Uzun vade mi dediniz?

Devre arası Beşiktaş’ın ilk yarı performansını mercek altına almaya çalışacağım. Bunu, adetim olduğu üzere, işin içine bolca rakam katarak yapacağım elbet. Modern ofansif futbol açısından Beşiktaş hangi doğruları yerine getirmiş, hangi konularda aksamış, onu anlatmanın derdinde olacağım. Bir işe yarayacak mı, bilemiyorum. Yüzeysel değerlendirmelerin, futbolcuların günübirlik performans eleştirilerinin, skora odaklanmanın revaçta olduğu bir futbol kültüründe havanda su dövmeyi sürdüreceğim.

Schuster’i geldiği günden gittiği güne kadar savunan tek futbol yorumcusuydum sanırım. Skordan bağımsız olarak, sahaya yansıyan oyun anlayışını ve futbol kalitesini tek ölçüt olarak kabul ettim. Devre arası yapılan parlak transferler sonrasında meydana salınan “17’de 17” saçmalığına şiddetle karşı çıktım (Şimdi Ronaldinho konusunda da aynı tehlike var). O saçmalık Beşiktaş’ın geleceğini kararttı. Hem de her alanda. Schuster sonrası gelen transfer vizyonsuzluğu Beşiktaş’ı, hem de çok haksız biçimde, şike soruşturmasının içine sürükledi. Bugün bile buna yazıklanıyorum. O vizyonsuzluk olmasa Beşiktaş bu haksızlığın içinde yer almayacaktı.

Peki 17’de 17 saçmalığıyla, anında başarı kültürünün hoyratlığıyla yerinden edilen Schuster nasıl kapatmıştı ilk yarıyı? 8G, 4B, 5M. Atılan gol 25, yenen 18. Ya Biliç’in performansı? 8G, 5B, 4M. Atılan gol 31, yenen 18 (G.Saray maçını 0-3 değil, 1-2 sayıyorum). Bu tablodaki benzerliğe bakınca bile tüylerim diken diken oluyor. Zaten Biliç - Önder Özen ikilisi ağır bir eleştiri bombardımanı altında. Bolca kulis faaliyeti de dönüyor anlaşılan. Eğer yönetim dahil, Beşiktaş camiası yeni arayışlara kapı aralıyorsa kafasında, geçmiş olsun, her sezon başı “uzun vade” denip yıllarca hep tam tersine meyledilen senaryo bir kez daha yürürlükte demektir.

Bunun böyle olmadığına ancak şu koşulda ikna olurum: Ara transfer planlaması Biliç - Özen ikilisinin inisiyatifinde ve Beşiktaş’ın geleceğine yatırım yapılarak gerçekleştirilirse (Soru: Ronaldinho konusu burada neye karşılık geliyor?). G.Birliği maçı kadro sınırlılığının iyice gözle görülür hale gelmesini sağlamıştır diye umuyorum. Yönetimden bir beklentim daha var: Transferi bu ikiliye bırakıp Beşiktaş’ın K.Paşa maçında uğradığı haksızlığa odaklanmayı sürdürmeleri, sonuç ne olursa olsun bu konudaki haksızlığı sezon boyu gür bir sesle dillendirmeleri! Maça ilişkin kararın bu kadar gecikmesi bile başlı başına bir skandal çünkü.