Üç boyutlu sinemanýn en fazla tezahür ettiði alanlardan biri olan fantastik anlatýmýn örneklerinden Wolverine, bir gazap ve deðerler karmaþasý olarak karþýmýza çýkýyor. Ýnsanoðlunun nimet sayýlabilecek teknolojik geliþmelerin nasýl berhava ettiðine en güzel misallerden sayýlabilecek film, getirdiði ve tüketim anlayýþýnýn zirve yaptýðý aksiyonal görselliðiyle geride bu tüketimin ruhlarda derince bir izini býrakýyor. Oysa bir rahmet anlayýþýyla bu teknolojinin birleþtirilmesi ihtimaliyle insanlýðýn yüksek sanat yolunda neler kazanabileceðini bile tahayyül edebilmek bambaþka duygulanýmlar verebiliyor. Olay örgüsünün bir mantýðý olsa da daha çok bir karmaþa yumaðý olarak yoluna devam etmeyi yeðleyen film, aile içindeki dayanýþmayý veriyor gibi gözükse de sonunda aileyi birbirine düþürüyor; dostluk, özveri duygusunu öne çýkarýyor gibi yapsa da yine bunun hilafýna bir portre çiziyor.
***
Þimdi, böyle bir çalýþmayý tüketimciliðin ya da daha doðru bir ifadeyle israfýn tepe bir nesnesi saymamak için hiçbir neden kalmýyor. Fiziki deðiþim geçirebilen yani mutant insan tanýmlamasý zaten fýtratýn tabii yaratýlýþ yasalarýyla hiç mi hiç örtüþmüyor. Makine-insan, havyan-insan arasý tiplemeler, seyircideki konvansiyonel algýlarý yýkýyor olsa da ortaya konan hikaye insan duygularýný negatif yönde iþlediðinden, hep bir gazap, yýkým, entrika, tamah, tuzak, intikam temelinde ilerlediðinden maksat da negatif ve yýkýcý yönde hasýl oluyor; velhasýl geriye boþ yere sarf edilmiþ bir görüntüler yekunu kalýyor.
Rahmetle gazabýn arasýnda gidip geldiðimiz bir dünyada sinema diliyle insanlýða neler aktarýlabileceðini hayal etmek, ufkun uçsuz bucaksýz açýk olmasýný gerektiriyor. Manipülatif olmayý tercih ettiðinizde, gazap saçanýn yanýnda oluyorsunuz ne yazýk ki, yakýp yýkýp yok etmeyi hedefliyorsunuz, nefsin hudut tanýmayan beþ duyudan ibaret dünyasý içinde yuvarlanýp gidiyorsunuz. Ölçülü, kontrollü hareket ettiðinizdeyse, bir þeylerin farkýnda olarak alemi de gözünüz ve iç gözünüzle temaþa ediyor, gerçeðin metafizik boyutunu da göz önüne alarak hareket ediyorsunuz. Dünyanýn üzerine kurulu olduðu bu dikotomi, bugün dünyada yaþananlarý da bir yere kadar anlatýyor. Sanatsal süreç, yapýcý yönde geliþmiþ bu içgörü üzerine kurulu olduðu takdirde kiþinin ruh dünyasýna, sosyal çevreye, topluma ve bütün bir insanlýða selamet sunma potansiyelini taþýyor.
Wolverine tipi filmlerin yerine ayný teknolojiyi kullanarak konulabilecek deðiþik çalýþmalar, ister bilimkurgusal isterse fantastik (bir ‘Amak-ý Hayal’ hala yapýlmayý bekliyor) olsun, hikmetin ve irfanýn mücessem estetik yaratýmlarýna dönüþebilir, seyirciyi eðleþtiriyorken ona hayata, yani yaratýlýþ ve varoluþa dair de bir þeyler verebilir. Bu yönde bir irade kullanabilmek, sinemanýn daðýtým, iþletim ve pazar anlayýþlarýný da farklý yönlerde etkileyecek, insanlarýn vakit öldürdükleri deðil, varlýklarýna olumlu unsurlar kattýklarý adeta interaktif bir eyleme dönüþmesine yol açacaktýr.