Vatandaş oy verir ‘parası ve medyası olanlar’ yönetir!

1960’dan 2003 yılına kadar yukarıda tek cümleyle tarif ettiğim bir Türkiye’de yaşadık... Bugün her Türk vatandaşı kendine şu soruyu sormalı; yine böyle bir Türkiye mi istiyorum? 

Aslında bu ülke neler gördü! “Demokrasi sandık değildir, seçim değildir” diyenleri de unutmadı! Nedir demokrasi? Para-çıkar birliği derneklerinin hükümet kurması mı?

Sevgili dostlar, aşağıda, daha önce de sizlerle paylaştığım bir yazı var!

Bu yazıyı sık sık paylaşıyorum, nedeni bu mantığa sahip olanların Türkiye’yi “yeniden ele geçirme” heveslerinin depreşmesi, ortaya dökülmesi... Bu yazıyı unutmadık! Sizler de unutmayın, unutturmayın!

Aşağıdaki yazıyı yazanlar bir süredir bazı isimlerle birlikte “Parti tabanları adına” konuştuklarını iddia ediyorlar... HATTA DAHA DA İLERİ GİDİP TÜRKİYE’DEKİ BAZI KURUM-KRUULUŞLARI VE TÜRKİYE’Yİ TERÖR İLE AYNI KAREYE KOYANLARA MEDYA DESTEĞİ VERİYORLAR!

Bu yakınlığı onlara kim sağlıyor, GÜCÜ KİMDEN ALIYORLAR, kim akıl veriyor ve buradan fitne üretme yolunu kim gösteriyor bilmiyorum-bilmek istemiyorum fakat hükümet kurma yolunda “kamuoyunda rol çalmaya çalışanlardan” ve bu ülkenin “kanını emen sahipleri adına” ortaya dökülen bu şarlatanlardan bu ülke büyük zarar görüyor... KENDİ ÜLKESİNİ ADIM ATMAMASI İÇİN KÖŞEYE SIKIŞTIRMAYA ÇALIŞIP, YURTDIŞINDA KENDİ ÜLKESİ ALEYHİNE KAMPANYA YAPANLAR! KİMLER Mİ?

Sevgili dostlar, Gezi olayları sırasında “ülke yansın pahasına” her türlü desteği verenler şimdi yine “ülke yansın pahasına” Kuzey Suriye’de Türkiye aleyhine oluşacakları destekliyor ve EN ÖNEMLİSİ TÜRKİYE’NİN MENFAATİNİ SAVUNANLARI DEAŞ İLE AYNI TARAFTA AGILATIP, DÜNYA KAMUOYUNDA HAREKET EDEMEZ HALE GETİRMEYE ÇALIŞIYORLAR... OYUN ÇOK BÜYÜK!

Konu “ihanetten” açılınca, malum medya organlarında tam gezi olayları öncesi çıkan bir yazı geldi aklıma... Bu yazıyı bugün hatırlamakta-hatırlatmakta yarar var! Yazıyı lütfen okuyun ve bu ülkenin insanlarını kışkırtmaya çalışanların nasıl bir “denklem” içinde olduğunu bir kez daha sorgulayın...

Yazıyı yazan malum! “Malum medyanın köklü arkadaşı”, “Türkiye’nin Tahrir’i neresi olacak” başlığını atmış ve “istediğimiz an halkı sokağa dökecek organizasyona sahibiz” mesajı vermişti...

O günlerde bu arkadaşa bir cevap yazmış ve yazdıklarının şifrelerini paylaşmıştım...

Bugün, tek kelime dahi eklemeden YAZDIĞIM CEVAP yazısından alıntı yapmak ve sonrasında “OLANLARA” değinmek istiyorum, “yazılan” diye başlayan kısımlar “darbe çağrısı yapan o arkadaşın yazısından alıntılar...

