Fenerbahçe, erkenden gol yediði dakika öncesinde de, sonrasýnda da çok daha etkin, baskýn ve üretkendi. Ama futbolun saðý-solu belli olmadýðý için, Antalya daha ilk ataðýnda ve ilk þutunda golü buldu. Bunlar olabilir. Önemli olan, yediði golün pskilojik travmasýndan; mümkün olduðu kadar çabuk kurtulabilmektir. F.Bahçe için hiç söz konusu olmadý. Çünkü olumsuz etkilenme sýfýrdý... Aksine, baskýsýný arttýrdý.
Ýþte bu yoðun yüklenme sýrasýnda, bir penaltý tartýþmasý çýktý ki; bir çok hakem beyaz noktayý gösterebilirdi. Yaþar Kemal Uðurlu ise; kol açýklýðýnýn yeterli aralýkta olmadýðýný iþaret ederek, penaltý olamayacaðýný hareketleriyle anlatýyordu. VAR müdahalesi de; “Þut mesafesi çok kýsa” gerekçesiyle “Pozisyonda bir þey yok” tavsiyesini verdi.
***
Devre arasýna 1-0 yenik girmenin; kötü oynanmýþ bir futbolla ilgisi olmadýðýný hemen söylemek gerekir. F.Bahçe gol atmak için gereken bütün unsurlarý, hareketi ve potansiyeli sergilemiþ; ama olmamýþtý. Bir kaza kurþununa kurban gitmiþti.
Ama Ufuk’un attýðý güzel ve akýl dolu golünün hakkýný da verelim. Sadece, Anatalyaspor pek gol atacak gibi görünmüyordu. Evsahibinden yediði baskýyla, baþýný bile kaldýramýyordu. Bir geldi, pir geldi.
***
Ýkinci yarý baþladýðýnda, “Deðiþen bir þey yoktu” diyemeyeceðim. Antalya çok daha derli-topluydu. Rakip savunmayý ve kaleci Altay’ý zorluyordu. F.Bahçe’nin mutlak üstünlüðü sorgulanýr haldeydi... Vakit hayli ilerleyip gol gecikince, takýmýn bütünlüðü sarsýlmaya baþladý. Ýþin içine korku, endiþe ve telaþ girdi. Þutlar, ortalar, paslar dengesizleþti
Karþýlaþmanýn ikinci yarýsýna bakarsak; “Fenerbahçe fark yemekten kalecisiyle kurtuldu” bile diyebiliriz.