Dünya üzerinde komplo teorilerine en fazla konu olan kurumlarýn baþýnda Vatikan gelir. Çünkü yapýsý gereði politik entrikalarýn ve dolayýsýyla komplolarýn bol olduðu bir yer Katolik Kilisesi. Vatikan’ýn tarihi entrikalarla, cinayetlerle skandallarla dolu...
Dünya üzerindeki yaklaþýk 1 milyar Katolik Hýristiyanýn temsilcisi olarak uluslararasý siyaset üzerinde ciddi bir etki gücüne sahip olduðunu söylemeye bile gerek yok. Devasa ekonomik gücü de cabasý. Þimdi ise sýradýþý sayýlmasý gereken bir devir teslim yaþandý Katolik Kilisesi’nin en yüksek postunda. Komplo teorilerinin meydana çýkmasý için en uygun zemindeyiz.
Bu yüzden yeni papa hakkýnda yakasý açýlmadýk komplo teorileri sökün etmeden yeni papanýn seçimi hakkýnda birkaç not paylaþmak istedim:
Evvelemirde yeni papanýn Cizvit olmasý komplo teorilerinin baþlýca malzemelerinden biri olacak gibi görünüyor. Cizvitler tarihleri boyunca Katolik Kilisesi içindeki entrikasý bol güç kavgalarýnda en önemli aktörlerden biri olarak rol almýþ bir grup ne de olsa.
Ama gerçek þu ki Cizvitler tarihteki kadar güçlü bir tarikat deðil bugün. Büyük ihtimalle “ilk Cizvit papa”nýn bugün seçilebilmiþ olmasý bu sayede mümkün hale geldi. Cizvitlerin Cizvit olduðu zamanda bu tarikata mensup bir papa seçilmiþ olsaydý zaten ondan sonra “Cizvit olmayan papa” diye bir kategori var olamazdý. O kadar güçlü bir örgütten söz ediyoruz. Ama konunun uzmanlarýna bakarsanýz, bugün için ayný þeyi söylemek zor.
Yeni Papa’nýn adet gereði Francis ismini almýþ olmasý da ilginç bir ayrýntý. Zira papalarýn bu makama seçilmelerinin ardýndan aldýklarý isimlerin bir anlamý olduðu kabul ediliyor. Görevleri sýrasýnda nasýl bir yolu izleyeceklerini ifade ediyor bu isimler. Francis, Katolik Kilisesi içinde Cizvitlerin rakiplerinden Fransisken tarikatýnýn kurucusunun adý.
(Hatýrlayýn: Önceki papa da “mensubu olmadýðý” Benedikten tarikatýnýn kurucusuna izafeten Benedictus adýný almýþtý.)
Fransiskenler yoksullara ve yoksulluða düþkün bir tarikat. Mal mülk biriktirmeye ve lüks yaþamaya þiddetle karþýlar. Yeni papanýn da yoksul dostu olduðu, son derece sade bir hayat sürdüðü vs. söyleniyor. Buradan bir komplo teorisi çýkaracak olursak, yeni dönemde Fransisken-Cizvit iþbirliði mi beklemeliyiz acaba? Çok yakýnda konunun uzmanlarý bizi bu konuda aydýnlatýrlar diye umuyorum.
Ama görünen o ki Katolik Kilisesi’nin son dönemlerde cinsel tacizler ve banka yolsuzluðu gibi konular yüzünden yara alan imajýnýn düzeltilmesi için daha “halkçý” bir figüre ihtiyacý vardý gerçekten de. Bu türden halkçý figürler ise sosyalizmin de etkisi altýndaki Latin Amerika coðrafyasýndan daha fazla çýkýyor.
1. Francis ilk Latin Amerikalý, hatta Avrupalý olmayan ilk papa. Oysadünya üzerindeki Katolik nüfusun yüzde 24’ü Avrupa’da, yüzde kýrk biri ise Latin Amerika’da yaþýyor. Bu arada Kuzey Amerikalý Protestan misyonerler, özellikle de Evanjelikler kýtanýn güneyinde harýl harýl çalýþarak buradaki Katolikleri kendi mezheplerine (onlara göre dinlerine) çekmeye çalýþýyorlar ve bu konuda ciddi bir baþarý da saðlamýþ bulunuyorlar. Dolayýsýyla Vatikan’ýn bu coðrafyadan bir papa seçmesi anlamsýz deðil.
Ýtalyan asýllý Arjantinli Jorge Mario Bergoglio aslýnda bir önceki papalýk seçiminde de adaylar arasýndaydý ama seçilemedi. Hakkýndaki “cuntaya yardým etmiþti” iddiasýnýn da o günlerde ortaya atýlmýþ olduðuna dikkat etmek lazým. Bugünse ayný iddianýn ancak seçim sonucu açýklandýktan sonra tekrar hatýrlanmasý herhalde onun seçilmesini isteyen çevrelerin baþarýsý sayýlabilir.