Birçok ülkede ana akým siyasi partiler/hareketler geriliyor, hatta çöküyor. En son Fransa seçimlerinde bunu gördük...
Birçok ülkede siyasi liderlik etkisiz ve güçsüz bir hal alýyor, anlýk parlayan popülist liderler uzun soluklu bir vizyon ortaya koyamýyor… Avrupa’nýn birçok ülkesindeki yeni iktidarlar bunu gösteriyor.
Birçok ülkede karþýlýklý etkileþimi, iþbirliðini, bütünleþmeyi hedefleyen siyasi paradigmalar yerini mikro çekiþmelere, ayrýþmalara ve farklýlýklarý ötekileþtiren siyasi anlayýþlara býrakýyor… Irkçýlýk ve yabancý karþýtlýðý bunun tezahürü…
Birçok ülkede köklü ideolojiler, geleneksel akýmlar, revaçta olan meta anlatýlar sarsýlýyor, siyasi desteðini kaybediyor…
Dünyanýn siyaseti adeta bir çözülme hali yaþýyor. Siyaset sahnesi zayýf liderlerin, vizyonsuz iktidarlarýn, köksüz hareketlerin, derinliði olmayan siyasi akýmlarýn istilasý altýnda...
Avrupa’nýn ve dünyanýn bu gidiþatýna karþý Türkiye’de güçlü bir lider, etkili bir iktidar, köklü bir siyasi hareket, derinlikli bir siyasi efkâr iþbaþýnda…
Üye ve seçmen sayýsýyla her geçen gün büyüyen AK Parti, siyasi alanda bir boþluk ve erozyon yaþanmasýna fýrsat vermiyor.
Karizmatik, güçlü ve etkili bir lider olan Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan’ýn siyasi varlýðý ve vizyonu, dünyanýn yaþadýðý liderlik buhraný karþýsýnda Türkiye’nin önüne bir avantaj koyuyor.
Zaten çekilemeyen de biraz bu…
Erdoðan bugün AK Parti’ye geri dönüyor. Büyük bir hareket, büyük lideriyle yeniden buluþuyor. Bunun önemini ve kýymetini doðru anlamlandýrmak lazým.
Erdoðan’ýn Cumhurbaþkaný olduktan sonra bakanlar kurulunu toplamasý sun’i bir ayrýlýðýn giderilmesi açýsýndan önemliydi. Ya da yeni sistemde çiftbaþlýlýðýn giderilerek icranýn tek baþlý hale getirilmesi birçok sorunun aþýlmasý açýsýndan çok önemli.
Ama bence bunlardan daha deðerli olan Erdoðan’ýn partisinin ve kurduðu siyasi hareketin baþýna geçmesidir. Bu belki de sistem revizyonu kadar anlamlý bir geliþmedir.
Erdoðan siyasetin en alt birimlerinden en üst noktalarýna kadar týrnaðýyla kazýyarak yükselmiþ bir siyasi kiþilik. Erdoðan, Türkiye’nin büyük dönüþümünü kurduðu siyasi hareketin dinamizmiyle saðladý. Yüzde 34 oyla baþlayan siyasi mücadelede yüzde 50’lere ulaþýlmasýnda da baþarýyla yönettiði siyasi partinin performansý önemli rol oynadý.
Erdoðan’ýn halkla bütünleþmesi ve halký büyük hedeflere doðru mobilize edebilmesinde siyasi faaliyetleri ve parti çalýþmalarý kritik önemdedir.
Gezi olaylarýndan 17 Aralýk’a ve 15 Temmuz’a uzanan hamlelere karþý Erdoðan halkla kurduðu gönül baðýyla ve siyasi hareketinin gücüyle efsanevi bir direniþ ortaya koydu.
Erdoðan teþkilatlarýn ve partinin gücüne inanan bir insan... “Teþkilatlar kapatýlsýn, kadýn ve gençlik kollarýna ne gerek var, parti çalýþmalarýnýn modasý geçti” türü çýkýþlara hiçbir zaman prim vermeyen Erdoðan, teþkilat-toplum iliþkisinin önemine her zaman inandý.
Erdoðan’ýn yeniden AK Parti hareketinin baþýna geçmesini bir sorun deðil ülkenin geleceði açýsýndan deðerli bir imkân olarak görmek gerekir.
Ýl Baþkanlarý toplantýsýndan, MKYK’ya ve MYK’ya kadar partinin kurullarý ve istiþare mekanizmalarý siyasetin oluþumunda, her türlü konunun tüm boyutlarýyla ele alýnmasýnda ciddi bir etkiye sahiptir.Hükümet politikalarýnýn þekillenmesinde parti kurullarýnda yapýlan katkýlar halkýn hissiyatýnýn sürekli devrede olmasý açýsýndan çok önemlidir. Cumhurbaþkanýmýzýn bu mekanizmalarýn baþýnda olmasý hem iletiþim ve koordinasyonu daha saðlýklý hale getirecektir, hem de politikalarýn belirlenmesinde siyaseti daha zenginleþtirecektir.
AK Parti yeni dönemde de yeni Türkiye’yi inþa etmeyi sürdürecek yegane harekettir. Erdoðan’ýn dönüþü, yeni bir dönemin baþlangýcýdýr.
Vuslat, hayýrlý olsun.