Þu ses kayýtlarýný diyorum, bunu yetenek sizsiniz programýnda yapsanýz, sizi Oklahoma’ya kadar kovalarlar. Bu kesin bilgi. Amerika’nýn et ihtiyacýnýn hatýrý sayýlýr bir bölümü bu eyaletten karþýlanýyormuþ. Artýk ‘sýðýr’ miktarýný siz düþünün. Fazlasý göz çýkarmaz herhalde... Camlý yayýnda canlý canlý bu cürmü iþleyenlere de öneririm... Bir de haftanýn konusu ‘dinleme’ ya da ‘dinlenme’ meselesi... Herhalde verilen selama karþýn ‘aleykümselam’ denip karþýlýk verilince de hayýflanýlmaz. ‘Casus belli’ durumu. Hemen hemen ‘kazus beli’ diye okunur. Hani anlamý ‘savaþ nedeni’ olan Latince ifade. Bunu bir de yazýldýðý gibi okumak mümkün. Belli, besbelli. Suç da belli, suçlu da.
Ben suçun tek bir merkezden yönetildiðine inananlardaným. Çok komplo teorisi gelebilir, lakin, bu böyledir maalesef. Bu merkez genelde kendini gizler, senaryolar yazar, çizer, çoðunlukla da taþeronlara uygulatýr. Bazen makes bulur, bazen gümler. Efkar-ý umumiye düþen de bu oynanan senaryolarý, yapýlanlarý ve yapýlmak istenenleri görmektir. Bu senaryolarda gösterilen kapýlarýn aslýnda bir ardý da olduðunu bilmesi gerekir insanlarýn. Zira, sýradan olarak gördüðümüz bir kapkaç olayý bile zaman zaman büyük kurgunun bir parçasý, baþlangýcý olabilir. Borsada görülen ufak bir hareketlenme, bir oluþum, halis görünen bir tanýdýk bir tipin bir kelamý, veya basit bir basýn açýklamasý yahut atýlan bir tweet. Bunlarýn biri ya da bir kaçý size bütüne götürebilir. Ýyi okumak, analiz etmek, gösterilenin, yapýlanýn ardýna arkasýna, yanýna yöresine iyi bakmak gerekir. Mutlaka bir þey bulursunuz. Ben buna ayný zamanda, ‘Kurtlar Vadisi’ efekti diyorum.
Kurtlar Vadisi, herhalde 11. yýlýna girdi. Hepimiz ‘kurgu’ gözüyle bakýp izledik belki en baþta. Karakterleri fenomen haline geldi. Türkiye’de bir dizi karakterine gýyabi cenaze namazý kýlma geleneði bu diziyle baþladý. Bir dizinin kendi günü ve kendi saati olmasý sadece bu diziye özgü bir ‘motto’ oldu. Birden çok karakteri bir arada barýndýrdý ve yayýnlandýðý günden itibaren adeta portreler, karakterler galerisi oldu. Ayný ekibin Ekmek Teknesi de karikatürize karakterleriyle bunun bir tesadüf olmadýðýný gösterdi. Ayný bünyeden Kurtlar Vadisi Irak, Gladio ve Filistin filmleri çýktý. Bu bir yönü. Diðer yönü çok daha önemli. Bu dizi ‘mafya dizisi’ sloganýyla baþlayýp, ülkeyi baronlarla tanýþtýrdý. Gerçeklerle. Ülkenin karanlýk ve puslu vadilerinde dolaþtýrdý. Farkýndalýk yarattý. Gerçeðin kapýlarýný açtý. Polat karakteri ile kendini özdeþleþtiren gençler oldu, buna da birileri kýzdý, ama ayný kýzgýnlýklar Rambo ile, Rocky ile ya da Amerikan beyninin yapay tepelerinden çýkma süper/fantastik kahramanlarý karþýsýnda boyun eðmekten baþka bir þey yapamadý. Buna da sanat/entelektüel maskesi altýnda yaptý. Maske dedim de, merak etmeyin vandallar Polat’a deðil, Guy Fawkes’e özeniyor. Yayýnlandýðý her gün ‘rating’ listelerinde en tepede olmasýna karþýn, seyretse de, sorsan ‘seyretmem’ diyen entellektüel kýrmalarý iþte bunlar. Kurtlar Vadisi’nin, en aðlak aþk dizilerinde bile silaha sarýlan senaristlerin uçkur seviyesinden çok daha ötede bir çizgisi oldu. En nihayetine ötekileþtirilmeye çalýþýlan ülke insanýn hikayesini anlattý. Bu ülkede yaþananlarýn birebir replikasýný çýkardý.
Gündeme dair bir çok þeyi anlatan bir diziden bahsediyorum. Yalapþap bakýþlarýn, kopya senaryolarýn, rating uðruna ardý ardýna çekilen ucubelerden deðil, insana seyir zevki verip de heyecan aburcuburundan daha ötesini vaat eden bir diziden. Gerçeklerin anlatýldýðý, aslýnda ne oldu sorularýnýn cevabýný saðlam bir sinema dili ile anlatan bir diziden bahsediyorum. Tek baþýna bir gerçeðin, tam teçhizatlý yalan dolan canavarýna karþý duruþundan ya da yalanlara Aðrý Daðý gibi gerçek deyip de ülke insanýný algý okyanusunda boðmaya niyetlenen kötücül karakterlerin karþýsýnda farkýndalýk silahýna sarýlmaktan bahsediyorum. Kurtlar Vadisi’nin gerçek silahý bu. Bir derdi var, onu anlatýyor. Uçkur hikayelerinin elde mendil salya sümük aþklarýndan, küçük gelin, zalim aða, ezik köylü, fake Türkiye algýsýnýn doðu insanýný zapturapt altýna alýnmasýndan, yasak aþklarýn kültürel kodlarýmýza tecavüzünden, yalýda oturan züppe sevgililerin fakirle olan münasebetlerinden, kutsalý, boyutu bol ama safsatasý daha bol olanlarýndan çok ötede bir dert. Zaten mesele de zorlama tepelerin arasýndaki vadide yaþananlarý anlatmak deðil mi...