Ya 330 ya kaos

MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli’nin, üzerinde sörf yapacak bir dalga býrakmak için sürekli olarak ucu açýk deðerlendirmeler yaptýðýný farketmiþsinizdir.. Bir türlü “evet” ya da “hayýr” demiyor.. MHP cephesinden bakýlacak olursa, bunda ters bir durum da yok elbette. Zira her hâl ve þartta MHP bir siyasi partidir ve son tahlilde Ak Parti’nin müttefiki deðil, rakibidir. Bu politik gerçekliðin bazen berrak biçimde görülmediði anlaþýlýyor..  Evet son dönemde, baþkanlýk sistemi ile ilgili bu hareketliliðin fitilini ateþleyen Bahçeli oldu.. “Gelsin milletin önüne, kararý millet versin” anlamýna gelebilecek bir çýkýþla, iktidar partisini de harekete geçirdi.. Ama hiçbir ortamda bu yasa teklifinin referandum alt sýnýrý olan 330’u bulmasýna destek olacaðýný söylemedi.. Söylese söylerdi.. Söylemedi ama.. Dahasý, MHP’yi yöneten kadrolar, tasarýnýn 330’u bulmasý için TBMM’de ‘evet’ diyecekleri ama referandumda ‘hayýr’ kampanyasý yapacaklarý gibi garip bir durumu da seçmenlerine izah edemeyeceklerini pekâlâ biliyorlar.. O halde gerçekçi tahlil þu; Ak Parti’nin elinde, yakasýnda Ak Parti rozeti taþýyan 316 vekilinden baþka oyu yok.. O da Afyon kampýnda hasar görmüþ gibi sanki..  Ama þunun herkes açýkça farkýnda.. Bugün referandum olsa, yüzde 60’la geçeceðine kesin gözüyle bakýlan bir düzenleme, referanduma gidecek alt sýnýrý TBMM’de bulamýyorsa, orasý millet iradesinin tecelli ettiði bir mekân deðil demektir.. Düþünsenize millete gelse ‘evet’ çýkacak ama gelemiyor!.. Bu tarif edilir bir durum deðil..  Ya 330 bulunur ya da izahý zor bir denklemle karþý karþýya kalýr Türkiye.. 

Evet Fransa’dan çok farklý!

Fransa Dýþiþleri Bakaný Türkiye’ye gelmiþ, OHAL uygulamalarý üzerinden bizi eleþtiriyor. Bunu söylerken de Paris ve Ýstanbul’daki uygulamalarýn birbirinden farklý olduðunu iddia ediyor.. Doðru söylüyor konuk bakan. Kesinlikle farklý.. Üstelik de karþýlaþtýrýlamaz ölçüde farklý.

Fransa’da polis, makul þüphe gerekçesiyle hiçbir kanýta gerek duymadan canýnýn istediði yerde arama ve kontrol yapabiliyor..  Gözüne kestirdiði bir kiþiyi, savcýlýk iznine gerek duymaksýzýn ev hapsine alabiliyor, çevreleriyle iletiþim kurmasýný engelliyor.. Güvenlik güçleri, kimseye sormadan, herhangi bir karar alýnmadan, televizyon kanallarýný, tiyatro ve sinemalarý basabiliyor.. Alýþveriþ merkezlerinde otellerde uygulamalar yapabiliyor ve burada þüphelendiklerini, gözaltýna alabiliyor.. Açýk açýk soruyorum burada.. OHAL boyunca, herhangi bir alýþ-veriþ merkezinde, ellerinde makineli tüfeklerle bir asker gördünüz mü? Ya da konakladýðýnýz herhangi bir otelde.. Gidin Paris’e de OHAL görsün gözünüz.. 

Cayk vayklý arabalar

Çakar ya da adý her neyse..  Metropol trafiðinin vazgeçilmezi.. 

Nerede trafik sýkýþsa arkadan evvela bir cayk-vayk sesi duyulur.. 

Ardýndan müezzinin ezan öncesi megafon kontrolü yaptýðýnda çýkardýðýna benzer bir mikrofon týkýrtýsý.. Sonra küstah bir sesle kenara çekilip kendisine yol vermemiz gerektiðini emreden adamlar.. Yýllarca bu çakarlý araç iþi hep yanlýþ taraftan tartýþýldý.. Sahte çakarlar üzerinden yapýldý tartýþma.. Oysa sorunun esas kaynaðý, yasal olan çakarlarý kullananlar.. Girdikleri emniyet þeridinde kesilen cezalar kolayca silinebildiði için, artýk normal þeridi hiç kullanmayan polis ve bürokratlar asýl sorun.. Buna çare bulunmazsa bir sabah hiç beklenmedik bir emniyet þeridi kavgasýyla uðraþmak zorunda kalacaðýz.. Uyarýyorum..