Uzlaşma, oylaşma ve daha fazlası

Konu malum, yeni anayasanın yapım va yazılma sürecinde AK Parti ve BDP’nin temel konularda, konu odaklı beraber hareket etmesi.

Yürütmeye çalıştığım mantık çok komplike değil.

Kısa ve orta vadede AK Parti’siz yeni bir anayasa yapılamayacağına göre günün konusu temel konularda AK Parti ile anayasa sürecinde beraber davranacak siyasal partner bulmak.

Temel hak ve özgürlükler, vatandaşlık, devletin temel yapılanması gibi konularda CHP ve MHP’nin daha uyumlu davranacaklarına yönelik endişeler mevcut.

Belirli bir süre ve konu yani anayasa odaklı olmak üzere AK Parti’nin BDP ile beraber hareket etmesi sanki daha muhtemel.

Ama bu beraber hareket etmenin de modaliteleri olması gerek.

Uzlaşma kavramının anayasa yapım sürecinde çok da anlamlı bir kavram olmadığını daha önce defalarca yazdığımı hatırlıyorum.

Anayasalar şayet temel hak ve özgürlükler belgeleri ise, temel hak ve özgürlüklerin standartları da evrensel olarak belirlenmiş ise bu standartlar üzerinden uzlaşma arayışı zaten, şayet temel hak ve özgürlükler standartlarını düşürmek istemiyor isek, anlamsız.

Ancak, oylaşma (oydaşma değil) mümkün, hatta gerekli; bu oylaşma kavramının ingilizcesi galiba “logrolling”.

Oylaşmadan şunu anlıyorum: İki parti var, A ve B partileri, ortada da iki konu var X ve Y; A partisi X konusunun, B partisi ise Y konusunun sahibi ancak her iki partinin de iskemle sayısı istediklerini tek başına yapmaya yetmiyor.

Bu durumda X konusu oylanır iken B partisi evet, Y konusu oylanır iken de A partisi evet derse hem X hem Y konuları kabul edilmiş, böylece A ve B partileri oylaşmış oluyorlar; aynen paslaşma gibi.

Günümüz anayasa tartışmalarında BDP başkanlık sistemine, AK Parti de anayasadan etnisite referanslarının çıkarılmasına, gerçek bir anayasal vatandaşlık yapısına oy verir ise, muhtemelen hem başkanlık sistemi anayasaya girer hem de 66. madde ve beraberindeki ırkçı düzenlemeler temizlenir.

Bu durum her iki partinin de lehinedir, eşyanın tabiatı oydaşmayı gerekli kılar.

Ancak, bu aşamada devreye başka bir konu daha giriyor; bu konu da yazımın başlığında “oylaşma ve daha fazlası” dediğim konudur.

Başkanlık sistemi AK Parti’nin, 66. maddede somutlaşan anayasal vatandaşlık konusu da BDP’nin temel öncelikleri ise, bu konuları geçirir iken bu konularla değişim, reform sürecini sınırlamaları yeni yapılacak anayasaya meşruiyet gölgesi düşürebilir.

Türkiye’nin bir başkanlık sistemine ihtiyacı var mı bilemem ama AK Parti bugün bunu istiyorsa bu talebi meşruiyet dışı görmek olanaksızdır, neden bunu istiyorsunuz diye sormak da çok anlamlı değildir, bir siyasi tercihtir, siyasi sorumluluğu da AK Parti’nindir, parti de bu sorumluluğu zaten almaktadır.

66. maddeyi çevreleyen konularda değişim ise zaten çağdaş bir anayasa için elzemdir.

Ancak, çağdaş bir çerçevede anayasa için elzem olan başka konular da vardır ve AK Parti, BDP konu odaklı işbirliği bu konulara da, mesela sivil-asker ilişkilerine (117., 118. maddeler, vs.) uzanmalıdır.

AK Parti başkanlık sistemi ve 66. madde dışında CHP ve MHP ile de başka konularda oylaşmaya gidebilir.

İlginç bir süreç bizleri bekliyor.

  twitter.com/KarakasEser