Andýmýz” adý verilen o tuhaf metnin okullarda küçük çocuklara zorla söyletilmesi ritüeline son verilmesi muhtemelen AK Parti’nin son senelerde gerçekleþtirdiði icraatýn en olumlularýndan biri.
Eðitimin ruhunun þartlandýrma olduðu bir dönemin bir kalýntýsý, bir tortusu olan bu ritüelin kaldýrýlmasý 21. yüzyýlýn eðitim anlayýþýna da çok uygun; bu aþamadan sonra önemli olan bu þartlandýrma ritüelinin yerini baþka bir þartlandýrma mantýðýnýn, ritüelinin almamasý.
“Andýmýz” ritüelinin kaldýrýlmasý sonrasý, anlaþýlan bu moda bir süre devam edecek, bir tür onuncu yýl marþý gibi olacak, kemalist mitinglerde “andýmýz” da kolektif bir heyecanla, gönüllü olarak okunacak.
Devlet bu ritüeli çocuklara zorunlu olarak okutmadýðý sürece bence hiçbir sakýncasý yok, isteyen gönüllü olarak her türlü metni okuyabilir.
Pazar günkü 10 Kasým törenlerinde de Kadýköy’de, Ýzmir Gündoðdu Meydaný’nda, benzer dýþ mekanlarda biraraya gelen kemalistler büyük bir þevkle “andýmýzý” okudular.
Tekraren ifade ediyorum, hiçbir sakýncasý olamaz, hatta onuncu yýl marþýnýn yanýna bir de bu andýn eklenmesi ritüeli çeþitlendirdi, iyi de olmadý deðil.
Ancak, küçük bir ahlaki rizikodan da bahsetmek mümkün.
“Andýmýzýn” en çarpýcý bölümü muhtemelen “varlýðým tür varlýðýna armaðan olsun” bölümü.
Bir insanýn da en kýymetli varlýðý herhalde çocuðudur.
Andýmýzýn kaldýrýlmasýna þiddetle karþý çýkanlar da mantýken bu “varlýðým türk varlýðýna armaðan olsun” ifadesine katýlýyorlardýr.
Baþka bir ifade ile de bu kesimler, bu insanlar geçtiðimiz senelerde herhalde en kýymetli varlýklarýný türk varlýðý için feda etmeðe hazýrdýlar.
Ayný geçtiðimiz seneler, çözüm sürecine baðlý olarak son bir sene hariç, binlerce gencimiz gerçekten kendilerini feda ettiler, bu gençlerin, bu þehitlerin anneleri, babalarý, son zamanlarda gördüðümüz bazý eleþtirel tepkiler dýþýnda, post-mortel olarak yani ölüm, þehadet sonrasý “varlýðým türk varlýðýna armaðan olsun” ifadesinin bir baþka versiyonunu cenazelerde dile getirdiler.
Ancak, bu þehit cenazelerinin Türkiye coðrafi ve idari daðýlýmýna baktýðýnýzda evlatlarýný türk varlýðýna armaðan edenlerin bugün bu andý okuyan coðrafya ve kesimlerle, bunu büyük bir çoðunluk için söylüyorum, hiç de örtüþmediðini görüyorsunuz.
Þimdi Ýzmir Gündoðdu Meydanýnda, Kadýköy’de, Niþantaþý’nda, Etiler’de bu andý büyük bir þevk ile okuyanlarýn askerlik çaðý gelmiþ erkek çocuklarýný askere göndermemek için nasýl bir akademik arzu ile yanýp tutuþtuklarýný, her erkek çocuðun bir üniversiteye önce master, sonra da doktora yapmaya yazdýrýldýklarýný görüyoruz.
Çocuklarýný PKK ile anlamsýz savaþta kaybedenler zaten bugün “andýmýzý” pek okumuyorlar.
“Andýmýz” metni, malum, “Türküm, doðruyum, çalýþkaným...” diye baþlýyor.
10 Kasým’da “Varlýðým türk varlýðýna armaðan olsun” diye andýmýzý okumak ama çocuðunu askere göndermemek için bin bir takla atýp þehitlerin sadece kýrsal alandan, kasabalardan gelmesine göz yummak, hatta çocuðunu askere göndermeyenlerin ayný zamanda savaþ çýðýrtkanlýðý, ulusalcýlýk þampiyonu olmalarý “Türküm, doðruyum..” demekle ne kadar baðdaþýyor, merak ediyorum.