Yanlýþ okumadýnýz. Gerçekten yapýlan en son araþtýrmaya göre CHP’nin oylarý yüzde 50’yi geçti!
Nerede mi?
Ýþi sulandýrmayýn lütfen! Kemal Kýlýçdaroðlu’nun evinde yapýlan bir anketten falan söz etmiyorum. Evinde yapýlan ankette yüzde 50 oy alma ihtimali yüzde 50 zaten!
Hayýr ben GENAR anketinden söz ediyorum. Bu anket ya da araþtýrma Gezi Parký çevresindeki bireylerin yapýsýný, konuyla ilgili düþüncelerini ortaya koyuyor. Sorulan sorularýn bazýlarý neler?
1. Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?
2. Aileniz dýþýnda en sevdiðiniz kiþi kimdir?
3. Eyleme katýlma sebebiniz nedir?
4. Siyasal görüþünüz?
5. Geçmiþte kimlere oy verdiniz?
Türkiye’de en önemli sorununun özgürlük olmamasý olarak nitelendiriyor eylemcilerin büyük bir çoðunluðu. Ankette özgürlüðün tanýmý sorulmamýþ. Yani özgürlük acaba “ben istediðimi, dilediðim yerde, seçtiðim zamanda, gönlümce yaparým? Önemli olan benim özgürlüðüm; senin özgürlüðünse bana výz gelir; týpký düþüncelerin ve inançlarýn gibi...” ise özgürlük kavramýndan anlaþýlan; o zaman ciddi sorunlar var demektir. Çünkü eðer sen benim özgürlüðüme saldýrýyorsan, o zaman ben senin özgürlüðüne saygý duymam, duyamam çünkü sen özgürlüðü salt kendin için istiyor, geri kalan herkesin senin özgürlük kavramýna teslim olmasýný buyuruyorsun ki, bunu kimse kabul etmez.
Aileniz dýþýnda en çok sevdiðiniz kiþi yüzde 54.8’ lik bir oranla Atatürk çýkýyor. Geride kalanlarýn yüzde 9’u Abdullah Öcalan’ýn adýný verirken Sýrrý Süreyya Önder’i de sevdikleri arasýnda sayanlar var.
Eylemcilere katýlanlarýn yüzde 74’ü oylarýný CHP’ye oy vermiþ, yüzde 16’sý BDP’ye, yüzde 2.1’i TKP’ye, yüzde 2.1’i de Ýþçi Partisine. Ve böylece 498 kiþinin yanýtladýðý ankette CHP uzak ara birinci parti olarak çýkmayý baþarmýþ!
Peki, Gezi Parký eylemlerinin gerçek sebebi nedir sorusuna, yüzde 58 hiç düþünmeden Tayyip Erdoðan demiþ. Yani aðaç sevgisi, çevre duyarlýlýðý, AVM yapýmýna engel olmak, betonlaþmayý durdurmak gibi masum, hemen herkesin hoþgörüyle bakabileceði bir nedenden söz eden yok gibi. “Aðaçlarý pek severim; çevreye karþý duyarlýyým onun için buradayým,” diyenler herhalde bu anket sýrasýnda Gezi Parkýný terk etmiþti çünkü olayýn gerçek amacýndan saptýrýldýðýný kavrayýnca.
Eylemcilerin siyasal görüþüyse yüzde 33 Atatürkçü, yüzde 19 özgürlükçü, yüzde 13 Sosyalist olarak belirtilmiþ. Atatürk’ün hangi görüþünü destekliyorlar acaba sorusu düþüyor aklýmýza hemen. Örneðin, sertlik yanlýsý, 1927-38 tarihleri arasýnda kurulan bütün Ýsmet Ýnönü hükümetlerinde Ýç Ýþleri Bakanlýðý yapan Þükrü Kaya’ya “kavgayla sorunlarý çözemezsiniz. Toplum düzenini bozarak da bir yere varamazsýnýz. Sakin olun muhataplarýnýzla konuþarak çözüm arayýn!” görüþüne ne buyuruyorlar? Devletin kolluk güçlerine sövüp sayarak, taþ atarak, Molotof kokteyli sallayarak herhangi bir yere varýlmayacaðýný, ülkeye ve toplumun çok büyük bir kesimine zarar verdiklerini görse Atatürk, onlarý destekler miydi? Sonra, Özgürlükçü ne demek? Hep bana hep bana nah sana mý demek acaba? Kendine Sosyalist diyenlerse Sosyalizmin ne olduðunu biliyorlar mý? Sosyalizmi Ýskandinav ülkelerinde uygulanan biçimiyle mi benimsiyorlar yoksa eski Sovyetlerdeki bürokrasi diktatörlüðünü mü Sosyalizm sanýyorlar?
Bakýnýz olaylarýn çevre duyarlýðýyla ilgisi kalmadý. Bunlar sandýktan umudunu kesmiþlerin öfke dolu saldýrýlarýndan öte bir þey deðil. Bu tayfaya artýk Mutsuz Ev Kadýnlarý kývamýnda Mutsuz Ýþ Adamlarý destek, Türkiye’nin bunca güçlenmesini sindiremeyen “dost ve müttefiklerimiz” omuz veriyor. Dýþ basýnsa tam bir facia! Türk bayraðýyla Tunus bayraðýný karýþtýran haber sunucularý mý istersiniz, Türkiye’nin baþkentine Ýstanbul diyen mi ararsýnýz! Ama bunlarýn ortak görüþü ayný: Ýslam’da demokrasi olmaz; demokrasi ve özgürlük arýyorsanýz bunu Ýslam’ýn dýþýnda arayacaksýnýz! Ýþte Türkiye bile Ýslam ülkesi olduðundan demokrasiyi beceremiyor! Seçimle gelen bile diktatör oluyor! Bunlara örneklerle verilecek cevap o kadar çok ki, ne yerim yeter ne de zamaným...ama siz biliyorsunuz neyin ne, kimin de kim olduðunu!