Son yýllarýn önemli konularýnýn baþýnda artýk ekonomi geliyor. Türkiye’nin 2009 yýlýndan itibaren ekonomik açýdan sýkýþtýrýlmasý için baþvurulmayan yöntem kalmadý. Bugün bizde yazýmýzý ekonomiye ve kredi derecelendirme kuruluþlarýna ayýrdýk.
Yabancý bir ülkede yatýrým yapmak isteyen sermayedarlar veya borç veren kuruluþlar bu kararlarýný verirken bir takým deðerlendirmelere göre hareket etmektedirler. Uluslararasý kredi derecelendirme þirketleri tarafýndan bu ülkelere yatýrým yapýlýp yapýlmamasý yönünde kredi notlarý verilmekte, yatýrýmcýlar da bu raporlar doðrultusunda yatýrým kararý almaktadýrlar.
Ayrýca, yabancý sermaye çekmek isteyenler ülkeler de, ekonomik ve finansal durumlarýný açýklýða kavuþturmak ve yatýrýmcýlar için riskli olmadýklarýný açýklýða kavuþturmak için uluslararasý kredi derecelendirme kuruluþlarýyla derecelendirme anlaþmasý yapmaktadýrlar.
Söz konusu uluslararasý kredi derecelendirme kuruluþlarýnýn ekonomik, politik ve sosyal risklere göre vermiþ olduðu notlar yatýrýmcýlarýn hangi ülkelere sermaye aktaracaklarý veya yatýrým yapacaklarý için oldukça önemli olup, ayrýca borçlanma maliyetlerini de etkilemektedir. Kredi notunun düþmesi, o ülkeye borç verenlerin girmiþ olduklarý riskin artmasý gerekçesiyle kredi maliyetlerini/faizlerini artýrýrken; kredi notunun yükselmesi ise riskin düþük olmasý nedeniyle kredi maliyetlerini azaltmaktadýr.
Diðer bir deyiþle, borçlanma yapan ülkelerin (veya þirketlerin) siyasal, finansal ve ekonomik durumu ile yatýrýmcýlar açýsýndan verilen kredilerden dolayý yatýrýmcýlarýn aldýðý/alacaðý risklerin belirlenmesi ve borçlunun finansal yükümlülüklerini süresinde yerine getirme kapasitesinin tespitidir.
Türkiye’nin kredi derecelendirme yetkisi vermiþ olduðu uluslararasý kredi derecelendirme kuruluþlarý; Moody’s Investors Service ve Fitch Investors Service, olup 2013 yýlýndan itibaren Standart and Poor’s Corporatian Türkiye anlaþma yapmamaktadýr.
Yukarýda belirtilen þirketler, uluslararasý kredi derecelendirme sektöründe baþta gelen ilk üç kuruluþtur.
Sektörde pazar payýnýn yüzde 97’si gibi büyük bir kýsmýný elinde bulunduran Moody’s, Fitch ve Standart and Poor’s Türkiye dâhil 100’ün üzerinde ülke için derecelendirme izlemelerinde bulunmakta ve izlemiþ olduðu ülkelere kredi notu vermektedir.
Ayrýca Japon derecelendirme kuruluþu Japan Credit Rating (JCR) de, Çin derecelendirme kuruluþu Dagong Global, Rus derecelendirme þirketi ACRA sektördeki önemli diðer firmalardýr. Kredi derecelendirme sektöründe 100’ün üzerinde uluslararasý þirket bulunmaktadýr.
Çin’de kurulan “Dagong” derecelendirme kuruluþu, 1994 yýlýnda kurulmuþ olup, Çin'in yatýrýmý için “Dagong” derecelendirme kuruluþundan not almayý zorunlu tutmaktadýr.
Yine, Rus-Çin-Amerikan kredi derecelendirme kuruluþu Universal Credit Raiting Group (UCRG) da Haziran 2013’te, Çin’in Dagong Global Credit, ABD’nin Egan-Jones Ratings ve Rusya’nýn Rus-Rating kredi derecelendirme kuruluþlarýnýn giriþimi ile kuruldu. Tüm uluslararasý toplumu temsil edecek yapýda kurulduðu açýklanan UCRG’de çeþitli ülkelerden 50’ye yakýn kredi derecelendirme kuruluþunun birleþmesi hedefleniyor.
Uygulamadan kaynaklanan sorunlara bakýldýðýnda;
- Sistemi kontrol eden ülke ve menfaat gruplarý derecelendirme notlarýný siyasi ve ekonomik baský unsuru olarak kullanmakta,
- Menfaat gruplarýnýn çýkar elde etmelerini kolaylaþtýracak bir þekilde sistemi iþletmekte,
Olduklarý görülmektedir. Yine, uluslararasý derecelendirme kuruluþlarýnýn yaptýklarý deðerlendirme ve raporlamalarýn objektif kriterlere dayanmadýðý, güvenilir olmadýðý düþünülmektedir.
Kamuoyunda da sürekli tartýþýldýðý üzere, Uluslararasý derecelendirme kuruluþlarýnýn objektif deðerlendirme yapmadýklarý, sürekli olarak belli sermaye gruplarýnýn tekelinde ve bu gruplarýn çýkarlarýný korumak ve devam ettirmeye çalýþtýklarý bilinmektedir. Dolayýsýyla, batý sermayeli Standards and Poor's Corp., Moody's Investor Service Inc ve Fitch Ratings Ltd. olmak üzere her üç derecelendirme kuruluþu ekonomik deðil, siyasi kararlar vermektedir. Deðerlendirmelerin objektif unsurlar yanýnda subjektif unsurlarý da barýndýrmasý ve bu subjektif deðerlendirmenin þeffaf olmamasý uluslararasý derecelendirme kuruluþlarýna olan güveni azaltmaktadýr. Derecelendirme kuruluþlarýnýn verdiði notlarýn, objektif kriterlere göre verilmediði, tamamen siyasi ve ekonomik çýkarlarýn aðýr bastýðý görülüyor.
Ülkemizde, uluslararasý derecelendirme kuruluþlarý tarafýndan verilen deðerlendirme raporlarýna itirazlar ve raporlarýn takibi ile sonuçlarýnýn deðerlendirilmesi ile ilgili bir üst kurum bulunmamaktadýr.
Çin, Rusya ve Japonya menþeine sahip uluslararasý derecelendirme kuruluþlarý ile aktif bir iþbirliðine gidilerek, Rusya, Japonya, Brezilya ve Çin gibi ülkeler ile birlikte kredi derecelendirme kuruluþu kurulabilir ve Türkiye, özellikle Ýstanbul özelinde, bir finans merkezi haline getirilmesinde, burada kurulu bir derecelendirme kuruluþu büyük katký saðlayacaktýr.
Ayrýca derecelendirme kuruluþlarýnýn verdiði notlarý analiz edip, yapýlan deðerlendirme hatalarý tespit edilerek yatýrýmcýlar bilgilendirebilecektir. Ayný zamanda bu kuruluþlarýn verdiði notlara, “not” verilmelidir. Yani ne kadar baþarý saðlandýðý, öngörülerdeki hatalar ortaya konulmalýdýr. Böylece hem bilgi ve belge temininin, hem deðerlendirme süreçlerinin ve hem de deðerlendirme raporundaki eksiklik ve hatalarýn tek elden yürütülmesi ve takibi saðlanmýþ olacaktýr.