Velev ki terk etseydi...

 2 Mayıs Pazar…

 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun final turu gerçekleşti. Turun, Sultanahmet Meydanı'nda tamamlanan 8. ve son etabının ardından ilk üçe giren sporculara ve takımlara ödüllerini Cumhurbaşkanı Erdoğan takdim etti.

 2. olan Büyük Britanya’lı sporcu Mark Cavendish Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sırasında podyumdan inmek üzere birkaç adım attı. Fakat görevliler 2 farklı kategoride ödül aldığı için biraz daha durmasını hatırlatıp podyuma geri döndürdüler.

 Bir kare fotoğraf var. Cavendish podyumdan iniyor, Cumhurbaşkanı arkasından bakıyor. Bir milisaniye içinde gerçekleşen bu kareyi alan ve ne talihsizliktir ki kendisine gazeteci diyen birileri altına senaryoyu yazıveriyor.

 “Mark Cavendish, Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının uzaması üzerine sıkılarak, tepki göstererek platformu terketti.”

 Olayın sosyal medyada gündem olmasından ve bazı gazetelerin internet sitelerinde haber olmasından birkaç saat sonra Cavendish, kendi sosyal medya hesabından “Ben bir spor adamıyım Türkiye'deki politika ile bir alakam yok harika bir yer ve çok misafirperver insanlar var" şeklinde bir açıklama yaptı. Zaten videoyu izleyince de üretilen haberin gerçekle pek alakası olmadığını anlıyorsunuz.

 

Peki ya gerçekten Cavendish, Sayın Cumhurbaşkanı’na tepki göstererek platformu terk etmiş olsaydı?

 Olamaz mı? Olabilir.

 Sporcu olarak gittiği ve madalya aldığı ülkenin Cumhurbaşkanı kendisini tebrik etmek üzere platforma çıkmış olan bir sporcunun, sırf konuşma uzadı diye o platformu terk etmesi için deli olması gerekir, evet, ama bir an için gerçekten bu tepkiyi gösterdiğini düşünelim.

 Zafer çığlıkları atarak Cavendish’i kahraman ilan edenlere soruyorum.

 Göbek atarak Cumhurbaşkanı’nın tepki görmüş olmasını kutlayanlara soruyorum.

 Siz hangi ülkenin cumhurusunuz? Hangi bayrağı taşıyorsunuz kimliklerinizde?

 Bizim Cumhurbaşkanı’mıza yapılan bir saygısızlık, her birimize yapılmış sayılmıyor mu?

 Nasıl kaldıracaktı böyle bir olası saygısızlığı onurunuz?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı olma sıfatını taşıyor. Siz sevmeyebilirsiniz, oy vermemiş olabilirsiniz. Ama % 51,65’in oyuyla seçilen bir Cumhurbaşkanına saygı duymak zorundasınız. Kızabilir, eleştirebilirsiniz de. Ama makamın hangi değerleri, nasıl bir kültürü ve ne denli zengin bir tarihi temsil ettiğini unutamazsınız.

Gelelim bu ve benzeri yalan haberleri hazırlayan, yayınlayan, paylaşan, her ne kadar mutluluğu kısa sürecek olsa da okudukça mutlu olanlara.

Bu haberle mutlu olacak kadar mı çaresiz kaldınız?

Bir sporcuyu, platformu terk etti diye baş tacı yapacak kadar mı kahramansız kaldınız?

Bir fikre sahip olmaktan, fikrinizi hakim kılmaktan bu kadar mı ümitsiziniz?

Yapmayın. 

Yalanlar üzerine çalışacağınız vakti, toplumu galeyana getirmek için photoshop’la, hileyle hurdayla uğraşacağınız vakti bu ülke için değerli muhalefet olmaya harcayın.

İşte o zaman demokrasinin vazgeçilmez bir parçası olursunuz.

İşte o zaman muhalefette bile olsanız ülkenize, milletinize, insanınıza hizmet etmiş olursunuz.

Tabii böyle bir amacınız varsa...