Uyarýyorum: Size yalan söylediler…
Bu yazýyý, tamamý CHP’ye oy verecek dostlarýmla yaþadýðým sohbet gecesinin sonrasýnda, yine onlarýn ricasýyla yazýyorum. Seçim öncesinde yazmam gerektiðini, uzun tartýþmalarýn sonunda söyleyenler de onlar…
Öncelikle, Türkiye’nin saðlýklý, çaðdaþ, Avrupa demokrasi kriterleri açýsýndan kurumsallaþmýþ bir demokrasiye sahip olmasý için “sol oylarýn” sandýða saðlýklý yansýmasý, merkez sað güçler karþýsýnda güçlü bir muhalefet çizgisini korumasýndan yanayým.
CHP’nin bugünkü yönetim kadrolarý bu tür bir beklentiyi yerine getirebilir mi, o ayrý bir tartýþma konusudur.
Ama seçim öncesinde üzerinde durmamýz gereken ana nokta, bu partinin tabanýna karþý gerçekleþtirilmiþ medya zeminli siyasi harekattýr.
• Bu yalaný neden pompaladýlar…
Siyasi analiz, o analizi yapan kiþinin beklentileri, talepleri, geleceðe dönük yüksek hedeflerinden temizlendiði oranda kamunun yararýna bir çalýþmadýr.
Türkiye’nin 4 aydýr yaþadýðý fýrtýnalý ortamda, kendilerini, yazdýklarý köþelerden “kanaat önderi” gibi göstermeye alýþmýþ bir grup yazar-gazeteci-aydýn ne yazýk ki, CHP’nin samimi destekleyicisi tabana “abartýlý beklenti” pompalamýþ, seçim sonrasýnda doðacak muhtemel hayal kýrýklýðýndan kaynaklanabilecek sert tepkilerin de yolunu açmýþtýr.
Oysa, siyaseti, kendinde bilimsel analiz yapacak ölçüde bildiðini savunan kalemlerin, özellikle CHP tabanýna çok daha soðukkanlý mesajlar vermesi, bu mesajlar ile o tabanýn daha derli toplu bir siyasi kararlýlýk göstermesinin þifrelerini aktarmasý gerekirdi.
En iyisi kýsaca özetleyeyim…
• Ýþimiz, rakamlar olmalý…
Türkiye’nin çok partili demokrasi tarihinde netleþen bir gerçek, ülke seçmeninin yüzde 65 sað-yüzde 35 sol tercih çerçevesinde þekillendiðidir.
12 Eylül 1980 Darbesi öncesinde CHP, kent orta tabakasýnýn yüzünü sola dönmüþ kesimi+Kürtler+Aleviler ile bu oraný bünyesinde garantilemiþ bir partidir. Hatta, ülkenin çok özel koþullar yaþadýðý merhum Bülent Ecevit’in “Umudumuz Karaoðlan” sloganýyla büyük yükseliþ gerçekleþtirdiði 1977 Seçimi’nde bu oraný yüzde 42’ye kadar yükseltmeyi baþarmýþtýr.
12 Eylül sonrasýnda ise, sol oylarýn önce CHP-DSP hattýnda ikiye bölünmesi, devamýnda Kürt hareketinin kendi siyasi partisi üzerinde siyaset yapmaya yönlenmesi, CHP’nin “darbe öncesindeki” bu durumunu son 30 yýlda kaybetmesine neden oldu.
Baykal liderliðindeki CHP’nin 2002 Seçimi sonrasýnda meclisin yüzde 33’üne halktan aldýðý yüzde 19 oyla sahip olduðunu hatýrlamak yeterlidir.
Bugün yapýlan bütün ciddi anket çalýþmalarý, Kürt hareketinin CHP’nin 12 Eylül öncesindeki doðal yüzde 35’lik oy tabanýndan yüzde 7’yi götürdüðünü, kurucu liderini kaybetmiþ DSP’nin artýk bu parti için bir tehdit oluþturmadýðýný, bu nedenle de 2011 Seçimi’nden yüzde 26 oy oraný ile yoluna devem ettiðini iþaret etmektedir.
