Cenevre toplantýsýna saatler kala gündeme bomba gibi düþen fotoðraflar, insan zihninin zulme iliþkin bütün sýnýrlarýný sarsýcý nitelikteydi.
Anadolu Ajansý, CNN International ve The Guardian’ýn eþzamanlý olarak yayýnladýðý Suriye vahþeti fotoðraflarý, yaný baþýmýzda ve süre giden bir þekilde uygulanmakta olan zulmü net bir þekilde gözler önüne serdi.
O fotoðraflar, Suriye’de iþkenceyle öldürülmüþ olan 11 bin kiþinin kaydedildiði 55 bin kareden sadece bir kýsmýydý.
Ýþkence yapýldýktan sonra öldürdüðü kurbanlarýný fotoðraflayan bir zalim, o fotoðraflarla vicdanlarýmýza iþkence yaptý.
Peki fotoðraflarýn yayýnlanmasýnýn siyaset ve diplomasi zeminine izdüþümü ne oldu?
Öncelikle, Cenevre 2 konferansý bambaþka bir fotoðraf karesinde baþladý.
O resimlerin gündeme geldiði ana kadar, Türkiye’den birbiri ardýna baskýn, TIR durdurma hadiseleriyle bir resim çýkarma çabasý vardý.
Teröre destek veren, Suriye zulmüne benzin döken bir Ankara’nýn Cenevre Konferansý’nda suçlu sandalyesine oturtulmasý rüyasý görenler, “Ýngiltere mahreçli fotoðraf operasyonu” ile boþa düþtüler.
Uluslararasý kamuoyunun Suriye dosyasýnda uzun bir süredir Beþar Esad doðrultusunda sabit kalmýþ ibre, birdenbire Esad’ýn aleyhine döndü.
O fotoðraflar, Cenevre’ye bambaþka bir resim taþýdý...
Ama o kadar.
Þam yönetiminin Uluslararasý Ceza Mahkemesi’nde hesap vermesini bekleyenler bir kez daha “dünya dengeleri” denen kirli fotoðrafa çarptý.
Kimyasal silah kullandýðý resmen ortaya çýkmýþ bir Esad’ý tolere eden Batý dünyasýný, bu dehþet fotoðraflarý bile insafa getiremedi.
Utanç fotoðraflarý, Batý dünyasýndaki vicdanýn duyarsýzlýðýný ortaya sermek açýsýndan da önemli bir iþlev gördü.
Utancýn resmi kadar, resmin utancýný da görmüþ olduk.
Önce Brüksel, sonra Hollande, ardýndan da Merkel
Son haftalar, birbiri ardýna Avrupa baþkentleriyle kritik görüþmelere sahne oluyor. Önce Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn beþ yýl aradan sonra gerçekleþtirdiði Brüksel seyahati vardý. Brüksel’den kriz beklentisinde olanlar, çýkmamýþ krize çözüm bulma üzerinde yoðunlaþadursun, þu cümleyi kayda geçirip, bu arkadaþlarý “kutsal” uðraþlarýyla baþ baþa býrakalým: “Ey sevgili diplomatik müneccimler, küçücük bir pürüz, minicik bir kriz olma olasýlýðý olsa, Baþbakan en kritik dosyalarla bu ziyareti gerçekleþtirir miydi? Ziyaretin olabilecek en olumlu formatta geçeceðinden emin olunduðu için bu geziye çýkýldý.”
Pazartesi günü Fransa cumhurbaþkaný François Hollande,22 yýl aradan sonra Paris’ten cumhurbaþkaný düzeyinde ilk resmi ziyareti gerçekleþtirmek üzere Ankara’ya gelecek.
AB baþlýðý öncelikli dosyalardan birisi deðil bu ziyarette. Enerji, ekonomi, ticaret ve baþta Suriye olmak üzere uluslar arasý dosyalar ön planda.
Hollande’ýn Ankara ziyaretini, Baþbakan Erdoðan’ýn Þubat ayý baþýnda gerçekleþtireceði Berlin ziyareti izleyecek.
AB-Türkiye cephesinde bu kritik buluþmalar gerçekleþirken, izdüþümlerini bakalým nasýl okuyacaðýz?