Bunca yönlendirme, bunca operasyon, iç dengelerden bölgesel aktörlere, oradan uluslararasý merkezlere kadar bu denli farklý etken.
Sonuç: Millet yeni kaderine sahip çýktý. Millet, yine kendi geleceðine ipotek koymaya çalýþanlara tepkisini gösterdi.
Þu sýralarda büyük bir hýzla seçim sonuçlarýný almaya ve anlamaya çalýþýyoruz. Ama genel tablo o kadar net ki, sonuçlarýn tamamýný beklemeden söylenecekleri ifade etmekte sakýnca yok.
AK Parti, önce Gezi operasyonu, ardýndan 17 Aralýk operasyonuyla baþlayan tezgahý paramparça etmiþ görünüyor. Adeta gökten yaðan tapeler, kasetler ve dinlemeler ve bunlar üzerinden kurulan tuzaklar, seçmeni etkilemek bir yana ciddi ölçüde kamçýlamýþ görünüyor.
Seçmen tarihe bakýyor. Seçmen geleceðe bakýyor. Hizmete bakýyor, kendi deðerleriyle kimin barýþýk olup olmadýðýna bakýyor. Bu deðerlere kimin samimi ve sahici olarak sahip çýktýðýna bakýyor.
Seçmen devlete meydan okuyanlara ‘Bu devlet benim, hatasýyla sevabýyla ona ben sahip çýkarým’ mesajýný veriyor. Onun mahremine tecavüz etmeye kalkýþanlarýn elini kýrýyor. Ama ayný zamanda daha demokratik, daha þeffaf ve ekonomik istikrarý saðlam bir yapýyý kimin gerçekleþtirebileceðine iþaret ediyor.
Bu seçimler bir kez daha göstermiþtir ki, bu ülkede siyasetin hala ve uzun süre en sahici aktörü Recep Tayyip Erdoðan’dýr.
Bunca zaman devam eden bir iktidarýn, bunca zaman içinde yorgunluk ve yýpranmýþlýðý üzerinden siyaset üretmesi, iktidar alternatifi olmasý gereken muhalefetin hali de ortadadýr.
***
Ne söylesek, ne yazsak boþ biliyorum. Muhtemelen sonuçlar ne olursa olsun muhalefet partileri, birkaç sonuç üzerinden geneli örtme gayretini býrakmayacaklar ve bir geleneði devam ettirecekler: Kaybetsek de devam!
Türkiye’de sorunun iktidar deðil muhalefet olduðunu bundan daha iyi ortaya koyacak bir tablo olamaz herhalde. Sonuç itibarýyla bu seçim sonuçlarýnýn, önümüzdeki dönemin kritik seçimlerinde yarýþacak aktörleri çok fazla deðiþtirmesi muhtemel görünmüyor.
Çözüm süreciyle ilgili tek sözü olmayan, Tunceli’de, yani kendi memleketinde bile seçimi ciddi farklarla kaybeden bir ana muhalefet liderinin, hele Ýstanbul’da bir þekilde baþýna bela ettiði yeni siyasi rakibiyle nereye kadar gidebileceðini kestirmek kolay deðil. Ama altýný çizelim. CHP liderliði, arkasýna kendi bünyesine yabancý birtakým ortaklar alarak siyaset yapma arayýþýnýn çatýþmasýný kendi içinde mutlaka yaþayacaktýr.
MHP için ayrý bir baþlýk açmak gerekiyor. Sanýldýðý kadar CHP-MHP arasýnda bir seçim ortaklýðýndan bahsetmek kolay deðil. Ancak özellikle iki büyük þehirde MHP’nin kendisini göz göre göre eritmesi, muhtemeldir ki parti içinde ertelenmiþ pekçok tartýþmayý yeniden ortaya çýkaracaktýr. Bir baþka yazýya ertelemek kaydýyla not edelim. Bu saatten sonra AK Parti ve MHP arasýnda beklenenden çok daha hýzlý bir yakýnlaþma süreci ortaya çýkabilir. Bu da seçimin verdiði önemli mesajlarýn belki de en çarpýcý olaný.
Sonuç dersek, son sözü milletin söylemesinin keyfini yaþýyor Türkiye. Elbette her siyasi parti kendisini gözden geçirmeli, nereden nereye gittiðine dair saðlýklý tartýþmalar yaþamalý.
Ama tuzaklar kurup arkasýna karanlýk birtakým odaklarý alarak siyaset üretme döneminin bir kez daha milletin saðduyusu karþýsýnda yok olduðunu vurgulamak herhalde en güzeli.