Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Washington’un Ankara’ya borcu giderek artýyor

Musul Konsolosluðu’na yapýlan baskýn her þeyden önce gösterdi ki bu ülkede iç veya dýþ olaylara bakýþta deðiþmez bir þablon ortaya çýkýyor. Meselenin bir tarafýnda hükümet veya hükümeti sýkýþtýrma ihtimali varsa konunun ne olduðunun önemi bulunmuyor. Her ülkenin baþýna gelebilecek ve zaten sýk sýk da gelen bir vak’a Türkiye’nin baþýna geldiðinde baþtan ayaða dýþ politikayý kritik eden bir fanatizmle yorumlanýyor. 

Ýki gündür yapýlan analizlerin özeti þu cümleden ibarettir: IÞÝD haklý, Türkiye haksýz...

Çünkü, Türkiye’yi Tayyip Erdoðan yönetiyor. Bu yeter.

Oysa, bugün Irak’ý fiilen bölen IÞÝD terörü daha en baþýndan beri Türkiye’nin baþta ABD olmak üzere bütün dünyayý defalarca ikaz ettiði problemin sonucudur. Ankara, Suriye’de meþru muhalefet olan Özgür Suriye Ordusu’na destek verilmezse zaman içinde radikal örgütlerin sahayý ele geçireceði ve sorunun içinden çýkýlamaz hal alacaðýný ýsrarla anlattý. Bilhassa 2012 yazýnda Esad’ýn en çok gerilediði dönemde muhalefete gereken destek verilecek olsa müdahaleye ihtiyaç duyulmaksýzýn sorun çözülecekti. Yani, ne bugün Esad orada oturuyor olacak ve ne de sahada IÞÝD veya El Nusra bulunacaktý. Böylelikle Suriye’de yüzbinler ölmeyecek ve Irak da parçalanmayacaktý.

Irak’ýn þaþkýn baþbakaný

Ne trajik ki Musul’un iþgali Esad’ýn iþine yarayacak ve “Benden sonra El Kaide gelir” mesajýný güçlendirecek. Denklem basit. Suriye diktatörünün ayakta kalmasý daha çok radikal teröre baðlýdýr artýk.

Þimdi, yaþlý gözlerle dünyayý yardýma çaðýran Irak Baþbakaný da Türkiye üzerinden tafra yapmak yerine bu tehlikeyi görseydi ülkesini en azýndan bir parça halinde tutmayý baþaracaktý. Þov yapmak yerine kendi ülkesinin toprak bütünlüðünü hiç olmazsa Türkiye kadar düþünse iyi ederdi.

Bunlarýn hiçbiri olmadý.

Bu kadar hata yapýlan bir dosyanýn da gün gelip darmadaðýn olmasý kaçýnýlmazdý... Þimdi yaþanan budur.

Böyle olduðu bilindiði halde ateþin Türkiye’ye sýçradýðý analizlerini yapanlar gerçekte temennilerini dile getiriyorlar. Ateþ Türkiye’ye sýçrasýn, Afganistan gibi olalým ve geçen yýlýn Mayýs ayýndan beri gerçekleþmeyen düþ böylelikle hayata geçsin.

IÞÝD’in hedefi Türkiye deðil, amaçlarý da Ankara’ya bir mesaj vermek deðil. Buna raðmen hem böyle olduðunu iddia etmek hem de ayný zamanda Türkiye’nin Suriye konusunda bu örgüte destek saðladýðýný da araya sýkýþtýrmak gibi akýl sýnýrlarýný zorlayan yorumlar bu yüzden yapýlýyor. Hangisi tutarsa...

Ortada, sinsi iç politika provokasyonlarýndan öte bir þey yok, analiz hiç yok. Zaten, konsolosluk baskýný olmasa kimin öldüðü, kimin öldürdüðü ne bizimkilerin ne de dünyanýn umurundaydý... 

Türkiye niye müdahale edecek! 

Herkes bir yandan hükümeti kritik ederken, bir yandan Türkiye’nin Musul’a müdahale etmesini de çok arzuluyor. Evet, orada bir sorun var ama bu sadece Türkiye’nin deðil, bölgenin ve bilhassa ABD-Avrupa ittifakýnýn üstesinden gelmesi gereken bir sorundur. Türkiye’ye kahramanlýk rolü biçenlerin önce IÞÝD’in neredeyse bir devlet kuracak noktaya geldiði hattý ardýna kadar bu örgüte açan ABD’ye sorumluluklarýný hatýrlatmalýlar. 

Hatýrlatmalýlar zira, bir müttefik olarak Washington’un Ankara’ya borcu giderek kabarýyor. Karþýlýklý menfaat dengesi hiç bu kadar aleyhimize açýlmamýþtý.

Konsolos en doðru kararý verdi

 
Konsolosluðu koruyan özel kuvvetlerin silahlý çatýþmaya girmemesi son derece isabetli bir karar oldu. Onlarýn görevi Türk misyonunun canýný korumaktýr, maceraya sürüklemek deðil. Konsolos çatýþmama kararý vererek doðrusunu yaptý. Irak ulusal ordusu bile silahlarýný býrakýp Musul’u terk ederken özel kuvvet ekibinin 900 teröristle çatýþmasý, intihar olurdu. Bu gibi durumlarda önemli olan tek þey, can kaybetmeden kurtulmaktýr. IÞÝD’le mücadele etmek o ekibin görevi deðildir.