VecÝhÝ Hürkuþ daha iyisini hak ediyor

Bir çok yazýmda söyledim, bizim insanýmýzýn, tarihimizin ve övünülecek gerçeklerimizin filmlerini yapmalýyýz. Ülke sinemasý olarak bir sinema dili oluþturmak kadar kendi kimliðimizi de anlatan Türk filmlerini yapmamýz önemli. Yani içerik ve þekil beraber gitmeli. Biz þekle takýlmýþýz, içeriði boþlamýþýz. Özellikle milliyetçi ve vatan sevgisinden dem vuran filmlerin önünde entelektüel sýnýfýn yarattýðý aþaðýlama engeli dikilmiþ durumda. Bu yüzden de bazý iyi niyetli denemeler teknik ve sinemasal olarak yetersiz olsa da bizim desteðimizi alýr. Ýnanýn Vecihi Hürkuþ gibi bir insan ABD’de yaþasaydý þimdi bütün dünya onu tanýyordu. Birkaç yýl öncesine kadar ne yazýk ki bu tür filmler piyasada hiç yoktu. Þimdiyse Fetih 1453, Karaoðlan gibi bir iki filmimiz vizyona girdi. Hürkuþ: Göklerdeki Kahraman filmini de bu iyi niyetli denemelerin bir uzantýsý olarak görebiliriz. Evet iyi niyetli bir deneme, sanýyorum Türk sinemasýnýn en çok bilgisayar kullanýlan filmlerinden Hürkuþ. Teknik olarak filmdeki çalýþmanýn çok baþarýlý olduðunu söyleyemem ama endüstrinin bu anlamda tecrübelenmesi sonraki filmler için yararlý olacaktýr. Ýlk önce filmin konusunu kýsaca anlatayým, Vecihi daha 16 yaþýndayken 1. Dünya Savaþý’nda teyyareleri görmüþ ve pilot olmayý kafaya koymuþtur. Savaþ dönüþü Ýstanbul’daki Teyyare okuluna yazýlýr. Çok geçmeden Kafkas cephesinde ilk uçuþlarýný yapar. Burada bir Rus uçaðýný düþürerek tarihe geçer ama daha sonra kendisi de Ruslara esir düþer. Hazar Denizi’ndeki Nargin Adasý’nda esir kampýna gönderilir. Mücadeleyi hiç býrakmayan Vecihi, Azeri kökenli bir Rus askerin yardýmýyla bu adadan kaçar. Tekrar orduya katýlýp savaþýr. Ýngilizler’in Ýstanbul’u iþgali sýrasýnda Vecihi’nin Kurtuluþ Savaþý’na katýlmasýný saðlayan bir macera filmin önemli sahnelerinden. Ýngiliz kumandanýn futbol sevgisini gören Vecihi kumandana bir maç teklif eder. Beþ Türk, Hintli askerlerin yardýmýyla on biri tamamlar. Aslýnda amaç top oynamak adýna sahayý düzleþtirip uçaklarýn havalanacaðý bir yer yapmaktýr. Bu sayede uçaklar kaçýrýlýr ve Atatürk’ün ordusuna katýlýrlar. Bu sahnede Fenerbahçe’nin adýnýn geçmesi de o dönemlerde General Harrington kupasýný alan takýmýmýza bir göndermedir. Hem Hürkuþ’un özel hayatý hem de Kurtuluþ Savaþý’ndaki etkisi filmde verilmiþ. Belki biraz problem de buradan çýkýyor. Yönetmen Kudret Sabancý en az üç, dört film çýkacak hikayeyi sýkýþtýrmýþ ve iki saatlik bir film çýkarmýþ. Bu sýkýþýklýk yapýmda belli oluyor. Son dönemlerde sinema oyuncusu anlamýnda Türk sinemasýnýn bir darboðaza girdiðini söylüyorum. Çünkü diziler yüzünden bütün genç isimler tecrübelerini televizyonlarda ediniyor. Belki bu yüzden filmde Vecihi’yi canlandýran isim, oyunculuk tecrübesi olmayan Survivor þampiyonu Hilmi Cem Ýntepe olmuþ. Performansý çok kötü deðil. Gizem Karaca ise idare ediyor. Bu noktada oyunculara fazla yüklenemiyorum çünkü çoðunun olduðu gibi yönetmenin de yeþil perdede çekilen filmde bu anlamda tecrübe eksiði var. Sonuçta önemli olan kahramanýmýzýn hikayesini sinemaya çekme cesaretinin gösterilmesidir. Kendi adýma yapýmcýlara ve kadroya teþekkür ederim.

VÝZYONDAKÝLER