Uyarýlarý anlasalardý

Camia, “Bu iþin sonu nereye varýr?” sorusuna nasýl cevap veriyor bilmiyorum. Diyelim Ak Parti iktidarý sona erdi, ya sonra? Sonra gelecek herhangi bir iktidarýn gündeminden düþer mi, “Paralel yapý ile mücadele” konsepti? Yani iktidara gelen birileri “Sizinle koalisyon halinde Ak Parti’yi devirdik, gelin devlete ortak olun” der mi?

Diyor ki Baþbakan Davutoðlu:

“Devlete meydana okundu mu iki þeyden biri ayakta kalýr, ikisi birden ayakta kalmaz. Ya meþruiyet ayakta kalýr ya da cuntacý, vesayetçi faaliyetler birilerini tasfiye ederler. Onlar bizi tasfiye etmeye çalýþtýlar.”

Ýþ bu kadar net.

Þunlar da Davutoðlu’nun Milliyet’e yaptýðý açýklamalardan:

“1960 ihtilali öncesinde Silahlý Kuvvetlerde bir yapý vardý; yüzbaþý, general üzerinde otorite kullandý. Genelkurmay Baþkaný tutuklandý, yüzbaþý generallerin üzerine çýktý. Silahlý Kuvvetlerin hiyerarþisi bozuldu. Bunlar da yargýnýn hiyerarþisini bozdu, yargýnýn görev daðýlýmýný bozuyor. Bunun açýk adý yargýda Cuntalaþmadýr. Dýþarýda bunlar adýna karar veren bir imam var. Dýþarýdan biri talimat veriyor, KCK gibi. 27 Mayýs öncesi cuntalaþma gibi. Bürokrasi üzerinden devleti kontrol altýna almaya çalýþýyor.”

Yaþananlardan sonra muhtemelen Camia’nýn “ikna odalarý”ndan geçen insanlar dýþýnda Davutoðlu’nun bu tespitini paylaþmayan insana rastlamak pek mümkün deðildir.

Türkiye 27 Mayýs 1960 öncesi, TSK bünyesindeki, nihayetinde genelkurmay baþkanýný devirip yargýlayan albay-yüzbaþý cuntalaþmasýný biliyor.

Türkiye KCK paralel yapýlanmasýný da öðrendi son yýllarda. Gidin Doðu-Güneydoðu’ya, vatandaþýn nabzýný tutun, devlet dýþýnda terör örgütünün paralel uzantýlarýný iþaret edeceklerdir.

Camia’nýn Emniyet’te, yargýda, TÜBÝTAK gibi hayati kurumlarda, askeriyede yýðýnak yaptýðý artýk saðýr sultanýn bile duyduðu gerçeklerden.

Baþbakan Davutoðlu Pensilvanya’yý ziyaretinde uyarmýþ:

“Büyük bir birikim, insan birikimi var bürokraside, ama yanlýþ iþlerle bunu kimse harcamamalý, yanlýþ iþ yapmamalý’ dedim. Meþruiyet zeminine çaðrý için son bir hamleydi. Eðer o gün dediklerimizi dinleselerdi bugün meþruiyet sýnýrlarý içinde kalsalardý ve çekilselerdi sivil toplum alanýna iddia ettikleri gibi eðitim alanýna çekilselerdi, istihbaratçýlýk yapmaktan, devlete nüfuz etmekten kaçýnýp doðru dürüst birçok diðer yapý gibi kendi doðasýnda seyreden bir sivil toplum olsalardý þu anda ne Türkiye devleti zarar görürdü ne yaptýklarý faaliyet zarar görürdü ne de bu gereksiz süreçler yaþanýrdý.”

Meþruiyyet zeminine çaðrý için son hamle.

“Büyük bir insan birikiminiz var bürokraside, diyor, yanlýþ iþlerle bunu harcamayýn, diyor.

Daha ne desin.

O günler Camia’nýn bürokrasideki varlýðýna son derece tabii bir durum gibi bakýlýyor ama yine o günler, bir takým yanlýþ iþler içine girildiðinin farkýnda olunduðu belirtiliyor. “En Tepe”nin müdahil olabileceðine, müdahil olunduðunda yanlýþlýklarýn önlenebileceðine safiyane inanýlýyor.  

Eðitim alanýnda kalsalardý...

Ýstihbaratçýlýk yapmasalardý...

Devlete nüfuz etmekten kaçýnsalardý...

Ne devlet zarar görürdü..

Ne de yaptýklarý faaliyet zarar görürdü...

Ne kadar dostça ifadeler bunlar...

Diyor ki Davutoðlu: “Suriye konusunda, rejim aðzýyla yayýn yapýyorsunuz, Türkiye’yi eleþtiriyorsunuz, bilmediðiniz konu ise bana sorun, bildiðiniz konu ise baþka ülkelerin devletlerine yakýn tavýr sergilemeyin.” 

“Elimizde istihbarat raporlarý var, neyi hedeflemekte olduklarýný görüyorduk. Dýþarýda ne çevirmekte olduðunu biliyorduk. Beni kaygýlandýran husus, yurt dýþýnda örgütlenerek baþka istihbarat ya da dýþ ülkelerin tesiri altýnda bir yapýya dönüþmüþ olmalarý. Ülkesine, devletine ihanet etmesin diye gittim Fethullah Gülen’le görüþtüm.” 

Uyarýlmýþ, uyarýlmýþ, uyarýlmýþlar...  

Biz de uyardýk, uyardýk, uyardýk.

Ama onlar dost olan herkesle savaþý seçtiler.

Þimdi kimlerle el ele tutuþtuklarýna bakýldýðýnda yapýlan uyarýlarýn ne kadar hayati bir anlam taþýdýðý anlaþýlabiliyor. Tabii ki anlamamakta direnilmiyorsa...