Washington’da ‘Cumhuriyetçi’ bir prens

Önceki gün görevinden ayrıldığı açıklanan Suudi İstihbaratının şefi Prens Bender Bin Sultan son zamanlarda Obama yönetimi aleyhine yaptığı açıklamalarla gündeme gelmişti. Gidişi de esas olarak buna bağlanıyor. Ama Bender asla “anti-Amerikan” bir figür değil. Tam aksine Arap’tan çok Amerikalı sayılmayı gerektirecek bir kültürel donanımı ve yaşayışı var. Amerika ikinci vatanı sayılır. Ne de olsa tam 22 yıl boyunca Washington’da ülkesini büyükelçi olarak temsil etti. Bu kadar uzun bir süre boyunca böyle bir postu işgal edebilmesi bir yandan ülkesindeki gücüne dayanıyordu, ama bir yandan da Amerika’daki etkili çevrelerle kurduğu iyi ilişkilere. Washington’da Amerikan Başkanıyla aynı koruma prosedürü uygulanan tek büyükelçiydi. Amerikan siyasi elitiyle güçlü ve sahici dostluklar kurmuştu. Hatta Bush ailesiyle yakınlığından dolayı kendisine Bender Bush adı takılmıştı. Öyle ki Başkan Bush’un 2003’de Irak’ı işgal kararını Dışişleri Bakanı Colin Powell’dan önce Bender’e açıkladığı söylenir.

Bir de şöyle bir hikâye var: Baba Bush’un eşi ve oğul Bush’un annesi Barbara Bush evinde sigara içilmesine asla izin vermezmiş. İki kişi istisna: “Barbara’nın ABD Başkanı dışında evde sigara içmesine izin verdiği tek kişi Bender’di. Ama tabii her ikisi de ancak kendi odalarında içebilirlerdi.” Amerikalı gazeteci Elsa Walsh’un yıllar önce New Yorker dergisinde çıkan uzun ve kapsamlı incelemesinden okuduğumuz bu anekdot yeterince aydınlatıcı. Ama devamı da var:

George ve Barbara Bush bir Şükran Günü’nde Suudi Arabistan’daki ABD askeri üssünü ziyarete gitmişler. Doğal olarak Washington büyükelçisi de ülkesinde o günlerde. Başkan Bush Bender’i çağırmış bir ara. Bender gitmiş bakmış ki ABD Başkanının gözünde yaşlar. Merak etmiş, ne oldu diye sormuş. Meğer Bush’ların o sırada eşinden yeni boşanmış olan kızları Dorothy Beyaz Saray’da yalnız başınaymış. Kızlarının bir Şükran Gününü yalnız başına geçiriyor olmasına üzülmüşler. Ne var ki kızlarını arayınca öğrenmişler ki Bender’in karısı Haifa o gün Bushların kızını çocuklarıyla birlikte evine çağırıp Şükran Gününü yalnız geçirmesine engel olmuş! Başkan Bush’un gözlerindeki yaş sevinç ve şükran gözyaşıymış.

Reagan’ın başkan yardımcısı olduğu günden beri Bush’la baba-oğul gibiymişler. Ama Reagan ailesiyle de arası iyiymiş. Hatta Nancy Reagan kocasına mesaj iletmek için Bender’i kullanırmış. Colin Powell’la yetmişli yıllarda raket topu oynarlarmış. Condoleezza Rice ile de iyi görüşürlermiş.

Dikkat ederseniz -her ne kadar Carter’dan Clinton’a Demokrat Başkanlarla da iyi kötü bir ilişki kurabilmiş olsa da- Washington’daki dostları çoğunlukla Cumhuriyetçilerden. Bu da doğal. Çünkü ABD’de Suudilerle aynı dili konuşan siyasi gelenek Cumhuriyetçi Parti. Tabii sadece Washington’da görev yapanlar değil Riyad’daki Suudi yöneticiler de şimdiye kadar hep Cumhuriyetçileri daha anlayışlı muhataplar olarak buldular karşılarında. Dolayısıyla son dönemde Obama yönetiminin İran’la barışma adımları başta olmak üzere Suriye ve Mısır gibi kriz alanlarında Suudi çıkarlarıyla çatışan tutumlar alması Amerikan siyasi eliti içindeki iki farklı yaklaşımın tezahürleri olarak görünüyor Suudilere. Başta Cumhuriyetçiler olsaydı bunları yaşamazdık duygusu var çoğunda. Tıpkı yine bugünlerde İsrailli yöneticilerin de çoğunda olduğu gibi... Bundan dolayı da yakın zaman önce Bender’in dilinden ifade edilen sert eleştirileri dışarıdan değil içeriden gelen tepkiler olarak algılamak gerekir. Ama aynı zamanda Bender’in özellikle Suriye’deki hem başarısız hem de tehlikeli faaliyetlerinin neticesinde mevcut görevini bırakmak zorunda kalmasını da Washington’un politikaları dolayımında anlamlandırmaya çalışmalıyız.