‘Ya olacağız, ya öleceğiz!’

Başlıktaki cümle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait. Karşı karşıya olduğumuz durumu iyi izah eden ve seçenek gibi görünenin seçenek olamayacağını ortaya koyan mühim bir vurgu.  

Bölgemizi sistematik şekilde parçalara ayırmakta olan küresel güç bizi de açıktan tehdit ediyor.

Çünkü artık maske düştü. Taşeronlar işi beceremedi.

Darbe görünümüyle işgale kalkışan FETÖ tepelendi. Hüküm vakti yaklaştı.

Güneyde sınırımıza getirdikleri savaş da, şehirlerimizde kapımıza getirdikleri terör de yıldıramadı, bölemedi, iç savaş çıkartamadı.

“Ver Erdoğan’ı, al tasmalı hayatı” önerileri suratlarına çarpıldı, üstelik Türkiye Erdoğan’ın liderliğinde iyice kenetlendi.  

Parmak izlerini okuduk. İpuçlarını takip ettik: Suçüstü yaptık.

Işığı yüzlerine tutunca fena afalladılar. Efendisinin kölesi FETÖ artıkları, PKK severler ve sömürge ruhlular da.

Bir asır önceki küresel saldırıda Kurtuluş Savaşı vererek onurunu kurtaran aziz milletimiz bir asır sonra yapılanın ne olduğunu da biliyor.

PKK terörüyle mücadele ederken, FETÖ işgaline direnirken… Şehitler veriyor ama namusunu koruyor.

Türkiye seçimini çoktan yaptı o yüzden: Olacak!

“Bir olacak, iri olacak, diri olacak, kardeş olacak, hep birlikte Türkiye olacak”.

*** 

Olmaya karar verdiğimiz için, oyunları bir bir başlarına geçiyor. Gezi böyledir, 17-25 Aralık operasyonu, Kobani kışkırtması, hendek terörü, FETÖ işgali böyledir.

Sınırımızdaki plan böyledir.

Türkiye’yi düşürmeye yönelik girişimlerin ardı arkası kesilmese de boyut değiştirdiği de ortada. Artık aracıya, taşerona, diplomatik sahteliklere ihtiyaçları kalmadı.

Güya MİT müsteşarını tutuklayacaklardı. Şimdi yakayı ele veren ajanlarını kurtarmaya çalışıyorlar.

Niyetleri Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ve Başkumandanını indirmekti. Akıbetleri elçilik personelini kurtarmak için diplomatik trip atmak oldu.

Akılları sıra Kürtleri HDP-PKK’nın peşinden çukura yuvarlayacaklardı. Kürtler ne onurlarından ne vatanlarından vazgeçmeyince şimdi burunları halkalı teröristler için insan hakları temalı yalanlar söylüyorlar.

İstediler ki, 40 yılda hücre hücre yapılandırıp devlete sızdırdıklarıyla diledikleri her iş görülsün. Ama olmadı, Fetula ellerinde kokuştu, üyeleri devletten kazınıp üstlerine kireç döküldü.

Sınıra terör koridoru bir devlet kuracaklardı. Türkiye Fırat Kalkanı’yla, İdlib operasyonuyla koridoru delik deşik etti.

35 yıllık kıdemli Büyükelçilik çalışanı FETÖ üyeliğinden tutuklanınca Vaşington, vah bize deyip özür dilemek ve işbirliğine girmek yerine ergen gibi panikledi.

Sandı ki Türkiye yalvar yakar kapısında yatacak. CHP-HDP’nin bir iki vekili ve gazeteci görünümlü CIA mahreçliler tam salya sümük olmuştu ki Türkiye mütekabiliyet esasını işletti.

Yapılması gereken buydu.

Devletin ve milletin izzetinden taviz verilemez. Onurumuzla var olacağız. 

***

Bunun ikinci Kurtuluş Savaşı olduğunu iyi biliyoruz. Terör örgütlerinin ne amaçla var kılındığını, üzerimize salındığını da.

Devletimiz gereğini yapıyor, yapsın.

Bize düşen devletimizin, liderimizin, askerimizin arkasında sapasağlam durmaktır.

Cumhurbaşkanı ve Başkomutan Erdoğan’ın dediği gibi;

"Dünyanın farklı bölgelerinde hep aynı oyunları oynayıp ülkeleri böldüler, milletleri parçaladılar ve herkesi kendilerine mahkum ettiler. Türkiye devleti ve milleti ile bu oyuna düşmeyi reddettiği için ellerindeki tüm imkânlarla üzerimize geliyorlar. Bunu böyle bilesiniz. Terör örgütleri eliyle kurdukları tuzakları birer birer bozuyoruz, bozacağız. Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgemizdeki gelişmeler karşısındaki mücadelemizi sahada yer alarak ve siyasi, diplomatik duruşumuzla sürdürmek zorundayız. Ya tüm gücümüzle mücadele edeceğiz ya da teslim olup başımıza geleceklere razı olacağız. Ya öleceğiz ya olacağız."