Üvey yalnızlık

Bir yudum aldıktan sonra çaydan gözünüz dalıp dalıp gidiyorsa uzaklara, derin derin nefes alıp vermenize rağmen geçmiyorsa yüreğinizdeki ağırlık, olmak istediğiniz yerde değilseniz, geri geri gidiyorsa ayaklarınız, alıp başınızı uzaklara gitmek geçiyorsa aklınızdan, hayal ediyorsanız bir sahil kasabasına yerleşmeyi, şarkı sözleri sızlatıyorsa yüreğinizin bam telini hoş geldiniz aramıza, siz de bizdensiniz.

Duvara yazı yazmayı keşfeden ilk insandan beri edebiyat tarihi birçok ünlü ismi misafir etti. Yıllar geçti edebiyat tarihinin en temel konusu “Yalnızlık” hiç geçmedi.

Bukowski; “Yalnız olmak yanlış bir kalpte olmaktan iyidir” derken, Çehov yalnızlığı çöle benzetir. Ahhh Asaf ahhh, ne güzel de söylemiş; “Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz.”

Son treni kaçırmak gibiydi yalnızlık. Bulutlu bir gecede en parlak yıldızı aramak gibiydi. Oradaydı!!! Hiç gitmedi. İnsanoğlunun en sadık dostu oldu yüzyıllarca. Herkes gitti yalnızlık gitmedi.

Kimi anlaşılmadığı için sığındı yalnızlığa, kimi herkes giderken sadece yalnızlık kaldığı için. Bir diğerinin şansı yoktu yalnızlıktan başka. En acısı da kalabalıklar içinde yapayalnız olanların durumuydu. Yüreğinden gidenleri uğurlamaktan bıktığı için sığındı başka biri yalnızlığa. Ona geleni hiç geri çevirmedi yalnızlık. O kadar yalnızlaştı ki insanoğlu aşkı bile uzaklarda arar oldu. Bir mesaj, bir telefon, belki bir fotoğraf yetecekti yalnızlığını azaltmaya.

14 milyon insan günümüzde uzak şehirlerdeki kişilerle birliktelik yaşıyor. Hatta bu birlikteliklerin yüzde onluk bir kısmı evlilikle sonuçlanıyor.  Sosyal medyada, basında uzun mesafeye rağmen ilişkilerini sürdürmeye çalışanların haberlerini her gün okuyoruz. Yine günümüzde 40 milyondan fazla kişi internet üzerinden buluşuyor.  Hatta bugüne kadar 125 milyon kişi kilometreleri hiçe sayarak hiç görmediği birine kalbinin kapılarını açmış. Global istatistiki veriler yalnızlığın internet dünyasına da el attığını gösteriyor. Çöllerde dolaşıp aşk şiirleri yazmanın modası geçti artık yeni moda; Çevrimiçi yalnızlık.

Üvey yalnızlığa gelince; hiç kimse özünde yalnız değildir. İnançlı biri bilir yanında her zaman kimin olduğunu. Kaçtığımız kadar yalnız, korktuğumuz kadar karanlığız. Bizimkisi üvey yalnızlık.

“Biz yalnız insanlarız babaanne. Özümüzde değil, üvey bir yalnızlık bizimkisi” kelimeleriyle 6 yaşındayken bile kendini yalnız hisseden Mefaret Ada Deniz yazımın esin kaynağıydı.

Düşünürleri, şairleri, yazarları, şarkıcıları, şimdiler de ise internet kullanıcılarını ve küçücük çocukları dize getiren yalnızlık, sen de kendin kadar yalnız mısın?