Siyasi partiler birbiri ile bir şekilde bağlantı kurmuş insanlardan teşekkül eden ve içinde bulundukları toplumun ihtiyaçlarının karşılanması adına aracılık görevi yapan organizasyonlardır.
Parti şayet muhalefette ise, toplumun taleplerini karşılamak için meşru yollarla iktidara baskı uygular ve farkındalık oluşturur.
Eğer siyasi parti, halkın yeterli desteğini kazanıp iktidar olmuşsa da halkın taleplerini ve ilan ettiği programındaki vaatlerini icra etmeye çalışır. Performanslarındaki başarıyla; bir sonraki seçimlerde millet onayından geçerse görevlerine devam ederler.
Yok, onaylanmazsa, kapısına kilit vurur, ya da politikalarını halkın tasvip edeceği bir hale getirip iktidar olabilmek için razı etmeye çalışırlar.
Ama bizdeki bazı siyasi organizasyonlar böyle değil, varlıklarını borçlu oldukları küresel güçlerin; istekleri doğrultusunda faaliyet göstermekten bir türlü kaçamazlar.
Küresel sömürgen güçlerin menfaatleri genelde halkın talepleri ile örtüşmediği ve adaletli paylaşıma zarar verdiği için de kaçınılmaz olarak huzur ortamı, kardeşlik bozulur.
İdareyi zor kullanarak ve dış destekle elinde tutan işbirlikçiler, o halkın içinden çıkmış olmasına rağmen halkıyla çatışmaktan geri duramaz. Suikastlar, manipülasyonlar, darbeler, katliamlarla sömürü sistemini ayakta tutmaya çalışır.
Bu işleyişi yakın geçmişte ülkemizde bizzat yaşadık, şimdi de devam eden bir şekilde komşularımızda gözlüyor ve canlı yayınlarda apaçık izliyoruz.
Medeniyet oluşturmayı başarmış az sayıda milletlerden biri olmamıza rağmen, dışardan sokma akılla ve tepeden başlayan bir yapılanmayla oluşturulan muktedirlikler, binlerce yıllık müktesebatımızı bütün dinamikleriyle çöpe atmakla kalmadı, ellerine tutuşturulan proje ile de milleti sil baştan şekillendirmeye çalıştı.
Milletin canını, malını, neslini heder etme pahasına da olsa uygulamaya sokulan küresel projenin bizdeki en önemli taşeronu şüphesiz ki bir zamanların milli kabusu CHP dir...
Milletin beddualarıyla kolu kanadı kırıldı da, etkisi azaldı bu kopuk zihniyetin. Tarihi kan ve gözyaşlarıyla dolu zihniyet.
Millete az çektirmedi; bu kökü dışarda gayri milli organizasyon. Kütüphaneler dolusu kitaplar yazıldı, çizildi bu CHP’nin kötülüklerini anlatan.
Devletin kuruculuğu ile övünen bu kadim kötülük yapılanması, devletin savcısını makamında katleden örgütler gibi yapılanmalara kökünden beri arka çıkar, utanmadan, sıkılmadan ve pişkince...
Nerde devlete, millete musallat olmuş bir habis ur var, onu yaşatmak ve ona ihtiyaç duyduğu zemini sağlamak, üretmek için bütün maharetini sergilemekten hiçbir zaman geri durmaz.
Nerde imana, geleneğe, mukaddes değerlere tecavüz var hemen ordadır, değilse yetişir ve yılmaz bir savunucu kesilir. Kim en etkili saldırıyı gerçekleştirirse, onu kanatları altında alıp muhafaza eder.
Kurulduğundan beri, girdiği her seçimde milletten ağır bir şamar yemesine rağmen bir türlü akıllanmayan bu kötülük, bir türlü akıllanmaz.
Maalesef, CHP’yi ayakta tutan insanların büyük bir kısmının bu milletin fertlerinden oluştuğu da ayrı bir gerçektir. Hepimizin yakından tanıdığı bildiği, ticari veya sosyal alanda ilişkiler kurduğumuz insanlardan oluşuyor çoğu.
Bazıları malum çıkarcı nedenlerle, bazıları kokuşmuş, çürümüş ideolojik şartlanmışlıklarla, bazıları da kendi hatalarından dolayı yaşadığı olumsuzlukları hükümete yükleyerek kendilerini rahatlatmaya çalışanların destek verip ayakta tutmaya çalıştığı bu yapının; hem ülkeye hem de kendilerine onarılması çok zor zararlar verdiğinin farkında olamıyorlar bir türlü.
Feraset diliyoruz, basiret diliyoruz ve idrak diliyoruz, delik deşik gövdesinden su alarak batmaya yüz tutmuş kötülük gemisini yüzdüren kürek mahkûmu vatan evladı CHP’lilere...
Kurtarın kendinizi batıktan ve destek olun küllerinden yeniden doğmaya çalışan medeniyetimize...
