A khisar, G.Saray’ý Türkiye Kupasý’ndan eleyen taraftý... Daha maçýn baþýnda öne geçmesi, o kadar da þaþýrtýcý deðildi. Hatta dahasý var; devreye 1-0 bile deðil; 3-0 önde girmesi gerekiyordu. O kadar net pozisyonlarý var. Direkten de döndüler.
Akhisar aslýnda, bizim medyanýn pek sevdiði bir ifade ile, “Haddini bilerek” oynadý. Ben bu ifadeyi pek sevmem. Çünkü bu söylemde; G.Saray’ýn karþýsýndaki rakibi, küçümseme yaklaþýmý var. Haddini bilerek deðil, akýllý oynadý diyelim.
***
G.Saray topa sahip olma oranýnda büyük bir fark yaptý ama; (Hýzlý oyunculara sahip olmasýna raðmen) düþük tempoyla oynadý. Akhisar’ý savunma hatalarýna sürükleyecek býktýrýcý bir baský sergiliyemedi. Baktýðýnýz zaman, koca ilk yarýda diþe dokunur bir pozisyonu da yoktu.
Rodrigues’in düþürülüþünde, “Bariz gol þansýndan” Dany’ye kýrmýzý kart gösterilebilirdi. Cüneyt Çakýr gibi usta bir hakem, VAR’a baþvurduðu halde; kararýný deðiþtirmiyorsa, söylenecek bir þey yok... Mustafa Yumlu’nun ikilinin yanýnda olmasýný, bariz gol þansýný engelleyen bir unsur olarak deðerlendirdi. Saygý duyarým ama, kararýna katýlmam. Çünkü Mustafa, Rodrigues gibi kývrak bir futbolcuya müdahale edebilecek kadar hýzlý biri mi? Ya da o kadar pozisyona yakýn mý? Çakýr’ýn kart tercihi, net bir düzlemde deðil.
Anlayacaðýnýz... VAR uygulamasý, daha ilk maçta tartýþmaya açýk hale geldi.
***
Zaman geçip bir türlü gol gelmeyince, G.Saray bir saatin sonunda forvetini Eren Derdiyok’la ikiledi. Maçý uzatan da o oldu.
Aslýnda durum 1-0 devam ederken, Akhisar 5-6 önemli pozisyon bulmuþtu. Ama savruk vuruþlar yüzünden fark açýlamadý. G.Saray’ýn düþük temposu, soru iþareti. Tebrikler Akhisar.