Vizesiz AB için Kosova formülü

Türk vatandaşlarının AB’ye vizesiz seyahati için yol haritası 18 Mart 2016’da belirlenmişti. Türkiye’nin yerine getirilmesi gereken 72 başlıktan somut olarak 6’sı kaldı.

İki konuda da AB ile önemli ölçüde uzlaşıldı. 

4 kriterle ilgili çalışmalar sürüyor.

Bunlar, Terörle mücadele ve kişisel verilerin korunması yasalarına ilişkin düzenlemeler ile‘Avrupa polisi’ olarak bilinen Europol ve üye ülkelerin adli kurumları ile işbirliği başlıkları...

Son ikisi kritik ve muhtemelen en son görüşülecek.

***

Polis ve adli işbirliğinin önemi, ‘tüm AB üyeleri’ ile işbirliğini gerektirmesi; yani Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile de...

Türkiye GKRY’ni tanımadığı için bu kriteri aşmak farklı bir formül gerektiriyor.

Örneğin GKRY ile suçluların iadesi nasıl sağlanacak?

AB’nin Kosova için geliştirdiği çözüm Türkiye’ye de bir imkan açtı. 

***

AB’ye üye 5 ülke Kosova’yı resmen devlet olarak tanımıyor. AB, Kosova’da adli konularla ilgili bir ‘özel temsilcilik’ açarak, bu 5 ülkenin Kosova ile resmen muhatap olmadan bu ülke ile adli süreçleri işleyebiliyor. Örneğin, Kosova’yı tanımayan Yunanistan, bu ülkeye kaçmış bir suçlunun iadesi için Kosova ile muhatap olmadan AB Özel Temsilcisi’ne başvuruyor, iade sürecini temsilcilik yürütüyor.

***

Brüksel’de bir araya geldiğimiz Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, Kosova için uygulanan sistemin bir benzerinin Türkiye için de düşünülebileceğini, böylece Kıbrıs Rum Kesimi’ni devlet olarak tanımadan, Türk vatandaşlarına vize serbestisi şartlarının oluşturulabileceğini söyledi.

Tabii AB’nin Rum Yönetimi ve Türkiye karşıtı lobiye teslim olmadan‘çözüm’ iradesi gösterirse...

***

Brüksel’de gördüğüm şu: 

Türkiye-AB ilişkilerinde -en azından- diyalog düzeyinde bir hareketlilik var. Özellikle‘ekonomik çıkar’ olan konularda AB oldukça istekli. Örneğin yeni İstanbul Uluslararası Havalimanı’ndan AB havayolu şirketlerinin daha çok yararlanması için‘havacılık anlaşması’ yapma konusunda... Ancak aynı heyecanı Gümrük Birligi’nin güncellenmesi konusunda göremedik.

Bunlarla ilgili müzakereler 30 Kasım’dan itibaren başlayacak.

Siyasi konularda da‘yeni şeyler’ için Mayıs’ta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerini beklemek gerekecek. İlgili AB komisyonları oluştuktan sonra ilişkilerde önümüzü görebileceğiz.

Ama bugünden bakarsak, çok heyecan verici görünmüyor.