VAR’lık içinde yokluk mu var?

MHK’nın, bu sezon ilk kez uygulanacak olan VAR sistemini kulüplere anlatım/tanıtım/bilgilendirme maratonu sürüyor. 

Fakat futbolcular, bu tür eğitim girişimlerini hep “Sokma akıl” paradında gördükleri için; biraz kulak arkası ederek izlerler. Dinlemek zorlarına gelir. Hatta zul bile görürler.

Zaten fotoğraflardaki hallerini görüyorum. Anlatan MHK’nin bizzat başkanı Yusuf Namoğlu olduğu halde; koltuklarında ilgisiz, sıkıntılı ve yayılarak/yaylanarak oturuyorlar. Konuşma konusuna karşı zaten ilgileri yok. Ama daha kötüsü, konuşmacıya saygıları da yok... Bu laubaliliğe karşı; onları bir Allahın kulu, uyarma gereği duymuyor mu?

Bunların hiçbir şeyi öğrenmeye niyeti/hevesi/çabası yok. Yazık!

***

VAR sisteminin yararlı olacağı, artık tartışılmıyor bile... Ama sorunlar çıkacağı ya da çıkarılacağı da net olarak anlaşıldı. Hele bizim gibi, bir kaşık suda fırtına koparmayı alışkanlık haline getirmiş ülkelerde; VAR’ı oturtmak kolay değil. Fakat UEFA, maçın mutlak hakiminin ve karar vericinin hakem olduğunu kesinlikle vurguladığı için, hükümranlık haklarının başka yerlere kayması, daha baştan önlendi.

Ekran başındaki VAR hakemlerine (Ki onlara VOR denir), yetki verilmemesi isabet olmuş. Aksi halde, sahadaki hakem bitirilme noktasına getirilirdi. Halâ da bazı hakemler, kontrol odasından uyarı gelmesini, yetkilerine müdahale olarak algılıyor. Moralleri bozuluyor.

Bizim Cüneyt Çakır, Dünya Kupası’ndaki örneğinde olduğu gibi; penaltı beklentisiyle aldığı uyarıyı, (Ekranda izledikten sonra) dikkate almadı. Oyunu sürdürdü. Herhangi bir travma da geçirmedi. Mükemmel bir örnek sundu...

***

Futbolcuların, (Bazı pozisyonlar için) hakeme yönelik VAR’ı çağrıştıran ekran hareketi yapması; sarı kartla cezalandırmayı gerektirecek. Dikkatli olsunlar.

Sorun şu ki; VAR odasından uyarı aldığı halde, pozisyonu ekrandan izlemeyen hakem; hatalı çıktığında, sistemi çöpe atmış olacak.