vefatýnýn bugün 33. yýldönümü. Üstad’ýn ‘Bu eseri örgüleþtirmek için yaratýldým’ dediði Ýdeolocya Örgüsü, bugün daha çok anlaþýlmayý bekliyor.
Üstad Necip Fazýl Kýsakürek, Ýslâm’ý temel alan mütefekkirler içerisinde, var olanýn eleþtirisiyle yetinmemiþ olarak ilk farklýlýðýný hemen ortaya koyar. O’na göre Ýslâm, kâinatýn mutlak sahibinin, yine kâinata dair hiçbir þeyi irade ve tasarrufunun dýþýnda býrakmamasýnýn “mutlak hakikat” planýdýr. Anadolu’da, belki de Ýslâm coðrafyasýnda, Mutlak fikrin eþya ve hâdiselere tatbik edilebilmesi için bir vasýta sisteme ihtiyaç olduðunu ilk defa dile getiren Üstad’dýr. Üstad, vasýta sistemin nasýl olmasý gerektiðini de eserleriyle göstermiþtir. Kurduðu vasýta sisteme Büyük Doðu adýný veren Kýsakürek, Mütefekkir Salih Mirzabeyoðlu’nun ifâdesiyle “Ýdeali aramayla topraða baðlanma arasýndaki bir berzahta kývranan insanoðlunun oluþ ýstýrabýný hakikatin hakikatine nisbetle heykelleþtiren adam”dýr! Anadolu’yu mayalayan tasavvuf büyüklerinin sembol dilini cumhuriyet sonrasý nesillere aktarmakla kalmayýp sistemleþtiren isimdir Üstad. Kurduðu vasýta sisteme Büyük Doðu adýný veren Üstad, toprak seviyeli bir hayata karþý, yine Mirzabeyoðlu’nun ifâdesiyle “Davanýn aþkýný, estetiðini, dost ve düþman kutuplarýný iþaretleyen, istikametlendiren; Ýslâm’ý eþya ve hâdiselere tatbik edebilmenin “nasýl”ýný çerçeveleyen” isimdir. Üstad, yaratýlýþ gayesine uygun ulvî bir hayatýn nasýl olacaðýný Anadolu’yu karýþ karýþ gezerek anlatmýþtýr.
AHLAKÝ DEÐERLER ÝÇÝN REHBERLÝK
Ýslâm, insanýn iç oluþuyla beraber, geniþliðine doðru dýþ oluþunun da hakikatini gösteren rejimdir. Baþkanlýk tartýþmalarýyla gündeme gelen Üstad’ýn “Baþyücelik” devlet sistemi, Ýslâm’ýn geniþliðine cemiyet planýnda tatbikinin nasýlýný gösterir. Ýnsanýn oluþumuna rehberlik edecek ahlâkî deðerler de bu geniþliðine oluþun tesiriyle hayatiyetini sürdürecektir. Bu ayný zamanda, toplumu organize etmeden, siyasi bir kalýba sokmadan moral deðerlerin empoze edilmesinin imkânsýzlýðýný da göstermektedir.
ÝDEOLOCYA ÖRGÜSÜ ANLAÞILMAYI BEKLÝYOR
Necip Fazýl’ýn, var olanýn eleþtirisiyle yetinmediðini söylerken, “çaðýnýn nabzýný” ne þekilde yakaladýðýný gösteren, Doðu-Batý ekseninde yaptýðý muhteþem “tarih muhasebesini” gözden kaçýrmamak gerek. Doðu’yu ve Batý’yý bütün üstün ve eksik yönleriyle ele aldýðý, þiirsel anlatýmýn en çarpýcý satýrlarýyla da Ýdeolocya Örgüsü okunmasý ve anlaþýlmaya çalýþýlmasý gereken bir eser olarak ortada durmakta. “Ben arýnýn peteðini hendeseleþtirmeye memur bulunmasý gibi, bu eseri örgüleþtirmek için yaratýldým.” dediði baþeseri Ýdeolocya Örgüsü esas alýnmadan O’nun hakkýnda konuþmak abesle iþtigaldir. “Allah ve Resûl aþkýnýn yanýk bir örneði ve ardýndan birtakým sesler býrakmýþ divanesi olarak” hatýrlanmak isteyen Üstad’ýn aþkýnýn yanýk sesi Baþyücelik olarak terennüm etmektedir.