CHP, kent orta tabakasýnýn aðýrlýklý yüksek eðitimli, hali vakti genel olarak yerinde kesimiyle, Alevi inanç dairesinin tabanýna oturan bir oy profili sergilemektedir.BDP’’nin zaman içinde Alevi oylarýnda sergileyeceði aðýrlýk ise bu parti açýsýndan ayrý bir soru iþaretidir.
30 Mart 2014 seçimine bu yapýsýyla gitmekte, AK Parti tabanýndan seçmen çalabilecek bir parti görünümü de sergilememektedir.
Görünen, 2011’deki seçim sonuçlarýný üç aþaðý beþ yukarý yakalayabileceði, oylarýn da bir yükseliþ olsa bile, bu yükseliþin Ak Parti’nin iktidar meþruiyetinin sorgulanmasý yönünde olmayacaðýdýr.
4 aydýr, CHP tabanýna, iktidarý bitirecek tek gücün kendileri olduðunu pompalayan kalemler, bunu bilmiyorlar mý? Bilmeleri gerekir, aksi halde neden siyaset yazýyorlar ki…
Pekiyi, Türk demokrasisi açýsýndan son derece önemli CHP tabanýnda neden beklenti çýtasýný bu ölçüde yükselttiler, neden, yaptýklarý analizleri giderek bir gölge oyununa çevirdiler?..
• MHP’nin önemi…
4 ay boyunca CHP tabanýnda yüksek beklenti yaratanlarýn seçime 24 saat kala, yerel ittifaklarý pompalama gayretleri bir tek gerçeði iþaret ediyor: Yalan analizlerinin ortaya çýkacaðýnýn büyük bir telaþýný yaþýyorlar.
CHP ile MHP’nin seçim ittifaký, yaþanabilir, ama siyaset bilimi açýsýndan bir anormalitedir, uzun süreli ayakta tutulamaz.
CHP, sol kanat ve seküler hassasiyetleri temsil eder, MHP ideolojik saðýn kanadýdýr.
Nitekim, MHP’nin, 2007 Cumhurbaþkanlýðý krizinde Abdullah Gül’ün arkasýnda durmasý, ya da, “411 el kaosa kalktý” manþetine neden olan baþörtüsü ile ilgili sergilediði siyasi çizgi yakýn tarihin iki örneðidir.
CHP tabanýnýn, partinin lider/yönetim kadrosunun kamuoyuna Fetullah Gülen’le iþbirliði görüntüsü vermesi hakkýndaki tepkisi ise, 31 Mart 2014 sonrasýnda þekillenir. O tabanýn bu tür bir iþbirliðini kaldýrmayacaðý, “Kemalist ana damarýn”, adý, Türk Silahlý Kuvvetleri’ne karþý gerçekleþtirilmiþ bir kumpasta, bizzat emekli komutanlar tarafýnda geçirilen bir hareketin parti üzerindeki gölgesine izin vermeyeceði açýk bir gerçektir.
Bu yazý, 30 Mart 2014 Yerel Seçimi’ni þu parti kazanacak yazýsý deðildir…
Her seçim içinde sürprizler taþýr, bu da demokrasinin tatlý bir yönüdür…
Bu yazý, memleketin önde gelen aydýnlarý olarak adlandýrýlan bir kesimin, CHP tabanýna sürekli yüksek beklenti ve yalan analiz pompalama gayretini, seçimden önce kayýta alma gayretini taþýmaktadýr.
CHP bu seçimde yüzde 27-30 bantýnda bir oy alýrsa, seçimi kaybetmiþ olmayacaktýr. Bu tür bir sonuçtan sonra, eðer birileri çýkýp, “hüsran yazýlarý” yazmaya kalkar, halkýn tercihini malum bir takým benzetmelerle aþaðýlarsa, özellikle CHP yanlýsý dostlarýma söylüyorum, yalan devam ediyor demektir…
Buna artýk izin vermeyin…