Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Y kuþaðý üreticilerine dost tavsiyeleri

Son zamanlarda içten ve telaþlý bir gayretle yeni bir gençlik kuþaðý tanýmlama çabasý gözlemliyoruz. Y kuþaðý sloganý bu çabanýn ürünü...

Problem yok. Herkes ülke için bir þeyler hayal edebilir. Bu hayalin bütün toplumu kuþatmasý de beklenemez zira, “kuþak” dediðiniz þey bir siyasi parti gibi düþünülemez. Farklý gruplarýn kendileri için bir dünya tasarýmý kurarak bütün ülkeye önermelerinde hiçbir sakýnca yoktur. Elbette, böyle bir giriþim için en fazla söz sahibi olanlar da gençlerdir.

Ama bu iþler medya motivasyonuyla üstesinden gelinemeyecek kadar meþakkatlidir, söyleyelim. 

Y kuþaðý tanýmýyla ortaya çýkan giriþimin referansý malum, Gezi Parký olaylarýdýr. O olaylarýn içeriði, niteliði, ne iþe yarayýp neye yaramadýðý ayrý bir tartýþma konusudur. Özellikle, bugünlerde sergilenen artçý eylemlere bakýnca tartýþma daha da büyür. Karþýmýzda o kuþaðýn bir temsilcisi olmadýðý, olamadýðý için neyi onaylayýp neyi onaylamadýklarýný soramýyoruz. Gençler adýna heyecan yaratan ve kuþak tanýmlamasýný yapan “yaþlýlar” da kendilerini muhatap olarak ilan etmedikleri için bir muhataplýk sorunu yaþýyoruz.

28 Þubat’ý ihya etmek iyi bir fikir deðil

Görünen þu... Düþünsel olarak baþý sonu belli bir kuþaktan çok, gerçekleþmeyen heveslerini gençler üzerinden tarif etmeye çalýþan yaþlýlar giriþimiyle karþý karþýyayýz. “Bunlar zeki ve esprili çocuklar” kutsamasý oralardan geliyor. Onlar adýna yaptýklarý dünya tanýmlarý da kulaða yabancý gelmiyor. Birçoðunu; 28 Þubat, 27 Nisan, 12 Eylül (2010) zamanlarýnda iþitmiþtik...

Yine de madem bir yeni kuþak ýsrarý var ve bundan bir medet umma hali var; o vakit Türkiye’de muhatap alýnabilir olabilmenin asgari þartlarýný gözden geçirmek gerekiyor. Kuþak tesis edeceklere de faydasý olur...

Öncelikle, eðer Y kuþaðý içinde Gezi olaylarýnýn da bulunduðu parantezin ürünü olmaktan ibaretse durumun iç açýcý olmadýðýný söyleyelim. O resim iyi bir baþlangýç için hiç de akýllýca deðildir.

Etrafýnda bariz bir þiddet kozasý örülen eylemlerden toplumdan saygý uyandýracak bir kuþak çýkmaz.

Kendisini dindarlýða ve dindarlýðýn toplumsal görünümüne itirazla ifade eden hareketten yeni bir fikir pýrýltýsý çýkmaz.

Baþta Kürt sorunu, ekonomide fýrsat eþitliði ve baþörtüsü gibi ülkenin temel sorun alanlarýnda tek yanlý ve Kemalist-Laikçi perspektifi aþamayan bir yaklaþýmdan yeni kuþak üretilemez.

Aklýna estiðinde iktidara ve bileþenlerine küfreden, bunun üzerinden mizah üreten bir coþkuya da yeni kuþak denemez.

X, Y, Z adý ne olursa olsun yeni bir kuþaktan söz edebilmek için hem yeni hem de cesur fikirlere ihtiyaç vardýr. Eskilerin üstesinden gelemediði sorunlara komplekssiz yaklaþabilen, kesinlikle “herkes için” demokrasi arzulayan bir akým olabilmeli.

Bu ülkede yeni kuþak olmanýn olmazsa olmaz þartý; muhafazakar çoðunlukla, dini olanla, Kürt meselesiyle, Anadolu’yla, tarihle, Ýslam dünyasýyla ve evrensel demokrasiyle uzlaþabilmektir.


*

Yeni olmak için ‘yeni’yi de aþmak gerekiyor

Yani, her kim yeni kuþak sýfatýný hak etmek istiyorsa, Yeni Türkiye felsefesinin bir parçasý olmayý denemelidir. 28 Þubatçýlarýn veya Cumhuriyet mitingleri kuþaðýnýn yapamadýðý ve tarihsel olarak yapmasýnýn mümkün olmadýðý þeyi ihya etmeyi deðil.

Ýçine kapalý, dindarý, Kürtleri, farklýlýklarý tehdit olarak gören bir giriþimin adý “Eski Türkiyecilik” olur ki artýk o eþik geçildi.

Dini deðerleri ýskalayan ve Türkiye’yi dünyadan soyutlanmýþ bir adacýk olarak yönetebilme fikri ülkeyi kuþatabilseydi, bunu CHP yapardý.

Öyle olamýyor...

Türkiye zaten 10 yýldýr, yeni bir kuþak aracýðýyla muazzam bir deðiþim ve yenilenme yaþýyor. Askeri vesayetten, toplumsal ayrýmcýlýða, ideolojiden baðýmsýz fýrsat eþitliðinden dýþ politika felsefesine kadar büyük bir yenilenme rüzgarý esiyor. Yani, yeni bir kuþak üretmek için rekabet þartlarý açýsýndan en zor zaman ama yine de mümkün.

Daha net anlaþýlsýn diye o “mümkün”ü þöyle tamamlayalým:

Ýster siyasetsen baðýmsýz, ister baðýmlý olsun, ister kökeninde sadece Erdoðan öfkesi isterse de baþka gizli nefretler bulunsun fark etmez; yeni olabilmenin tek yolu son 10 yýlýn çýtasýný aþabilmekten geçiyor. Her alanda...

ABD-Rusya anlaþmasý ne anlama geliyor?

ABD, beklendiði gibi Suriye’nin kimyasal silah kullanýmý karþýsýnda kayýtsýz kalmayý tercih etti. Obama yönetimi Esad adýna Rusya’yla anlaþtý.

Bu anlaþma ne anlama geliyor?

1-) Obama, çok istediði  “tarihe askeri müdahale yapmayan lider olarak geçme” payesini kazandý.

2-) Putin, krizi fýrsata çevirerek Moskova’nýn küresel etkinliðini Washington’un bir adým önüne geçirdi.

3-) Esad, kimyasal silahlarý elden çýkarmak kararýyla hem yaptýklarýnýn yanýna kar kalmasýný saðladý, hem de bundan sonra yapacaðý kimyasal saldýrdýlar için doðrudan muhalifleri suçlama imkanýna kavuþtu.

4-) Elbette Esad ayrýca, her türlü konvansiyonel katliamlar için sýnýrsýz bir imtiyaza sahip oldu.

5- ) Zaten iþlevini yitiren BM artýk tamamen denklem dýþýna çýktý.

6-) Ýsrail, bir yandan bir düþmaný kimyasal silahtan arýndýðý için bir yandan da “radikal muhalefet”in tepesine vurulmaya devam edileceði için güvenliðini iki kat artýrdý.

7-) Bu anlaþmadan Mýsýr’a da mesaj var. Bugüne kadar olduðu gibi bugünden sonra da Ýslamcý muhalefete karþý güç kullanmak ABD-Rusya ittifakýyla onaylanmýþ oldu.