Vize şantajı, kirli çamaşırları örter mi?

ABD’nin başlattığı vize ambargosunun bahanesi olan, “Elçilik çalışanımızın niye tutuklandığını tespit edemedik” gerekçesi koca bir yalandır.

Bize, müstemleke gibi davranan ve her dediklerine inanmamızı bekleyen ABD, aklımızla alay etmeyi bırakmalıdır.

Yıllardır bize müttefik masalı anlatıyor ama arkamızdan çevirmedik entrika bırakmıyor.

Amerika Suriye’de yıllardır sadece Türkiye’yi terör örgütleriyle kuşatmak için çalışıyor.

DEAŞ kurup üzerimize saldı, sonra da “Türkiye DEAŞ’ı destekliyor” yaygarasını yaydı.

PKK’nın Suriye koluna alenen silah yağdırdı.

“Yapmayın, bunlar terörist”diyoruz, kabul etmiyorlar. “Bakın; verdiğiniz silahlar PKK’dan çıkıyor, sivillere karşı kullanılıyor” diyoruz, umursamıyorlar.

Sufle geldi, “rehine” dedi...

Mehmetçik, ABD’nin oyunlarına engel olmak için Suriye’ye gidiyor, içimizdeki avukatları, “Orada ne işimiz var?” diye zıplıyor.

Hatta daha da alçalarak, “Onların çocukları Amerika’da geziyor, sizinkiler El Bab’da ölüyor” diye milleti tahrik ediyor.

Ama bu arada, kendi torunu olmadığı için Kilis’te ölen çocuğu umursamadığını da ortaya koymuş oluyor.

“Maceracı dış politika”sakızı çiğneyen bu gafiller, Amerika’nın entrikalarını görmüyor, hatta “Erdoğan düşmanlığı” uğruna destekliyor olabilir.

Nitekim, “Türkiye, ABD ile olan problemlerini ‘rehine’ yoluyla çözmeye çalışıyor” demek, Bass’ın bile aklına gelmeyen bir FETÖ refleksidir. Meğer Kılıçdaroğlu, birkaç gündür Pensilvanya’dan sufle gelmediği için susuyormuş.

“FETÖ’cüye dokunmayın...”

15 Temmuz ile ilgisi yoksa ABD, Türk adaletine neden yardımcı olmuyor?

Bırakın yardımı; devletin bütün ‘derin’ imkanlarını hainler için kullanıyor.

Buna rağmen istihbarat, emniyet ve yargı kurumlarımız canla başla çalışarak hain işbirliğini adım adım deşifre ediyor.

Bass’a göre, FETÖ’cü elemanlarını tutuklamamız ilişkilerimizi bozmuş.

Bu, Türk milletine hakarettir.

Fellik fellik aranan Adil Öksüz ile, hiç kimsenin bilmediği hattan görüşmeniz ilişkilerimize katkı sağlamak için miydi?

O halde,“Vize bilgilendirmesi” diye yutturduğunuz (!) görüşmenin ayrıntıları ortaya çıktığında ilişkilerimiz daha da gelişecek!

TC’nin devlet memurunu, ülkenizde tutuklamanız veya FETÖ’nün çöpten çıkarıp verdiği 17/25 kumpaslarıyla bakanımızı tutuklamaya kalkmanız da ilişkilerimizi bozamaz, çünkü siz güçlüsünüz, size her şey mubah!

Ülkeyi Kılıçdaroğlu yönetseydi...

Türkiye’yi, Erdoğan düşmanlığı uğruna, düşmanla dost olmayı bile göze alacağından endişe ettiğim sorumsuzlar yönetiyor olsaydı, acaba hangi entrikaları “serinkanlı” karşılayacaklardı ve “ABD karşılıksız bırakmaz; görmeyelim” monşerliğiyle nereye kadar içlerine sindireceklerdi?

***

Oysa Amerika FETÖ bağlantısı konusunda daha da köşeye sıkışacağını iyi biliyor.

Onun için Türkiye’nin yürüttüğü yargı sürecini şantajla durdurmaya çalışıyor.

Damdan düşer gibi gelen vize askısının amacı, mağdur olan etkin kesimlerin Türkiye’ye baskı yapmasını sağlamaktır.

ABD’nin gerçekten FETÖ ile organik bağı yoksa bu tedirginlik çok anlamsız olur.

O durumda nasıl olsa elemanları suçsuz çıkacak ve Türkiye mahcup olacaktır!

15 Temmuz’u unutmayın...

“FETÖ’cü çalışan hassasiyetiniz”bizim “250 şehit hassasiyetimiz” yanında sinek vızıltısıdır.

Türkiye’yi ‘stratejik müstemleke’ olarak görmekten vazgeçin artık.

Türkiye’yi, koltuk bekçiliğinize karşılık iradelerini satın aldığınız Ortadoğu şeyhleri yönetmiyor.

Burası demokratik bir ülkedir ve milletten gelen “süper güç” ile yönetilir.

Cephede yakından tanımadığınız için Türk milletini tam anlayamamış olabilirsiniz.

Bu milleti, kucağınızdaki FETÖ satılmışları gibi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Onlar, “guguk kuşu” misali; aramızdan çıkan ucubelerdir.

Modern göçmen kampı ülkenizde görmemiş olabilirsiniz ama biz, vakti gelince “tek yürek” olmayı iyi biliriz.

Bu milleti 15 Temmuz’da tanımış olmanız gerekir.