Danýþtay’ýn ‘ant’ kararý üzerine hukuki deðil siyasi alanda büyük bir çalkantý meydana geldi. Konunun politik boyutlarý AK Parti-MHP arasýndaki yerel seçim ittifaký arayýþlarýnda çatlama meydana getirirken, sistem-vesayet iliþkisi üzerindeki tartýþmalarý da yeniden gündeme taþýdý.
Cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemine geçiþin en temel mantýðý 1960’daki darbeyle baþlayan vesayet düzeninin son bulmasý, bürokratik oligarþinin zayýflatýlmasý, sivil ve siyasi iktidar üzerindeki keyfi müdahalelerin kaldýrýlmasýydý.
AK Parti iktidarý 15 yýlda maruz kaldýðý büyük badireler, meydan okumalar, saldýrýlar yanýnda vesayetçi yapýnýn bürokratik engellemeleriyle de çok uðraþtý. Yargý kaynaklý engellemelerden yargý darbesine kadar iktidarý sýnýrlamayý veya devirmeyi amaçlayan bu giriþimler ülkemize çok þeyler kaybettirdi.
Ant tartýþmasý geçen günkü yazýmda da vurguladýðým gibi ‘eski Türkiye esintileri’ getirerek haklý bir endiþeye kapý açtý.
Bu duruma doðal olarak en sert tepkiyi Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan verdi, hem de en hararetli zamanda konunun muhataplarýyla bir araya geldiði Danýþtay toplantýsýnda…
Erdoðan’ýn tepkisi yeni sistemde enerjimizi heba eden eski tartýþmalara geçit vermeme hassasiyetini, bir tür yeni sistemin ruhunu koruma kaygýsýný yansýtýyordu.
Ülkemizin yaþadýðý bunca þeyden sonra Erdoðan’ýn uyarýlarýnýn çok haklý olduðunu ve bunlarýn geçmiþ tecrübelerin bir sonucu olarak dile getirildiðini söyleyebiliriz.
Nedir bu uyarý veya eleþtiriler?
“Yasa koyucu gibi hareket etmek doðru deðil”.
Danýþtay’ýn ‘andýmýz’ kararýyla ilgili temel eleþtiri bir yetki aþýmý içerdiði yönünde. Cumhurbaþkanýmýz bunu “Yargý yetkilerini aþmamaya özen göstermeli... Cumhurbaþkanlýðý kararnamelerini hazýrlamadan önce biz kalkýp Cumhurbaþkanlýðý Kararnamesi ile ilgili de Danýþtay'dan izin alacak, müsaade alacaksak. O zaman ben bu makamda durmayayým. Çekeyim gideyim” þeklinde ifade etti. Doðrusu bu, çok net bir tavýr.
“Yerindelik denetimi olmamalý”.
Hukuka uygunluk denetimini yerindelik denetimine çevirmek politika yapýmýna müdahale etmek anlamýna geliyor. Hükümetin yasal sýnýrlar içinde hareket etmesi tabii olandýr ama bu hukukilik sýnýrýný deðil de muhtevayý belirlemeye çalýþmak hem hukukla hem demokrasinin temel mantýðýyla çeliþir.
Yargý, idari iþlem veya uygulamalarda ‘yerindelik denetimi’ yapamaz, bu çerçevede alýnan kararý iptal edemez, deðiþtiremez. Kamu yararýný belirleme yetkisi idareye aittir. Hukuka uygunluk yerine yerindelik denetimi yapmak, yargýnýn kendisini yasama veya yürütmenin yerine koymasý anlamýna gelir ki, bu kuvvetler ayrýlýðý ilkesine tamamen terstir. Yargýnýn kamu yararýna uygunluðunu belirleme yetkisi dünyanýn demokratik hiçbir ülkesinde yoktur.
“Geciken kararlarýn ülkeye maliyetini kim karþýlayacak?”
Erdoðan Ýzmir Limaný hadisesinde Danýþtay’ýn gecikmeli hareket etmesi sebebiyle ülkenin büyük kayýplar yaþadýðýný belirterek kamu menfaatine dikkat çekti. Kamusal fayda ve zararýn sonucunda milletin hesap sorduðu makam siyaset kurumudur.
“Yargý kararlarý siyasi gündeme göre þekillenmemeli veya siyasi gündemi þekillendirme amacý taþýmamalý”.
Erdoðan 2013’teki bir baþvuruyla ilgili kararýn 2018’de verilmesini ‘þimdi mi aklýnýza geldi’ þeklinde eleþtirerek Danýþtay kararýnýn baþka bir amaca matuf olduðunu sorguladý. Hukukilik denetimi siyasi maslahat gözeterek veya konjonktüre göre hareket ederek yapýlamaz.
Tüm bu tartýþmalar eski Türkiye’de çokça yapýlan tartýþmalardý. Bu konularýn hem pratik ve ilkesel zemini çok net ve açýktýr, hem de yaþanýlan tecrübelerle pratik durum da ortadadýr.
Buna raðmen eski alýþkanlýklarý depreþtirerek toplumda ‘vesayet rejimi hortluyor mu’ türü bir kaygý uyandýrmak kimsenin hakký olmamalý.