Vurulan jet deðil çünkü...

Lafý hiç eðmeden bükmeden söyleyelim; Suriye’nin Türk jetini düþürmesi, kendi içinde fazlaca hesabýn gizlendiði, özü itibariyle iç ve dýþ politikamýzý rehin almaya yönelik çok uluslu bir operasyondur.

Bir nevi, çuval geçirme giriþimidir.

Þunu da bilmeliyiz; Türkiye üzerinden görülmek istenen hesabý efektif hale getirmeyi hedefleyen böyle bir operasyon, “tetikçi” rolü üstlenen güdük bir ülkenin rest boyutunu aþan ölçektedir.

Kabul etmek gerek, onlar adýna baþarýlý bir hamle. Neden mi?

1-Bölgesel güç olarak yýldýzý parlayan Türkiye’nin karizmasýný çizmek istediler. Uçaðý düþürülmüþ yaralý bir ülke olarak Türkiye’nin yalpalayacaðý ve bölgedeki nüfuzunu kaybedeceðini sanýyorlar.

2-Türkiye’yi savaþ ve BM/NATO tercihi arasýna sýkýþtýrdýlar. Türkiye’nin savaþý göze alamayacaðý, BM ve NATO’da ise beklediði ilgiyi göremeyeceðini varsayýyorlar.

3-Ýç politikadaki gerginliðe benzini döktüler. Baþarýsýzlýk halinde hükümetin derin yara almasýný kaçýnýlmaz görüyorlar.

Türkiye açýsýndan asýl oyun þimdi baþlýyor. Bulunduðumuz kavþakta, tek bir yanlýþ hamleye bile tahammülümüz yoktur.

Hep söylerim, baþkalarýnýn hesabýndan ziyade asýl önemli olan kendi hesabýndýr, karþý hamlendir.

O halde Türkiye’nin karþý hamlesi ne olacak?

Türkiye engin devlet tecrübesi olan bir ülkedir; þu ana kadar hükümetin izlediði strateji olumlu ve yerindedir. Öfkeye kapýlmadý, önce verileri topladý, analiz etti, sonra bunlarý bilgiye dönüþtürüp diplomatik temaslara baþladý, muhalefet partilerini bilgilendirdi.

Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu da TRT aracýlýðýyla zihinleri bulandýran tüm soru iþaretlerine cevap verdi: “Uçaðýmýz uluslararasý hava sahasýnda, Suriye’nin hava sahasýnýn 13 mil dýþýnda düþürülmüþtür. Düþürülen uçak silahsýz, tek baþýna uçan, kimliðini gizlememiþ açýk bir uçaktýr. Görev tanýmý da Türkiye’nin kendi ulusal radar kapasitesini test etmek üzere eðitim ve testtir. Herhangi bir þekilde Suriye’ye dönük bir misyonu yoktur”

Ayrýca, saldýrý öncesi hiçbir uyarý ve diplomatik temas yoktur.

Planlý operasyon

Ülkeler ulusal güvenlik açýsýndan veya bölgedeki kritik geliþmeleri takip bakýmýndan bu tür test uçuþlarý yaparlar. Kimi zaman sýnýr ihlali kavgasý doðar, it dalaþýna dönüþür, ama füzeye baþvurulmaz.

Daha geçen ay Ýsrail’e ait tipi tespit edilemeyen bir uçak, KKTC hava sahasýný toplam 8 dakika süreyle 5 kez ihlal etti. Ýsrail uçaðýnýn TPAO’nun bölgedeki petrol ve doðalgaz sondaj çalýþmalarýyla ilgili istihbarat topladýðý biliniyor.

Belki düþen jet Doðu Akdeniz’deki geliþmeleri takip ediyordu? Rum basýný jetimizin Dimitra tatbikatýný izlemek üzere Apostolos Andreas açýklarýna kadar geldiðini yazýp çizdi.

Uçaðýmýz Rumlarý izliyorsa Suriye neden topa girdi? Ýsrail istihbaratýnýn forse ettiði Debka Sitesi, Türk jetinin teslimatý geçen hafta yapýlan Rus savunma sistemi tarafýndan vurulduðunu öne sürdü biliyorsunuz.

Yunanistan ve Rum basýnýnda Türk jetinin Rus yapýmý S-300 PMU2 tipi hava savunma sistemiyle vurulduðu haberleri dikkat çekicidir.

Suriye’nin muhtemel NATO saldýrýsýna karþý savunma sistemi Ruslar tarafýndan SAM füzeleriyle yenilenmiþti. Öyle ki Suriye, Kýbrýs’a kadar tüm Doðu Akdeniz’i özellikle S-200 füzeleriyle kontrol altýna alacak kapasitedir.

Hal böyleyse, Suriye’nin “kasýt yok kaza” açýklamasý, býyýk altýndan kýs kýs gülmekten öte anlam taþýmaz.

Misilleme þart ama nasýl?

Uçak vurma eylemi, savaþ ilanýndan önceki son evre olduðu için sýnýr ihlali olsa bile sýklýkla baþvurulan bir yöntem deðildir. Çünkü vurduðunuz andan itibaren savaþa doðru ucu açýk yolculuða çýkmýþsýnýzdýr.

Kimileri “karþýnýzdaki Ýsrail olunca vuramazsýnýz, Mavi Marmara’da vurabildiniz mi?” diye sorabilir, böyle bir soru sapla samaný karýþtýrmaktýr. Girin Genelkurmay sitesine Ege’de Yunanistan’la yaþadýðýmýz sayýsýz benzer içerikli kavgayý görürsünüz.

Akl-ý selim bunu gerektirir.

Ama kabaran milliyetçi öfke üzerinde siyasi sörf yaparak savaþa davetiye çýkaranlar sadece bizde deðil, onlarda da var.

Mesela; Suriye’nin jetimizi düþürmesinden sonra Yunanistan’da savunma içerikli haber siteleri “Türkiye’ye Suriye’den þamar”, “Bizim yapamadýðýmýzý Suriye yaptý” türünden tahrik edici yayýnlara baþlamýþtýr.

Konuyu daðýtmadan devam edelim. Mavi Marmara’da ise durum farklýdýr. Bir sivil toplum kuruluþunun koordinatörlüðündeki giriþimdir ve gemi Komor bandýralýdýr. Uluslararasý hukuk açýsýndan jetimizin düþürülmesiyle Mavi Marmara ayný statüde tartýþýlamaz.

Sayýn Baþbakan yeni yol haritasýna dair yarýn yapýlacak grup toplantýsýnda önemli ipuçlarý verecek. AK Parti Genel Baþkan Yardýmcýsý Ömer Çelik’in “Saldýrý NATO’ya karþý yapýldý” açýklamasýndan hareketle, Türkiye’nin öncelikle NATO’yu devreye sokmak istediðini düþünebiliriz.

Doðru bir yoldur.

Suriye’nin NATO üyesi bir ülkenin uçaðýný kasýtlý olarak düþürmesinin baþka bir izahý yoktur. NATO’nun tavýr koymasý gerekir.

Aksi halde Türkiye kendi göbeðini kendi kesmek zorundadýr. Biliyoruz ki, ayný zamanda itibarsýzlaþtýrma hamlesi olan jet düþürme giriþimine okkalý bir karþýlýk verilmezse, Suriye’nin saldýrýsý, ABD’nin çuval geçirme eylemi gibi toplumda travmaya yol açar.

“Bölgesel Güç” algýsý yara alýr, Türkiye kaybeder. Vurulan sadece jet deðildir çünkü...