“Uzlaþma”, Erdoðan’ýn intiharýdýr, zorlamayýn…

AK Parti’nin milletvekili listesinde “15 Temmuz ruhunu” yansýtmamasý, hatta, aksine, “statükocu” kimlik taþýmasý, 24 Haziran sonrasýna dönük bir risk oluþturuyor mu, evet, bu memlekette su testisi kýrýldýktan sonra ahkam kesen çok olur, biz, baþtan söylemiþ olalým.

Gözler, o listelerde, 15 Temmuz’un kahramaný Ömer Halisdemir’in ve halkýn önünde demokrasiyi savunan muhtar Mete Sertbaþ’ýn ailelerinden bir isim aradý mý, evet aradý.

Allah’ýn bildiðini kuldan saklayacak deðilim,15 Temmuz gecesi, halkýn direniþinin önünde yer alan ve Erdoðan’ý Atatürk Havalimaný’nda karþýlayan iki cesur yürek, Metin Külünk ve Mehmet Metiner’in neden o listelerde yer almadýðýný anlamýþ deðilim. Umarým, Erdoðan, FETÖ ile mücadelenin bu “mücahid” savaþçýlarýna Külliye’de, yer hazýrlýyordur.

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn FETÖ mücadelesinde zafiyet izlenimi doðurabilecek bazý manevralarý zamanýnda tespit ettiðine ve gereken yerde müdahalesini yapacaðýna kesinlikle inanýyorum, çünkü bu mücadele hepimiz açýsýndan “milli” fakat Erdoðan açýsýndan ayný zamanda “þahsi” bir meseledir.

FETÖ’nün Washington’daki neocon-siyonist lobiden emir almýþ 1 Dolar’lýk hain askerleri, 15 Temmuz gecesi, Marmaris’e tam dört suikast timi gönderdiler, hedefleri Erdoðan’ý derdest etmek deðil, aile bireyleri birlikte öldürmekti!..

Erdoðanbunu bildiði için, Dalaman’dan havalanan uçaðýna torunlarý dahil tüm aile bireylerini de aldý, onu çok iyi anlýyorum, kendisine bir þey olduðu takdirde, ailesini bu barbarlarýn eline býrakmak istemedi, ne olacaksa birlikte olsun dedi…

Bir babanýn, bir dedenin alabileceði hayattaki en zor karardýr, filmlere konu olabilecek bir tercihtir, yaþam karþýsýnda manevi inancýn ve dik duruþun sembolü bir yaklaþýmdýr.

O akþam, tam 7 saat 34 dakika 24 TV stüdyosunda iki kez baskýn tehdidi yaþayarak, ölümüne direniþ yayýný yapan bir dostu olarak Erdoðan’ý bu kararýndan dolayý her zaman takdir etmiþimdir.

Konuya dönecek olursak, eðer bütün bu yaþanýlanlar, dertleri Erdoðan gibi bir liderin gölgesinde partide yakaladýklarý statüyü muhafaza etme telaþýndaki bir hizbin, saða-sola “uzlaþma iþaretleri” telaþýndan kaynaklanýyorsa, geçiniz, Erdoðan’a her þart  altýnda sahip çýkmakta kararlý olanlar buna asla izin vermez!..

  • Uzlaþma arayýþý, ölümdür…

Erdoðan, 2009 Davos’taki “one minute”ten bu yana emperyalizmin hedefindeki bir siyaset adamýdýr, iyi ki de öyledir, böylece millet 1946 yýlýnda yattýðývesayet uykusundan 15 Temmuz’a kadar uzanan olaylar zincirinde uyanmýþ, “yeniden milli mücadelenin” tüm cephelerde kararlý duruþu doðmuþtur.

Aslýnda 15 Temmuz, Nedim Þener’in “Kahraman” Hainler kitabýnda altýný çizdiði gibi iki cepheli Türkiye karakterini de ortaya çýkarmýþtýr:Tanklarýn üzerine çýkan kahramanlar ve ATM’lerde kuyruk olan korkaklar!..

Erdoðan, tanklarýn üzerindeki o kahramanlarýn lideridir, bundan geri adým düþünülemez!..

15 Temmuz ihanet gecesinde mevziye yatýp, iþlerin nereye varacaðýný takip etme ve doðabilecek yeni ortama siyasi hazýrlýk çalýþmalarý yapmanýn ise ATM önünde kuyruða girmekten farký yoktur.

O geceyle ilgili yalnýz Kýlýçdaroðlu’nu konuþuyoruz, sormamýz gereken soru, Kýlýçdaroðlu’nun Bakýrköy’de güvenlikli bir eve gitme telaþýnýn baþka partilerin kadrolarýnda da yaþanýp yaþanmadýðýdýr.

Aklýmda berbat bir soru: Acaba, Ankara’da birileri, Erdoðan’ýn sonunu hazýrlayacak ABD ile uzlaþma zeminli manevralarýn peþinde mi?

Gazetecilik böyle bir meslek iþte, ortaya “statükocu” eðilimler çýktý mý, sorular da kontrolden çýkýverir…