Bu• sabah internete kendi adýmla girdim ve -nasýl diyordu Orhan Pamuk?- hayâtým deðiþdi.
Meðer ben neymiþim de haberim yokmuþ!
Hayýr, bu cümle yeterince güçlü olmadý, deðiþtiriyorum:
Ulan, ben meðer neymiþim de haberim yokmuþ, anasýný satiyim!
Yahut...”sülâlesini sattýðýmýn” da denilebilir...
Bir kere sýfýr virgül bilmemkaç sâniyede üçyüzbin küsur kayýd bulunmuþ olmasý ibâresine aklým ermedi.
Cehâletime verilsin ama bu bana pek de imkân dâhilinde görünmüyor.
Ünlü bir politikacý, sinema oyuncusu filan olsam belki ama üçyüz küsur bin denilince aklýma Nasreddin Hoca’nýn o fýkrasý geldi: “Sen ya sayý saymayý bilmiyorsun ya dadayak yememiþsin!”
Hadi, beþyüz/altýyüz gibi bir rakam olsa anlarým ama üçyüz bilmemkaç bin?
Yâni ben buna lâyýk deðilim diye söylemiyorum. Aslýnda bundan kat be kat fazlasýna bilem lâyýkým ama beþeriyetde o aklý ve kadirþinaslýðý ara ki bulasýn!
Ben ne yapayým, halk nankör!
Bu bir yana, o kayýdlara göre kendimi tanýmlamam gerekse hem “komünist” hem “faþist” hem “liberal” hem “sol yalakasý” hem “AKP yalakasý” hem “Atsýz soyadýnýnyüzkarasý” hem “Atsýz adýnýn övüncü” ...kýsacasý hem kuþ hem balýk, ama aðleb-i ihtimâl ne þap ne þeker bir herîf-i nâ-þerîf olmam bilâ-kaabil-i ictinâb! Kaçýnýlmaz!..
Günümüz Türkçesiyle “unavoidable” , “inévitable” , “unvermeidbar”!!!
Bu durum karþýsýnda bana bugün kendime dâir ufak bir düzeltme yapmam iznini verirsiniz sanýyorum:
Bi’ kerem ben komünist deðilim ve ömrümün hiçbir döneminde de olmadým!
En azýndan politoloji (politik bilimler) okuduðum için, ama mesleðim gereði de komünizmi gerçi epeyi inceledim ama ben seneler öncesi bir tv belgeseli dolayýsýyla meselâ “nasýl kusursuz cinâyet iþlenir?” konusunu da incelemiþdim.
O yüzden kaatil olmadýðým gibi bu yüzden komünist de olmadým, çünki bu siyâsî ve iktisâdî felsefenin doðruluðuna kanaat getirmedim.
Öte yandan Marksizm’i bilmeden 19. ve 20. Yüzyýllarý anlamanýn fevkalâde müþkil olacaðýný da iyi bilirim.
Ben faþist de deðilim!
Þimdi aranýzdan bâzýlarýnýn “Hayýrsýz evlâd!” diye homurdandýðýný iþitir gibiyim ama o mânâda Rahmetli Peder de faþist deðildi, neyse, bahs-i dîger...
Neden diyecek olursanýz ben faþist deðilim ve olamam, zîrâ kan dökülmesi þöyle dursun kan görmeðe dahî tahammül edemem. Tabii düþmanlarýmýnki hâriç...
Onun için benden faþist maþist olmaz!
Zâten fikriyâtýna da muhâlifim.
Öyle ya, meselâ bir milletin öbür milletlerden üstün olduðu safsatasýna neden inanayým?
Hangisinin üstün olduðu belli zâten!
Uzatmayalým, öbürleri de deðilim.
“Peki, liberal de mi deðilsin?” diye soracak olursanýz þöyle söyleyeyim de cevâbýný da kendiniz bulunuz:
Ben tâvizsiz ve tartýþma kabûl etmez bir “çoðulcu demokrat”ým!
Bu söylediklerimden bir mânâ çýkaramayanlar için son bir deneme olarak ölümsüz, yüce þâir Yaðmur Atsýz’ýn yýllar önce bir vesîleyle latîfe olsun diye arûzun “mef’ûlü fâilâtü mefâîlü fâilün” vezninde çýrpýþtýrarak o meclisde en az üç, hattâ belki de dört dakýykalýðýna þöhret bahtiyarlýðýna eriþdiði þu beyitle yetinmelerini teklîf ediyorum:
“El yordamýyla öðrenen ahvâl-i âlemi,
Elbet tahayyür eyler okurken risâlemi!”
Beni izlemeye devâm ediniz!