Üstün zekâlý çocuklar günümüzde hemen hemen her ülkede dünyaya gelse de bunlarýn çoðunun tespiti yapýlamamakta ve bu bireylerden tam olarak yararlanýlamamaktadýr. Gelecekte bilim baþta olmak üzere her alanda dünyaya yön vermek isteyen ülkeler bu alanda büyük yatýrýmlar yaparak çok yönlü politikalara yönelmiþlerdir.
‘Çocuðumun RAM’da yapýlan tetkikler sonucunda üstün zekâlý olduðunu öðrendik. Nasýl bir eðitim aldýrabiliriz? Sorusunun cevabýný aramak için çeþitli vakýf ve kurumlarla iletiþime geçtik, sonradan bize ulaþan Ýsrailli bir yetkili, çocuðumuzun orada daha iyi eðitim alacaðýný söyleyip bize de daha iyi þartlarda bir hayat ve iþ vaat ederek Ýsrail’e davet etti.’ Kýzý üstün zekâlý olan bir babanýn açýklamalarý bu ifadeler.
1970 yýlýnda ülkesindeki üstün zekâlýlar için çalýþmalar baþlatan ve yasa ile üstün zekâlý çocuklarý korumaya alarak onlarý iþlemeye deðer bir maden olarak gören Ýsrail’in ülkemizdeki üstün zekâlý çocuklarý eðitmek için kesenin aðzýný açtýðýný söylesek yanlýþ olmaz. 2011’de 34 ailenin ve 2012 yýlýnda da 29 ailenin çocuklarý ile beraber Ýsrail’deki Ufuk anlamýna gelen OFEK Okullarý için Türkiye’den göç etmeleri ise bu durumu doðrular nitelikte.
TÜZDEV Genel Baþkaný Kemal Tekdan’ýn açýklamalarýna göre Ýsrail’in yanýnda ABD, Çin, Almanya, Hollanda, Güney Kore ve Kanada gibi ülkeler bu iþe bir hayli miktarda yatýrým yapan ülkelerin baþýnda geliyor. TBMM’de Üstün Yetenekli Çocuklar Komisyonu Baþkanlýðýný yapan Halide Ýncekara’nýn açýklamasýna göre de bu alanda þu an en iyi eðitimi veren ülkeler Ýsrail ve Kanada.
Çocuklarýn eðitiminin yanýnda ailelere de iyi bir iþ ve gelecek vaat eden ülkeler çocuklarý tespit etme adýna istihbarat birimlerinden de yardým alýyorlar. (K. Tekdan, AA, 2014) Bu tespit üstün zekâlý çocuklarýn önemini göstermesi açýsýndan sanýrým yeterli. Ülkemizde yetiþen ve çeþitli iþ alanlarýnda baþarý olan bazý iþ adamlarýnýn Ýsrail ve Ýngiltere baðlantýlý üstün zekâlý çocuklarla ilgilenen kuruluþlarla iþbirliðinde olmalarý da dikkat çekici. Tabi burada amacýmýz bu iþ adamlarýnýn ülkelerine karþý art niyetli faaliyetler içinde olduðunu söylemek deðil. Onun için isimlerini ve faaliyetlerini gizli tutmakla beraber ülkemizin bu alanda yerli ve milli adýmlar atmasýný saðlamak asýl gayemiz.
Buradaki Ýsrail vurgusu bu alanda en iyi eðitim veren ve daha fazla yatýrým yapan ülkenin Ýsrail olmasýndan kaynaklanýyor. Rusya, Çin, ABD ve Kanada’nýn yanýnda Almanya’nýn da ülkemizde üstün zekâlý çocuklar için giriþimleri yok deðil. Bu ülkelerin üstün zekâlý çocuklarý eðitmenin yanýnda misyonerlik faaliyetleri ile ülke menfaatlerini gözardý edecek derecede ülkemizden uzaklaþtýrma gibi bir amaç taþýdýklarý da bu zamana kadar gelen kliþe söylentiler arasýnda olsa da ihmal edilmemesi gereken bir durum olarak görülebilir.
Ülkemizde üstün zekâlý çocuklar, eðitimden önce zekâlarýnýn seviyesini belirleme adýna RAM’a (Rehberlik Araþtýrma Merkezi) baþvuruyor ve eðer çocuk üstün zekâlý ise 4. sýnýftan itibaren BÝLSEM’e (Bilim Sanat Merkezi) alýnýyor. Bu okullarda görev yapan öðretmenlerin yeterliliðini bir kenara býrakacak olursak maalesef þu an üniversitelerimizde üstün zekâlýlar öðretmenliði bölümü az olduðu gibi bu bölümden mezun olanlar ise baþka alanlarda öðretmen olarak atanýyor . Üzerinde durulmasý gereken bir konu ise RAM’larda bu çocuklarýn dosyalarýnýn diðer ülkelerin bu konu ile ilgilenen temsilcilerinin ellerine nasýl geçebildiði sorusudur?
Yeniþafak gazetesi yazarý Yusuf Kaplan’ýn gelecek adýna bir yazýsýnda yaptýðý tespitte ‘Ülkemize karþý yapýlmak istenen dalgayý kýrdýk ama dalgayý kýrdýktan sonra dalga oluþturacak bir nesil yetiþtirmezsek yok oluruz’ sözleri her çocuðumuz için önemli olduðu gibi üstün zekâlý çocuklarýmýzýn ülkemizin geleceði açýsýndan alacaklarý eðitimde büyük önem arz etmektedir. Bu çocuklarýmýzý tam olarak eðitecek ve gelecek adýna ülke menfaatlerimiz doðrultusunda yetiþtirecek birikime sahip olan bir ülkeyiz. Sadece önemle bu meseleye eðilip dýþ ülkelerin atacaðý adýmlarý cazip olmaktan çýkaracak projelerle bu çocuklarýmýza ve ailelerine sahip çýkabilmeliyiz.