Veysel’deki aþk olmasa...

BÝR çocuðun gözünden göçmen hayatýnýn zorluklarýný anlatan Güzelliðin On Par’ Etmez, adýný Aþýk Veysel’in ayný adlý bestesinden alýyor. Film, Türkiye’deki Türk-Kürt ayrýþmasýndan Avrupa’daki göçmenlerin uyum sorununa uzanan siyasi malzemeyi bir ilk aþk öyküsü ve aile dramýnýn fonunda kullanýyor. Genç Veysel’in acýlarýný ön plana çýkararak her yelpazeden izleyiciye hitap eden bir popüler film örneði verirken, özeni ile akademik bir film standardý da yakalýyor.

Dünya prömiyerini geçen yýl Karlovy Vary Film Festivali’nde yapan Güzelliðin On Par’ Etmez, Antalya’da En Ýyi Film dahil altý dalda Altýn Portakal kazandý. Dünya basýnýndan aldýðý olumlu eleþtirilerin aksine Antalya’daki ödüllerin ardýndan filmin niteliðinden çok milliyeti tartýþýldý durdu. Festivalin yarýþma yönetmeliðine göre senarist ve yönetmen Hüseyin Tabak’ýn Türkiye vatandaþý olmasý yeterli. Ancak filmin bir Avusturya yapýmý olmasýnýn ulusal yarýþmaya seçilmesine engel olduðu iddiasý -yarýþma sonuçlandýktan sonra- sinema gündemini çok meþgul etti... Onca ödül kazanmasýna raðmen çok zor salon bulunan Güzelliðin On Par’ Etmez’i izlemek isteyenler acele etmeli. Vizyonda kýsa bir süre kalabilecek. Yönetmen Hüseyin Tabak, çocuk oyuncusunun sevimliliðine, romantik hayalperestliðine odaklanarak öncelikle izleyicinin sempatisini kazanmayý hedefliyor. Yaþýtlarý gibi hip hop ya da Justin Bieber deðil, sözleri bilgelik, müziði aþk dolu Aþýk Veysel’i dinleyen, içindeki özlemi bununla ifade eden bir çocuk kalbiyle dolduruyor perdeyi. Veysel, adýný aldýðý Aþýk Veysel aracýlýðýyla Anadoluluðu temsil ediyor. Annesi Türk, babasý Kürt. Babasý, ailesini býrakýp daða çýkmýþ, Piþmanlýk Yasasý’ndan yararlanmýþ. Ama aldýklarý tehditler yüzünden mülteci olarak Viyana’ya gelmiþler. Aðabeyi, babasýna onlara yaþattýklarý yüzünden çok tepkili. Çekingen Veysel, derslerini anlayacak kadar Almanca bilmiyor. Kendi gibi göçmen (ve sorunlu) bir komþuyu, ona destek ol-a-ma-yan babasýnýn ve aðabeyinin yerine koyup Almanca öðrenmeyi, aþýk olduðu sýnýf arkadaþý ve komþu kýzýna Güzelliðin On Par’ Etmez’in çevirisini okumayý amaç ediniyor.

GENÇ YÖNETMENÝN MEZUNÝYET FÝLMÝ

Fakat Veysel’deki bu Anadolu damarýyla hiç uyuþmayacak kadar Batýlý bir çocukluk aþký tarifi ve onun fazlasýyla romantize edilmesi, filmin duygu bütünlüðünde bir tutarsýzlýk yaratýyor. Zaten uyum sorunu yaþadýklarý ve içinde bulunduklarý sosyal çevrenin sorunlarý baskýn olduðu için Veysel ile Ana’nýn iliþkisi arýndýrýlmýþ kutsal alan gibi tasarlanmýþ. Ama popüler sinemanýn kliþeleriyle pembeleþtirilmiþ. Hüseyin Tabak, sinematik açýdan çok dikkatli, özenli, temiz bir iþ çýkarmýþ ama anlattýðý aþk öyküsü ve þiir çevirme çabasý gereðinden çok aðdalý. Fonda deðinmekle yetindiði siyasi mücadelenin yol açtýðý kimlik ve aidiyet sorunu, Türkiye’de tutunamama nedeni, ilticanýn getirdiði sýkýntýlar, baba ve aðabey çatýþmasý ve ikilemi, annenin bunca yükü nasýl taþýdýðý yeterince güçlü meselelerken Veysel’in romantik hayallerinin merkeze alýnmasý popülist bir hamle gibi. Elbette bu genç bir yönetmenin mezuniyet filmi. Onun kariyeri açýsýndan da gayet iyi bir baþlangýç.