Sanatçýlar topluma ýþýk tutan, yol gösteren özel insanlardýr.
Hümanist, alçak gönüllü, vefalý, duyarlý olurlar.
Bizler onlarý örnek alýr, onlarý takip eder, hatta onlara benzemeye çalýþýrýz.
Toplumsal sorunlara, çevreye, insan haklarýna, hayvan haklarýna karþý duyarlý olurlar.
Dünyanýn neresinde olursa olsun eðer bir zulüm, bir haksýzlýk, bir acý varsa sanatçýlar bu yaþananlara sessiz kalmazlar.
Bu kritere uymayanlar, popüler olabilir, ünlü olabilir ancak sanatçý olamazlar.
Dünyanýn her yerinde sanatçýlar böyledir.
Michael Heart ‘ýn , Gazze'de yaþanan dram üzerine 2009 yýlýnda yazdýðý ‘We Will Not Go Down Gaza Tonight/ Gazze’de Bu Gece Teslim Olmayacaðýz’ þarkýsýný dinleyince sanatçý olmak budur demekten kendimi alamadým.
Binlerce insanýn göz göre göre öldüðü Gazze bu kadar iyi anlatýlamazdý.
Michael Heart 2009’ da yazdýðý bu þarkýyla, Gazze’ de yaþanan insanlýk dýþý drama karþý çýkýp halkýn acýlarýný paylaþýyor.
Bunu gibi binlerce sanatçý dünyanýn dört bir köþesinde dün de, bugün de Filistin’de yaþanan faþizme karþý çýkýyor, orada acý çeken insanlarýn acýsýný paylaþýyor.
Çünkü hala Ýsrail’in Filistin’e uyguladýðý faþizm devam ediyor.
Biz de ise durum biraz karýþýk.
Bir kýsým kendine sanatçý diyen insanlar, hazýr kýta görev bekleyen, bir takým odaklarýn emir eri gibi davranýyorlar.
Onlarýn tek görevi Tayyip Erdoðan’ý devirmek, onu göndermek,onu itibarsýzlaþtýrmak.
Ne dünyada yaþananlar ne de ülke gerçekleri umurlarýnda deðil.
Kendilerine verilmiþ hedef doðrultusunda körü körüne yürüyorlar.
Verilen talimatlar doðrultusunda her türlü toplumsal olayý kullanýyorlar.
Bir bakarsýn çevreci olmuþ, kesilen aðaçlar için yürüyormuþ gibi yaparlar, sonra da ‘’Mesele aðaç deðil hala anlamadýn mý’’ deyip kendilerini teþhir ederler, bir bakarsýn iþçi dostu olmuþ çöken Soma’daki maden ocaðýný önünde poz verip sonra Yunan adalarýnda þarap içerek iþçileri yad ederler.
Onlar için tek hedef var ‘Tayyip Erdoðan gitsin’ ne olursa olsun.
Mýsýr’da, Suriye’de Filistin’de binlerce kadýn çocuk ölmüþ umurlarýnda deðil.
Hatta Tayyip Erdoðan’ý göndermek için Türkiye’yi Mýsýr’a çevirmek için Gezi Parký’nda günlerce kol kola yürüdüler bu arkadaþlar.
Türkiye batarsa batsýn yeter ki Tayyip Erdoðan gitsin.
Onlarýn sanatçýlýðý ‘’Tayip Erdoðan gitsin’’ korosunda bulunmaktan ibaret.
Hiçbir üretimde bulunmadan, hiçbir kritere uymadan sadece kendi korolarý içinde yer alanlarý sanatçý olarak sayarlar, onlardan olmayanlarý ise sanatçý sayýlmazlar.
Uzun süredir lösemi tedavisi gören Murat Göðebakan vefatý tüm Türkiye’yi yasa boðdu. Aðýrbaþlýlýðý, mütevazýlýðý ile tanýnan ünlü sanatçý her kesimden insanýn sevgisini kazanmýþtý.
Murat Göðebakan‘nýn vefatý sonrasý Fatih Camii’de kýlýnan cenaze namazýna ‘’Tayip Erdoðan gitsin’’ korosunun elemaný sanatçýlar katýlmadý.
Siyah, iri gözlükleri ile cami avlusunda kamera açýlarýna göre pozisyon alýp uzatýlan mikrofonlara ‘’Bize son þakasýný yaptý’’ diyerek, her seferinde yaptýklarý samimiyetsiz þovdan bile mahrum býraktýlar Murat Göðebakan’ý.
Gelmediler Murat Göðebakan’ý uðurlamaya.
Yoksaydýlar sanatýný, sanatçýlýðýný.
Çünkü ‘Tayip Erdoðan gitsin’ korosunun içinde deðildi.
Çünkü onlardan deðildi Murat Göðebakan.
24 TV ekranlarýnda, Murat Göðebakan'ýn cenazesinin kalabalýk olmamasýný deðerlendiren Uður Iþýlak ‘’Son dönemlerde Baþbakan’ýn ziyaret etmesi, Baþbakan’ýn ona özel ilgisinin olmasýndan, bu çok acý bir durum. Türkiye’de çok ciddi bir kutuplaþma var. Baþbakan’a yakýn olan insanlar düþman ilan ediliyor’’ diyerek üzüntüsün dile getirdi.
Mýsýr’ýn, Suriye’nin, Filistin’inin yaþadýðý acýlarý yok sayan, hatta kendi ülkesine de bu acýlarý reva görecek kadar gözleri kararan, bu kendine sanatçý diyenlerin Murat Göðebakan’a yaptýklarý vefasýzlýðýna þahit olduk yüreðini kin ve nefret ve kaplamýþ, vefasýz bir sanatçýnýn sanatýndan ne olur.
