Üyelik müzakereleri Türkiye'yi kontrol etme aracý

Avrupa Birliði'nin Türkiye'yi kabul etmek gibi bir niyetinin olmadýðýný, yýlan hikayesine dönmüþ olan üyelik sürecinin bir oyalama taktiði olduðunu 7'den 70'e tüm Türkiye biliyor.

Avrupa açýsýndan Türkiye'nin kapýda hazýr ol vaziyetinde bekletilmesinin anlamý, bu durumun Türkiye'ye karne verme imkaný tanýmasý.

Bugün artýk Avrupa ülkeleri için çok da bir þey ifade etmeyen birliðin neredeyse tek faaliyetine dönüþmüþ durumda, Türkiye ile ilgili 'kaygýlýyýz' mesajlarý yayýnlamak, ilerleme raporlarý ile Türkiye'ye karne çýkarmak ve ergen siyasetçilerini Türkiye'nin üstüne salmak...

***

Brüksel'de yapýlan ve AB ülkeleri dýþiþleri bakanlarýný bir araya getiren Dýþ Ýliþkiler Konseyi, AB'nin bu yeni misyonunun itirafý olarak tarihe geçti. Bir referandum ile Brexit kararý alan Ýngiltere'nin Brexit'çi yeni Dýþiþleri Bakaný Boris Johnson, Avrupa Birliði'nin Türkiye'ye karþý eleþtirilerinin tonunu düþürmesi gerektiðini söyledi. Çýkmaya hazýrlandýklarý AB için "Türkiye'yi köþeye sýkýþtýrmamalý" diye de ekledi.

Ýngiltere baþlarda da Türkiye'nin Avrupa Birliði üyeliðini hararetle destekliyordu. Þimdi ipler kopma noktasýna geldiðinde yine devreye giriyor ve Avrupa'nýn, Türkiye'ye nefretini ve PKK'ya desteðini gizleyemeyen siyasetçilerine sesleniyor; "Türkiye'yi ne izole etmeli ne de köþeye sýkýþtýrmalýyýz. Üyelik müzakerelerinin devamý ve Türkiye'nin AB ile iliþkili kalmasý bizim çýkarýmýza."

PKK ve FETÖ'ye verdiði destek dolayýsýyla Türkiye'nin sert þekilde eleþtirdiði Almanya da durumunu güncelledi ve "Üyelik müzakerelerinin hýzýný korumak, Türkiye üzerinde etkili olabilmek için tek yol" deðerlendirmesi yaptý.

Türkiye'ye hangi nazarla baktýklarýný ve Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine yükledikleri anlamý daha iyi anlatabilecek bir cümle yok. Kendi aðýzlarýndan týrnak içinde; "Üyelik müzakereleri, Türkiye üzerinde etkili olabilmek için tek yol."

Fransýzlarý medeniyetin eþsiz temsilcisi sayan ve kibrinden dolayý önünü göremeyen Fransa ise "Üyelik müzakerelerini askýya alarak Türkiye ile iliþkileri kötüleþtirmenin zamaný deðil" dedi.

"Þimdi zamaný deðil" lafýnýn tamamýný ise Macaristan söyledi. "Eðer müzakereleri askýya alýrsak geri kabul anlaþmasýný tehlikeye atarýz."

Türkiye'de mahalle muhtarlarýnca idare edilen nüfusa sahip bir kaç önemsiz ülkeden yükselen "Üyelik sürecini bitirelim" çýkýþýný ciddiye alan olmadýðýný söylemeye bile gerek yok.

Türkiye hakkýnda her aðzýný açtýðýnda bir çuval "hoþt" lafý iþiten AP Baþkaný Schulz'un "Yaptýrým uygularýz" tehdidine karþý gelen cevap ise Türkiye'nin yeni yaklaþýmýnýn özeti: "Her tarafýnýz yaptýrým olsa ne yazar."

Hülasa, AB'nin Türkiye'yi kontrol etme aracýna dönüþtürdüðü üyelik müzakeresinin artýk buralarda bir karþýlýðý yok.

***

Aramýzdaki bazý "sol-liberaller-demokrat" etiketliler hala AB demeye devam edebilirler. Ancak dertleri demokrasi falan deðil. Seleflerinden devraldýklarý sömürgeleþtirilmeye teþne bir kompleksle bakýyorlar Avrupa'ya ve Batýlý deðerlere.

Avrupalý siyasetçilerin de itiraf ettiði gibi "Türkiye'yi kontrol etme" aracý olduðundan önemsiyorlar AB üyelik sürecini. Kopenhag Kriterleri'ni Ankara kriterleri yapsak, Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi'nin fevkinde bir anayasamýz olsa onlar yine "Avrupa Avrupa" diye sayýklar. Avrupa onlar için arzu nesnesi çünkü. Doðulu olmak ise kurtulamadýklarý bir utanç!

Bu yüzden Türkiye aleyhine her eylemlerinden sonra arkalarýnda Almanya'yý, Fransa'yý buluyorlar. Topuklayýp kaçtýklarýnda onlara klip çekecek, vatandaþlýk verecek, saraylarýný açacak bir Avrupa Birliði var. Önünde ceket ilikledikleri sahipleri...

Avrupa Birliði ülkeleri, özellikle de Almanya, Hollanda ve Fransa gibi büyükbaþlar, en büyük demokrasi günahý olan darbeye teþebbüs etmiþ FETÖ mensuplarýný iade etmeyerek ve her gün terör yapan PKK'lýlarý meþrulaþtýrarak Türkiye'ye açýktan düþmanlýk yapýyor. Buna raðmen Türkiye'nin hala AB kapýsýnda bekleyen ülke durumunda olmasý bu millet için zuldür.