Vardiyalý entelektüeller

Türkiye Cumhuriyeti’nin, muhtelif köþe baþlarýnda ikamet etmekte olan ‘YERLEÞÝK AYDINLARI’ Baþbakan Erdoðan’ýn diktatör olduðu üzerine karar vermiþler ve kalemlerini de kýrmýþlar: “Erdoðan diktatördür.”

Zira aydýn olduðunu iddia eden ve kendilerine bu rolü biçmiþ ‘aydýn azizlerimiz’in tamamý ‘demokratik kültür ve toplum’lar konusunda uzmandýrlar ve demokrasilerde nelere yer olup nelere asla yer olmayacaðýný en iyi onlar bilirler.

Þu sýralar aðabeyiyle hocasýyla hatta çömeziyle iyi bir iþbirliði ve görev paylaþýmý içerisindeler.

Vardiyalý sistem çalýþýyorlar anlayacaðýnýz.

Köþesini vikipedya ve muhtelif sözlüklerden diktatör tanýmýna ayýran çömezinden...

Köþesinden ‘Tek derste demokrasi ve diktatörlük’ hýzlandýrýlmýþ ders veren hocasýna...

Hatta köþesinden ‘Türkiye Cumhuriyetinin Baþbakaný’ diye söze baþlayýp ‘Zaloðlu Rüstem Paþa gibi’ diye örnekler vererek histerik vaazlar veren mahallenin aðabeyine.

Birisi bilge bir edayla demokrasilerde nelerin olmayacaðýný örneklerle anlatýyor diðeri dünya tarihinden örnekler veriyor karþýlaþtýrmalý olarak, bir diðeri Ortadoðu ve dýþ politikamýza iliþkin muhteþem analizler patlatýyor.

Geçen hafta Murat Belge’nin tam bir þark kurnazlýðý içerisinde kaleme aldýðý ‘Tek derste demokrasi ve diktatörlük’ yazýsýný okudunuz mu? Okumadýysanýz mutlaka okuyunuz.

Zekice, sinsice kaleme alýnmýþ bir yazý.

Ama cesurca olmadýðýný söylemeliyim.

Sen ‘þöyle diyorsun’ desen ‘öyle söylemedim’ diyen ‘ama ortaya bu çýkýyor’ desen, ‘ben demiyorum sen diyorsun’ diyen hinoðlu hin bir yazý anlayacaðýnýz.

Baþbakan Erdoðan’ýn ‘Ben diktatör olsaydým kendime diktatör dedirtmezdim’ sözleri üzerine Erdoðan’ýn nasýl diktatör olduðunu karþýlaþtýrmalý örnekleriyle bir bir anlatmýþ.

Hitler’in vakti zamanýnda iyi bir insan olduðunu ancak ‘diktatoryal eðilimleri’ olan bir adam þüphesinin de yaygýn olduðunu ancak o dönemde kimsenin Hitler’e diktatör demediðini anlatýyor!

Ve cýss yapýp, Erdoðan ve Hitler arasýnda benzerlik kurmak gibi bir niyetinin olmadýðýnýn altýný çizdiði yazýsýnda, araya bir es koymadan ‘Hitler’in de ünlü bir balkon konuþmasý’ olduðunu hatýrlatýyor.

Yetmiyor bir örnek de Mussolini’den veriyor.

***

Çok kliþe olacak ancak tarih tekerrürden ibaret sözü gerçekleþiyor sanki.

II. Abdülhamit, Adnan Menderes ve Özal’a yapýlanlar aynýyla cereyan ediyor.

O dönem Ýttihatçýlar da II. Abdülhamit’i otoriter rejim kurmakla eleþtirmiþti.

Ne yaman bir çeliþkidir ki Ýttihatçýlar “Allah bin türlü belaný versin. Yüzüne senin alem tükürsün. Boðazýn mezbahalarda kesilsin. Sen zalim cahilsin. Ýnsan kasabý bir sefilsin. Sultan deðil bir kara yýlansýn, kuyruðun kesilmez baþýn ezilir. Herifin sýrtý teneþire gelmedikçe ülke selamet bulmaz...” (Türk Sözü Anadolu Aðzý adlý broþür; s. 22.)  gibi sözlerle eleþtirebildikleri II. Abdülhamit’in (Murat Belge daha fazlasýný bilebilir) ‘diktatör’ olduðunu iddia edebilmiþler!

Kendisine “baþý ezilesi yýlan” tanýmlamasýnda dahi bulunan muhaliflerinin yayýnlarýna ses çýkarmayan, Sultan Abdülhamit’i deviren Ýttihaçýlar’ýn kurduðu basýn hürriyeti düzenini anlamak için 1909 Kanuni Esasi tadillerinde basýn hürriyetine iliþkin düzenlemenin hikâyesini okumak dahi yeterli olsa gerek.

Ayný þeyi Demokrat Parti iktidarý için söylemek mümkün. Kerameti kendinden menkul, diktatörlük düzeninin kurgulayýcýsý eski CHP’liler kaybettikleri 14 Mayýs 1950 seçimlerinin hemen sonrasýnda rahmetli Menderes’i basýn ve bürokrasi üzerinden diktatörlükle suçlamýþlardý. Sonrasý malum, 27 Mayýs darbesi ve 1961 anayasasý gölgesinde kurulan kime hizmet ettiði malum “demokratik” düzen.

Ayný Ýttihatçý geleneðin 12 Eylül’den hemen sonra Özal’ýn da nasýl diktatörlükle suçladýðýný hatta Özal cumhurbaþkaný olduktan sonra da “Çankaya’nýn þiþmaný” vecizesiyle itibarsýzlaþtýrmaya çalýþtýklarýný Hasan Cemal de Cengiz Çandar da Murat Belge de iyi biliyor olmalýlar. 

28 Þubat sürecinin adým adým nasýl geldiðini de...

Görünen o ki dünkü geleneðin bugünkü temsilcileri, ayný oyunu þimdi de Erdoðan için dillerine dolamaya baþladýlar. Otoriterleþmeden baþladýlar, diktatörlüðe getirdiler. Týpký dün aðababalarýnýn yaptýklarý gibi!

Kimisi el yazýsýyla kimisi daktilosuyla  “yerleþik aydýnlarýmýz’ vardiya usulü týkýr týkýr çalýþtýrýyorlar klavyelerini...