O yürekten çýkanlar bizi nasýl aydýnlatýr, bize nasýl örnek olur, bize nasýl yol gösterir?
Ne diyelim bu ’Tayip Erdoðan gitsin’’ diyen utanç korosuna!
Onlara aþk olsun, yazýklar olsun!
Sana Allah rahmet eylesin, mekânýn cennet olsun.
Çýktýðýn ebedi yolculukta yolun açýk olsun Ay Yüzlü.
Çatý adayý Ekmeleddin Ýhsanoðlu’nun Ýstiklal Marþý gafý konuþulmaya devam ediliyor. Biz sosyal medya üzerinden ve medyadan bu gafýn yansýmalarýný izlerken, Ekmeleddin Ýhsanoðlu da þaka gibi icraatlarýna devam etti.
Ýhsanoðlu’na Adana’da mizansen karþýlama olmaz bu kadar dedirten cinstendi.
Cumhurbaþkaný adayý Ekmeleddin Ýhsanoðlu’na geceyi Adana’da geçirmesine raðmen sabah saatlerinde havaalanýna giderek kendisi sanki kente yeni gelmiþ gibi karþýlama töreni yapýldý.
Evet þaka deðil, gerçekten bunu yaptýrdýlar Ekmeleddin Ýhsanoðlu’na!
Bitmedi devam etti komedi.
Adana Büyükþehir Belediye Baþkaný Hüseyin Sözlü ile MHP ve CHP’li vekiller tarafýndan karþýlanan Ýhsanoðlu’na bir vatandaþ Atatürk’ü anlatan kitap hediye etti. Kitabý kalabalýða gösteren Ýhsanoðlu, kitabý öpüp baþýna götürdü.
Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý’nýn genel sekreterliðini yapmýþ bir profesör bu kitabý kutsal mý saydý?
Yoksa kendine mizansen karþýlama hazýrlayan arkadaþlarýn direktifi ile mi bu kitabý öpüp baþýna götürdü?
Gel de buna mantýklý bir açýklama bul.
Bitti mi komedi? Hayýr bitmedi.
Babasý Mehmet Akif Ersoy’un arkadaþý olan Ekmeleddin Ýhsanoðlu, Ýstiklal Marþý'nýn þairi Mehmet Akif Ersoy'un kabrini ziyaret etmiþ, kabir baþýnda yazan Ýstiklal Marþý dizelerini okumuþ, bu dizeler için "Çanakkale Þehitleri þiirinden herhalde" demiþti. Bu gafýn video görüntüleri sosyal medyada paylaþým rekorlarý kýrmýþtý.
Ýhsanoðlu, Ýstiklal Marþý’na Çanakkale Þiiri dediði için kendisine yöneltilen eleþtirilere cevap verdi. Onun akýl hocasý çatýnýn sahibi siyasetçileri talimatý ile yaptýðý gafýn video görüntüleri olduðu halde inkâr etti.
Ýhsanoðlu “Yahu, siz daha Ýstiklal Marþý’ný öðrenmeden ben onu anamýn sütü ile beraber emdim. Nasýl olur da böyle þeyler diyebilirsiniz” dedi.
Yaþanan bu komedileri izledikçe aklýma rahmetli Kemal Sunal’ýn oynadýðý ‘Zübük’ filminden sahneler geldi.
Filmi izleyenler hatýrlar böylesi komik sahneleri. Uyanýk bir siyasetçi anlatan bir filmdi ‘Zübük.’
Siyasilerini çokça kullandýðý yöntemlerin alýntýlanmasýnda oluþan ‘Zübük’ filmi, bize Eski Türkiye’nin siyasi profilini çiziyordu adeta.
Bu siyasi gelenekten gelen çatýnýn sahibi siyasetçiler hedeflerine ulaþmak için Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý’nýn genel sekreterliðini yapmýþ bir profesörden ‘Zübük’ yaratma çabasýna girdiler.
Bu seçimin sonucu belli ama umarým çatý siyasetçilerinin ‘Zübük’ yaratma çabalarý sonuç vermez.
Çatý siyasetçilerinin Monþer’den Zübük yaratma çabasýnýn medya ayaðýný yürüten Ahmet Hakan da Ekmeleddin Ýhsanoðlu’dan geri kalmýyor.
Ekmeleddin Ýhsanoðlu’nu gaflarýný aklamaya çalýþan Ahmet Hakan yazýsýný sonunda ‘Ýnsanýz. Hepimiz hata yaparýz. Bazen çok iyi bildiðimiz bir þeyi unuturuz, bazen bir cümleyi yanlýþ kurarýz, bazen hata yaparýz, bazen yaptýðýmýz hatanýn farkýna bile varmayýz, bazen bilgi hatasý yaparýz, bazen bilmediðimiz alanlara gireriz, bazen dilimiz sürçer, bazen attan düþeriz, bazen merdivene ters bineriz, bazen komik duruma düþeriz, bazen þaþýrýrýz, bazen karýþtýrýrýz. Bütün bunlar normaldir, doðaldýr’ diyor.
Ekmeleddin Ýhsanoðlu’nu aklamaya Tayyip Erdoðan’a çakmaya çalýþan Ahmet Hakan da çýrpýndýkça komik duruma düþmekten kurtulamýyor. Tayyip Erdoðan’ýn attan düþmesini Kemal Kýlýçdaroðlu’nun merdivene ters binmesinin karþýsýna koyacak kadar gözlerini karartýyor.
Böyle çatýya böyle aday, böyle adaya böyle gazeteci yakýþýr.