Ya referandum, ya seçim...

Aslýnda çok önemli bir geliþmeydi. Ankara’daki hain saldýrý olmasaydý þimdi onu konuþuyor olacaktýk. 

CHP’nin; baþlamadan bitirdiði Anayasa Uzlaþma Komisyonu’ndan bahsediyorum.

Bu, dýþarýdaki düþmanlarýn körüklediði krize içeriden payanda olmaktýr.

***

2011’de bütün partiler halka sivil anayasa sözü verdi ama Meclis’e gelince bu sözleri unutup ipe un serdi, koskoca bir dönemi beyhude geçirdi.

Aradan beþ yýl geçti, çok þey deðiþti ama CHP’nin kafa yerinde saymýþ...

Zaten daha seçimin ertesi günü ex genel sekreter Gürsel Tekin, “Yeni anayasa için her türlü desteðe hazýrýz ama baþkanlýk için mahallemize bile gelmesinler” diyerek bunu ilan etmiþti.

Klasik bir, “halk partisi yapýmý halk ihaneti”...

Zira...

Bugün Türkiye’de yaþanan ‘sistem problemi’ne çözüm getirmeyen bir anayasa, býrakýn ‘yeni’yi, “yok” demektir.

Çünkü, laf zamanýnda “Darbe Anayasasý” diye yerden yere vurduklarý 1982 Anayasasý’nda devletin yönetim sistemi ile ilgili maddeler hariç her þey yenilendi.

Halk kararýný çoktan verdi

Ayrýca, bizzat halkýn iradesiyle yapýlan deðiþiklikle cumhurbaþkanýný halkýn seçmesine karar verildi.

Bu çok önemli bir karardý. Halkýn bu iradesinin saðlýklý yürümesi için gerekli altyapý çalýþmalarýný yine ayný halkýn görevlendirdiði parlamento yapmalýydý.

Aslýnda 2007’de yediði darbe üzerine komaya giren demokrasimizi tedavi için yapýlan ameliyat yarým býrakarak, 10 Aðustos 2014’ten itibaren oluþan sistem krizine zemin hazýrlanmýþtýr.

Ülke bugün, biri ‘aðýr hasarlý parlamenterlik’ diðeri ise ‘engelli baþkanlýk’ olmak üzere iki baþlý bir ucube sisteme mecbur býrakýlmýþtýr.

Her gün daha da derinleþen bu hastalýk en kýsa sürede telafi edilmelidir.

Baþkanlýk sistemini isteyip istememek farklý bir durumdur. Ama tarif ettiðimiz bu ‘aðýr hasar’ýn giderilmesine engel olmak, halka yapýlabilecek en büyük kötülüktür.

Bu yüzden  yeni Anayasa çalýþmalarýný torpilleyen CHP, halka karþý ‘aðýr çekim’ bir darbe teþebbüsünde bulunmuþtur.

Çünkü...

Halk, 2007’de sunulan yönetim deðiþikliði teklifini (Daðlýca’daki aþýrý tahriklere raðmen), yüzde 70 gibi ezici bir oranla kabul etti.

“Halk kararýnýn ne anlama geldiðini bilmiyordu” demek, çirkin bir hakarettir.

Kaldý ki, hâlâ halkýn kandýrýldýðýný düþünüyorsanýz býrakýn tekrar soralým.

Bundan korkuyorsunuz, çünkü halkýn ne diyeceðini çok iyi biliyorsunuz.

O halde halk, nasýl yönetileceðine karar vermiþse sana ne kardeþim...

Ýþte bunun için, hâlâ bir þeyler dayatmaya çalýþmak halka darbedir.

Bu böyle gidemez...

Bir dönem daha CHP’nin ayak oyunlarýna feda edilemez ve ülke, tarihinin en kritik virajýný bu kambur ile geçemez.

AK Parti kendi Anayasa teklifini hazýrlayýp sunmalý ve Meclis’e bir “Millî Seferberlik” çaðrýsýnda bulunmalýdýr.

Bütün üyeler, ‘elini vicdanýna koyarak’ ve “milletin egemenliðini korumak” için ettikleri yemini hatýrlayarak oy kullanmalýdýr.

Unutmasýnlar ki, yönetim sistemi filan seçmeyecek, sadece bu konunun ‘hakem’e gitmesine karar vererek, halkýn iradesi üzerindeki ipoteði kaldýracaklar.

Ve yine unutmasýnlar ki onlar bu ipoteði kaldýrmazlarsa, halk da onlara verdiði vekalete ipotek koyar.

Diyelim ki her þeye raðmen vekiller ‘harakiri’ yaptý, 330 bulunamadý.

O zaman iktidarýn görevi en kýsa sürede ülkeyi seçime götürmektir.