UYKUSUZLUK KARAR MEKANİZMALARIMIZI BOZUYOR!

Yetersiz uyku, beyinde duygularımızla ilgili alanları duyarlı hale getiriyor. Uyku kalitesi düştükçe anksiyete seviyesi de artıyor. Böyle durumlarda da çok daha duygusal kararlar veriyoruz.  

  

Uykusuzluk sadece ertesi günü yorgun ve huzursuz geçirmemize neden olmuyor, aynı zamanda tüm duygu durumumuzu da etkiliyor. Her konuya daha duygusal yaklaşmaya başlayıp, kararlarımızı da daha duygusal veriyoruz. Eğer uykunuzu iyi almamışsanız, ertesi gün önemli kararlar almamanızda fayda var yani. Gelelim bu durumun bilimsel açıklamasına. Geçtiğimiz senenin sonlarına doğru San Diego’da düzenlenen nörobilim toplantısında California Üniversitesi araştırmacıları, yaptıkları bir çalışmadan bahsettiler. Düşük kalitede bir uykunun (az uyumak yaa gece boyu sık sık uyanmak gibi) Anksiyete Bozukluğu’na sebep olabileceği, Anksiyete gelişen kişilerin karar verirken daha duygusal olabileceğini gösterdiler. Anksiyete’yi kısaca açıklarsak sürekli bir kaygı hali, huzursuzluk, iç sıkıntısının beraber görülebildiği bir durumdur. Yetersiz uyku, aynı Anksiyete’de olduğu gibi beyinde duygularımızla ilgili alanları duyarlı hale getiriyor. Uyku kalitesi düştükçe Anksiyete seviyesi de artıyor. Bu çalışmada 18 sağlıklı birey uyku laboratuvarında iki gece incelemeye alınıyor. Tüm gece uykusuzluk sonrası ertesi gün rahat bir uyku uyumaları sağlanıyor. Uykusuzluk yaşanan gecenin ertesi gününde katılımcıların yüzde 30’unun Anksiyete seviyesinin yükseldiği gözleniyor. Hatta yarısındaki Anksiyete’nin hastalık düzeyine ulaştığı tespit ediliyor. Araştırmacılar bir gece uykusuzluk sonrası beyindeki değişimleri tespit etmek için ertesi sabah özel bir görüntüleme yöntemi olan fonksiyonel MR uygulaması yapmışlar. Anksiyete’nin artıp artmadığını tespit etmek için katılımcılara önce stres düzeyini artıran kısa bir video izletilmiş. Hiç uyunmayan gecenin sabahında, beynimizde duygularımızın merkezi olan amigdala ve anterior singulat alanda yüksek aktivite gözlenmiş. Bu duyguları yöneten, gerektiğinde baskılayıp mantığımızı devreye sokan bölge olan medial prefrontal alanda ise aktivite azlığı gözlenmiş. Bu bölge panik yaptığımız zamanlarda bize “sakin ol” komutları da veren alandır. İyi uyunan gecenin sabahında ise aynı kısa video izlendiğinde bu değişiklikler gözlenmemiş. Anskiyete düzeyimiz yüksek olduğunda çok daha duygusal kararlar veririz. Yani mantık süzgecinden geçirmeyiz. Bu da yanlış kararlar vermemize neden olur. Uykusuzluk Anksiyete düzeyini artırır. Dolayısıyla karar verme mekanizmalarımızı bozabilir. Daha önce yapılan çalışmalarda da uykusuzluğun Anksiyete’yi tetiklediği ama tersinin de mümkün olduğu söyleniyor. Anksiyeteli olmak da uykusuzluğu tetikliyor. Uykunun kabaca iki dönemi var. Birisi rüya gördüğümüz ve daha yüzeysel uyuduğumuz REM fazı, diğeri de bedenimizin dinlendiği ve derin uyuduğumuz nonREM fazı. NonREM döneminde bir azalma olursa gündüzleri çok yorgun oluruz. O yüzden uzun da uyusak uykunun dönemlerinin gerekli oranda olması çok önemli. Uyku bozuklukları bambaşka bir konu. İlerleyen dönemde uyku bozukluklarına da değineceğimiz bir yazı hazırlayacağım. 

 

YAŞLILARDA KALÇA KIRIĞI ALZHEIMER’İN ERKEN BELİRTİSİ Mİ? 

Johns Hopkins Üniversitesi araştırmacılarının yaptığı bir çalışmanın sonucuna göre henüz Alzheimer teşhisi konmamış yaşlılarda kalça kırığı, Alzheimer hastalığının erken bir belirtisi olabilir. Çalışma için ortalama yaşı 82 olan kalça kırığı geçirmiş 168 yaşlı incelenmiş. Önce hastaların Demans olup olmadıklarına dair incelemeler yapılmış. Toplamda 168 hastanın 98’i nin Demans, 70’inin ise normal olduğu tespit edilmiş. Tüm yaşlıların belinden alınan beyin omurilik sıvısı içerisinde Alzheimer/Demans hastalığı belirteçlerinden olan beta amiloid ve tau proteinlerinin miktarlarına bakılmış. Demans hastalarının yüzde 95’ten fazlasında bu belirteçler anormal düzeydeyken, normal yaşlılarda yüzde 89 civarında anormal düzeylerde tespit edilmiş. Özelikle 65-74 yaş arası normal grupta bir kıyaslama yapıldığında, amiloid beta düzeyi normal populasyonda yüzde 30 civarında anormal seviyedeyken, kalça kırığı olan yaşlı grubunda yüzde 68 oranında anormal seviyede tespit edilmiş. Bu sonuçtan yola çıkarak kalça kırığının Alzheimer hastalığının erken bir belirtisi olabileceği yönünde bir hipotez ortaya atılmış durumda. Alzheimer hastalığının ve diğer Demans türlerinin erken tanısı hem tedaviye erken başlanabilmesi hem de ilerlemesini yavaşlatacak gerekli önlemlerin alınabilmesi açısından önemli. İlerleyen dönemde hastalığa kesin çare bulunduğunda erken tanının önemi çok daha fazla olacak. 

 

HAFTANIN NÖROBİLGİSİ 

Royal Society Open Science dergisinde yayımlanan bir araştırmanın sonucuna göre sincapların zihinsel yetileri hiç de azımsanmayacak özellikte. Çalışmaya dahil edilen ve GPS takılarak takip edilen 45 sincabın fındık, ceviz, badem gibi yemişleri nasıl sakladıkları araştırılmış. Sincapların yemişleri cinsine, kalitesine, yaşadıkları bölgelere hatta kişisel tercihlerine göre bir strateji geliştirip toprağa gömerek sakladıkları tespit edilmiş. Oldukça karışık bir strateji geliştiren sincapların zihinsel yetilerinin düşünülenden daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.