Bakın neleri vurgulamışız;

“...Evet, hava güneşli, sıcak, her şey çok olumlu fakat ‘diğerlerinin’ adım atmak için beklediklerini ve ‘ayakları bir takılsa’ modunda dolaştıklarını da unutmamak lazım... Böyle bir yapı içinde ‘bu arkadaşın’ cümleleri ile ne demek istediğini sorgulayalım; 1-Yazılan: Türkiye’nin Tahrir’i neresi olacak’! Bu cümlenin altında gizlenen: Türkiye’de de Mısır gibi yıllar süren-sürecek bir diktatoryal yapı var ve insanlarımız buna karşı meydanları doldurmalı!... 2- Yazılan: Beyaz Türkler ekonominin hala en büyük taşıyıcı gücü olmaya devam ediyor. Günü modasına ayak uyduran muhafazakar bir orta sınıf gelişiyor ama hala en büyük tüketici Beyaz Türkler! Bu cümlenin altında gizlenen: Siz iktidar olduğunuzu sanabilirsiniz ama bu ülkede en büyük rantı almaya hala bizim gibiler devam ediyor. Ülkeyi yönetseniz bile ekonomik-finansal dinamiklere hakim değilsiniz. Hala para bizde ve bizde olmaya da devam edecek... 3- Yazılan: İlk büyük tepkiler imam hatip okullarında başlayacak. Tepkinin ilk Tahrir Meydanı oraları olacak. Oralardan binlerce Ahmet Hakan mezun olacak... Bu cümlenin altında gizlenen: Bu ifadeyi yukarıdaki ile birlikte okumak gerekli; siz ne kadar düzgün bir şekilde insanları eğitirseniz eğitin, para hala bizde olduğu için eldeki maddi imkanlarla biz onları rahat bırakmayacağız, paranın ve dünya nimetlerinin gücüyle yeni Ahmet Hakan’lar devşireceğiz ve size karşı onları ortalığa salacağız. Öyle bir kaos yaratacağız ki; inançlı insanları meydanlara dökmeyi deneyeceğiz !.. 4- Yazılan: Dindar nesil yetiştiremeyenler, ne yazık ki, azınlık da olsalar, iki tarafta da kindar bir nesil yetiştirmeyi başaracaklar. Onların yarattığı bu sorunu ne yazık ki gelecek nesiller yüklenecek... Bu cümlenin altında gizlenen: Sizden öyle bir intikam alacağız, size öyle şeyler yapacağız ki; çocuklarınızdan bile hesap soracağız!.. 5- Yazılan: Muhafazakarlar kendilerini artık bu ülkenin muktedir çoğunluğu ilan ettiler ama medyada sanatta, ekonomide hala çoğunluk olamadılar... Bu cümlenin altında gizlenen: Ekonomi başta olmak üzere her alan hala bizim kontrolümüzde. Medyada 411 el kaos’a kalktı dinamiği ve zihniyeti hala dimdik ayakta ve gününü bekliyor!.. 6- Yazılan: Başkalarının ak’ı varsa, onların da beyaz’ı var... Bu cümlenin altında gizlenen: Bu ülkede AK Parti’ye oy veren yüzde 50’lerin üstündeki halk bizim için başkalarıdır ve biz Beyaz Türkler için öyle kalmaya devam edecektir!.. 7- Yazılan: Ey baskıcı, empoze edici, zorlayıcı yeni devlet... Çekil aradan! Bu cümlenin altında gizlenen: Bu ülkede baskıcı, zorba, diktatör dinamiklerin hakim olduğu yeni bir devlet anlayışı oluşmaktadır. Buna karşı duralım, meydanları dolduralım ve sesimizi yükseltelim... BU YAZIYI YAZAN ZİHNİYET, Türkiye’de hala ayakta ve ayakları kaysa beklentisi içinde bir köşede duruyor! Ama durumu ümitsiz! Bu Halk artık kendi geleceğini kendi kaderini çiziyor ve yolunu açıyor...”

Sevgili dostlar, GEZİ DARBE denemesinin üstünden 2 yıldan fazla bir süre geçti... Darbe denemesi içinde olanlara sözüm yok! Hesaplarını elbet YARGI’ya verecekler! Kendi istediklerini-istemediklerini söylemek için meydanlara çıkan samimi insanlara çift sözüm var; attığınız her samimi içten adımda YERLEŞİK DÜZEN ve uzantılarının nasıl bir kurgu içinde olduklarını ve ESAS AMAÇLARININ NE OLDUĞUNU LÜTFEN UNUTMAYIN! Şimdi aynı oyun hükümet kurma denkleminde ve Kuzey Suriye’de oynanıyor... Detayları ve içerideki işbirlikçileri dikkatli takip edin... BÜYÜK RESİM ÇOK FARKLI!