Vakýf üniversitelerinde sorun var

Vakýf üniversitelerinde sorun var, önemli olan bu sorunun nedenini iyi teþhis etmek.

Vakýf üniversitesi daha çok yeni bir kurum, ülkemizdeki en eski vakýf üniversitesi Bilkent, bu kurumun bile kuruluþu Özal dönemi, bu nedenden vakýf üniversitelerine haksýzlýk yapmadan ama tekerlek de kýrýlmadan, yaþanan bazý olumsuzluklar kurumsallaþmadan konuyla ilgilenenlerin saptadýklarý yanlýþlarý tartýþmalarýnda büyük fayda var.

Vakýf üniversiteleri yükseköðretim sistemimize azýmsanmayacak bir dinamizm getirdi, bunu iyi görmek lazým ama zaman içinde bu dinamizmin de, aþaðýda belirtmeye çalýþacaðým nedenlerden ivmesini kaybetme ihtimali az deðil.

Vakýf üniversitesi kurumuna getirdiðim temel eleþtiri de, aynen AK Parti iktidarýna getirdiðim eleþtiri gibi, randýmanýn, getirilerinin, yararlarýnýn potansiyel seviyesinin altýnda kaldýðý için.

AK Parti iktidarý, doðru þeyler de yapýyor, kanýmca yanlýþlar da yapýyor, global olarak son on iki seneye baktýðýnýzda muhtemelen doðrularý yanlýþlarýnýn çok üzerinde ama yaptýðý doðru þeyler söz konusu siyasal desteðin üretebileceði, üretmesi gereken doðrularýn miktar ve nicelik olarak altýnda, insan neden daha ileri gidilemiyor diye hayýflanýyor, hatta sinirleniyor.

Vakýf üniversiteleri için de benzer þeyler düþünüyorum, çok daha iyileri yapýlabilecek iken bir dizi nedenden kurumsal olarak tavan yakalanamýyor, býrakýn potansiyel tavaný yakalamak, buraya yaklaþýlamýyor bile.

Bana iþin ilginç gelen tarafý ise, bunu hem AK Parti iktidarý, hem de vakýf üniversiteleri için düþünüyorum, bana mümkün gelen potansiyel baþarý çizgisinin altýnda kalýnmasýnýn temel nedeni aðýr, hantal devlet mekanizmasýnýn, devlet yapýlanmasýnýn, davranýþ kalýplarýnýn her iki yapýda da, hem AK Parti’de, hem de vakýf üniversitelerinde aðýr basmaya baþlamasý.

Seneler önce, belki beþ ya da altý sene önce, AK Parti’nin baþýna siyaseten ne gelecek ise, söylemin devlet söylemine yaklaþmasý ile olacak diye yazý yazdýðýmý bugün gibi hatýrlýyorum ve kanaatim odur ki, bugün yüzde elli genel seçim, yüzde elli sekiz referandum desteðine raðmen AK Parti reformcu çizgisinde potansiyel seviyesinin altýnda kalýyor ise bunun nedeni siyasi söyleminde devletçi tonlarýn güçlenmesindendir.

Sayýn Baþbakanýn aðzýndan “ayaklar baþ oldu” ifadesini duyduðumda, hangi baðlamda ve hangi amaçla söylendiðinden baðýmsýz olarak, irkildiðimi hatýrlýyorum.

Gelelim vakýf  üniversitelerinde yaþanan paralel sürece.

Vakýf üniversitelerinde ilk kez “Ýdari ve Mali Ýþler Daire Baþkanlýðý” tabelasýný gördüðüm an da tüylerimin diken diken olduðunu, yine irkildiðimi çok iyi hatýrlýyorum.

Bir tabelanýn isminin þöyle ya da böyle olmasýnýn ne önemi var diyebilirsiniz ama bu süreçte benim gözlemim ilk aþamada idari yapýlanmanýn devlet üniversiteleriyle ayniyyetinin sevimsizliði ve gereksizliði, arkasýndan da bu yapýlanma ayniyyetinin düþünce süreçlerine de sýçramasýnýn kaçýnýlmazlýðý.

Vakýf üniversiteleri ile devlet üniversitelerinin yaklaþýk her türlü yönetim hukuku yapýlanmalarýnýn ayný olmasý, ayný kanuna, ayný yönetmeliklere bire bir baðlý olmalarý vakýf üniversitelerinin dinamizmine çok büyük bir sekte vuruyor.

Ýþin içine girdiðiniz ölçüde de bu devletçi yapýlanmanýn vakýf üniversitelerini nasýl esir aldýðýný daha iyi görüyorsunuz, vakýf üniversitelerinin bir yabancý uyruklu öðretim üyesini, býrakýn idari görev vermeyi, bu zaten deveye hendek atlatmak gibi bir þey, öðretim üyesi olarak istihdamýnýn dahi nasýl bir devletçi bürokrasiye baðlý olduðunu anlýyorsunuz ve ümidiniz kýrýlýyor.

Vakýf üniversitelerinin yaþadýðý sorunlarýn kökeninde gelenek eksikliði sorunu var, buna kuþku yok, Türkiye’nin genel sorunlarý var ama kanýmca bu genel dediðimiz sorunlarýn baþýnda devletçi refleksler geliyor.