Terörün, küresel oyuncu devletlerin istihbarat örgütleri tarafýndan kurumsallaþtýrýldýðý bir dönemde, Bahoz Erdal, ölse ne olur, ölmese ne fark eder? Hiç bi’þey!.. Terörü kullanan “üst irade”, ölenin yerine birini kolay bulur, bir örgütün tüm yönetici kadrosunu ortadan kaldýrsanýz, yarýn, ayný yapýlanmayý farklý bir kimlikle ama ayný iradenin hizmetinde karþýnýzda bulursunuz.
Terör örgütlerini yönetenler, aynaya yansýmýþ suretler gibidirler, gerçek deðil görüntüdür, önemli olan o aynanýn arkasýndaki unsurlarýn kimler olduklarýdýr. O þahýs ve yapýlanmalarýn güçlü olduklarý belli. Mesela, Bahoz Erdal için “aðýt yazýsý” yazdýrabiliyorlar, Avrupa Parlamentosu’nun çatýsý altýna terör örgütünün sergisini taþýyabiliyorlar.
Eðer, o gücü ýskalayýp, günlük tartýþmalarýnýzý gücün piyonlarý üzerine yoðunlaþtýrýrsanýz, yolda pokemon arayan “sanal beyinlere” dönersiniz.
‘Duble yol’ diplomasisine dikkat!..
Suriye ve Irak’ta yaþayan insanlarýn kanlarý üzerinde þekillenen sert bir mücadele ikliminden geçiyoruz. Devletler, rakiplerinin azim ve iradelerini “vekalet güçleri” eliyle sýnadýlar. Çizdikleri yeni haritalarýn rotasýnda diðerini saf dýþý etmenin yollarýný aradýlar. Etekteki taþlarýn döküldüðü bir döneme geçtik, sürecin baþlangýcý, Türkiye’nin 11 aylýk terörle mücadeleden saðlam çýkmasýdýr. Son barut muydu, hayýr, ama bölgesel dengeleri deðiþtiren ana unsur, barikatlarýn, hendeklerin üzerine yürüyen o kahraman gençler oldu.
“Üst akýl” bu ülkenin yüksek iradesini gördü, her cephede geri adým atmasý doðaldýr. Türkiye’nin, “normalleþme taleplerine” olumlu cevap vermesi ise süreci hýzlandýrdý.
Artýk, herkes birbirini tanýyor ve karþýsýndakine ne kadar zarar verebileceðini, ne kadar zarar görebileceðini de anlamýþ durumda. O zaman, oturup yeniden konuþabilir, sorunlarý ele alabiliriz.
Bu, “gerginlik döneminden” daha yüksek riskler taþýyan bir süreçtir.
Devletlerin bir yaný, “uzlaþma/normalleþme” kanallarýný açýk tutarken, diðer yaný, rakibinin manevra alanýný daraltacak, hatta yer yer nefes almasýný zorlaþtýracak yeni saldýrýlarýn planlamasýný yürütür. Görüntüde her þey yolunda gidiyor gözükürken, beklemediðiniz bir alandan yeni saldýrýlarla karþýlaþmanýz yüksek ihtimaldir.
Buna, diplomaside “duble yol” stratejisi diyoruz. Önünüzde uzanan yolun gittiðiniz þeridi düzgün ve açýk gözüküyor, diðer þeritte ise sizi bir kamyonun altýna sürükleyecek iþler tezgahlanýyor olabilir. Yol açýk diye rehavete kapýlýp torpido gözünden bir þeyler aramaya kalkarsanýz, virajda sol þeritte park etmiþ kamyonun altýna saatte 140 kilometre hýzla girmeniz mümkündür.
‘Öngörülebilir’ olmak risktir
“Üst aklýn” rahatsýzlýðý belli: Türkiye’yi öngörülebilir ve siyasi karar mekanizmalarýna kolay etki edilebilir bulmuyor.
Bütün STK kampanyalarýnýn ve medya kuþatmalarýnýn perde arkasýnda bu derin endiþe yatýyor. “Kripto” davranýþlarýn perde arkasýndaki panik hali de görülebiliyor.
“Liberalizmi”, stratejik konumdaki hedef ülkelerde siyaset, ekonomi ve sosyal geliþmeleri kontrol amaçlý kullanan “üst akýl” açýsýndan asýl risk, “milli” ve “yerli” duruþ sergileyen kadrolardýr. Bu nedenle, kendileri için çalýþanlarý kolay ödüllendiren, karþý duranlarý ise hemen itibarsýzlaþtýran taktikleri öne çýkarýyorlar.
“Duble yol” diplomasisinin devreye girdiði yeni dönemde “öngörülebilir” olmak yaralanma kabiliyetinizi artýrýr.
Býrakýn, güçlü baþkentlerdeki karar alýcýlar, sizin bir olay karþýsýnda nasýl davranacaðýnýzý bilmedikleri bir dünyaya uyansýnlar her sabah, bu, iyidir.
‘Güven tazelemek’ mümkün deðildir
Özellikle son 6 yýldýr boks ringindeyiz ve ortada maçý bitirecek kampanayý çalacak bir hakem de gözükmüyor. Böyle bir ortamda “kalýcý güven tazelemenin” yolu yoktur, ancak, kendimize, raund arasýnda dinlenebilecek zaman aralýklarý yaratabiliriz. Bu, rakiplerimiz açýsýndan da geçerlidir.
Erdoðan kadar, Putin, Obama, Ruhani, Merkel, Hollande, (þimdi) Theresa May veya Netanyahu’nun da nefes almaya ihtiyacý var. Maç ise birbirine eklenen yeni raundlarla devam ediyor.
Gerçek net bir þekilde karþýmýzda duruyor. Çevremizde uzlaþmayý konuþan güç ve liderlerin ana stratejik hedeflerinde deðiþiklik yok, “mýþ gibi” davranýþlarý ise kolay fark ediliyor.
Bilmemiz gereken bi’tek nokta var: Ringde kendi köþemizde yalnýzýz, karþý köþedeki rakiplerin perde arkasýndaki antrenörünün yüzünü ise göremiyoruz.
Alarmda ve endiþeliyim...